Arkasında 18 milyar dolarlık bir servet bırakan Kral Abdullah, akrabalarının omzunda bir kefenle taşındı. Selefi inancına göre Kral Abdullah isimsiz bir mezara defnedildi.
Abdullah Bin Abdulaziz, ülkenin yönetimini aslında tahta oturduğu 2005’ten 10 yıl önce üstlenmeye başladı. Kral Fahd’ın felç olmasının ardından Abdullah Bin Abdülaziz olağanüstü güç ve yetkilere sahip Veliaht Prens sıfatıyla ‘modernleşme’ adını verdiği adımlar için harekete geçti. Krallığı döneminde kadınlara yerel seçimlerde aday olma ve Şura Meclisi’nde yer alma gibi haklar tanındı. Ancak “reform” iddiasına rağmen ülkenin insan hakları karnesi her zaman tartışma konusu oldu, muhalif hareketler ağır yaptırımlarla cezalandırıldı, azınlıklara yapılan muamele uluslararası kamuoyunun ve içerdeki muhalefetin tepkisiyle karşılaştı.
2001’de ABD’yi hedef alan 11 Eylül saldırıları sonrası yoğun bir baskıya maruz kaldı. O dönemde Veliaht Prens sıfatıyla ülkeyi fiilen yöneten Kral Abdullah, dünyaya El Kaide ile mücadele ettiğine dair güçlü bir mesaj vermek için yoğun çaba harcadı. Kral Abdullah, Ortadoğu’nun kaderini değiştiren Arap Baharı rüzgarını ise başlarda uzaktan izlemeyi tercih ederken, tahtını tehlikeye düşürdüğü anda bu rüzgarı tersine çevirmek için var gücüyle mücadele etti.
İran tehlikesinin kapısına dayandığını düşünen Kral Abdullah, çoğunluğu Şii olan protestocuları bastırmak amacıyla Bahreyn yönetimine askeri destekte bulundu ve bu ülkeye 40 bin asker gönderdi. Kral, Suud ailesinin, bir halk hareketi olduğu için çok hoşlanmadığı ve Arap Baharı’nı taşıyan güç olduğu için düşman kesildiği Müslüman Kardeşler iktidarını bitirmek için Mısır’da da kolları sıvadı ve darbe rejimini iktidara taşıyan sürecin finansörlüğünü ve akıl hocalığını üstlendi.
Kral Abdullah’ın Arap Baharı dönemindeki en büyük sınavlarından biri de İran ile mücadele oldu. Ortadoğuya değişim getirmesi umulan süreç Riyad ile Tahran arasında ‘soğuk savaşa’ dönüştü. İran Suriye’de Esed rejimini ayakta tutmak için tüm gücünü ortaya koyarken Kral Abdullah Suriye muhalefetinin en büyük destekçilerinden biri oldu. Ancak Kral Abdullah’ın Müslüman Kardeşler takıntısı ve bu sebeple İhvan’ı Suriye muhalefetinden dışlamaya çalışması da muhalefet içindeki bölünmeyi ateşledi. Kral, İsrail işgali karşısında ise Filistin'i yalnız bıraktı.
Afrika Boynuzu turunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kral Abdullah’ın vefat haberini almasının ardından programına ara vererek Riyad’a geçti. Erdoğan, burada yeni Kral Selman bin Abdulaziz ve kraliyet ailesinin bireyleriyle saf tutarak, önce ikindi namazını ve sonra da cenaze namazını kıldı. Erdoğan cenaze merasiminin bitimiyle birlikte Afrika programına devam etmek üzere Cibuti’ye geçti.
Müslüman Kardeşler teşkilatı, Mısır’da 2013 yılında kendilerine yönelik darbenin en büyük destekçilerinden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ölümü üzerine Twitter hesabından başsağlığı mesajı yayımladı. Mesajda, “Kral Abdullah’ın ölümü üzerine Suudi Kraliyet ailesine ve Suudi Arabistan halkına en içten taziyelerimizi sunuyoruz. Allah’ın rahmeti üzerine olsun” ifadeleri yer aldı.
ABD Başkanı Barack Obama, Kral Abdullah’ın ailesine başsağlığı dileğinde bulundu. Obama açıklamasında, “Kral Abdullah’ın perspektifine her zaman değer verdim ve samimi, sıcak dostluğundan minnettar oldum. Huzur içinde yatsın” dedi. İngiltere Başbakanı David Cameron, müteveffa kral için, “dinlerarası diyaloğu güçlendiren bir adamdı” nitelendirmesinde bulunurken, Hindistan Başbakanı Narendra Modi de “rehberlik eden bir güç” ifadelerini kullandı.
Darbe döneminde Kral Abdullah’tan siyasi ve finansal destek gören Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, vefat haberini alır almaz cenaze törenine katılmak için Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nu yarıda bırakma kararı aldı. Sisi yaptığı yazılı açıklamada da “Kişisel taziyelerimi ve Mısır halkının üzüntülerini derin duygularımla Kral Abdullah bin Abdulaziz’in ailesine ve Suudi Arabistan halkına iletiyor, Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Ancak Sisi’nin “hava muhalefeti” nedeniyle Riyad’a gidemediği ve yerine Başbakan İbrahim Mehlab’ı gönderdiği öğrenildi.
2013’te Mısır’daki darbe sırasında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ile birlikte Sisi yönetimine destek veren Suudi Arabistan’a bu ülkelerden destek geldi. Bahreyn, 40 günlük yas ilan etti. BAE, Ürdün, Tunus, Lübnan ve Katar’da üçer günlük yas ilan edildi. Mısır ise, Suud Kralı Abdullah’ın ölümü dolayısıyla ülkede bir hafta süreyle yas ilan etti. Türkiye de ise bir günlük yas kararı alındı.
Bir dönem Riyad başta olmak üzere Körfez ülkeleri tarafından dışlanan ancak yakın bir tarihte ilişkileri yeniden onaran Katar da Kral Abdullah’ın vefatı dolayısıyla taziye mesajı yayımladı. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani mesajında, “Kral Abdullah, hayatını vatanına ve milletine adamış Arap ve İslam devletlerinin başına gelen en mükemmel liderlerinden biridir. Davalarının, güvenliğin ve istikrarın en samimi savunucularından biri ve Arap Birliği’ni, beraberliğini güçlendirmede, bölgede diyalog ve adil barış çağrılarında, şiddet ve aşırıcılığı reddetmede önemli role sahipti” ifadelerine yer verildi.
Son olarak destek verdiği Husiler aracılığıyla Yemen’de “darbe”ye yol açan İran’dan da mesaj gelmesi dikkat çekti. Suudi Arabistan ile rekabet halinde olduğu Yemen’de bir adım daha ileri giden İran adına açıklama yapan Hasan Ruhani’nin mesajında, “Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın vefatı dolayısıyla, merhuma Allah’tan rahmet, Suudi Arabistan devleti, halkı ve Suud ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum” ifadelerine yer verildi. Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin de Kral Abdullah için taziye mesajı yayımladı.