İngiltere'de önceki gün yapılan yerel seçimlerde Londra belediye başkanlığı için kıyasıya yarışan İşçi Partili Ken Livingstone ile Osmanlı Ali Kemal'in torunu Boris Johnson arasındaki kıyasıya rekabette, kazanan Johnson oldu. Johnson'ın 1 milyon 168 bin 738 oy aldığı seçimde, 8 yıldır Londra Belediye Başkanlığı görevini yürüten “Kızıl Ken” lakaplı Ken Livingstone 1 milyon 28 bin 966 oy aldı. Londra Belediye Başkanlığı seçimine katılımın, yüzde 45 ile son yılların rekoru olduğu belirtildi. İngiliz medyası ise johnston'un seçilmesini kendisine artık bir çekidüzen vermesi gerektiği şeklinde yorumlandı. İndependent 'Şaşkın maskaralıktan derli toplu belediye başkanlığına' şeklinde başlık attı.
Londra Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra yaptığı konuşmada Ken Livingstone'a hizmetleri için teşekkür eden Johnson, Livingstone'a belediyede birlikte çalışmaları için teklif götüreceğinin işaretlerini verdi. Livingstone'ın çok önemli hizmetler verdiğini belirten Johnson, özellikle Londra'ya yönelik terör saldırısı sırasında Livingstone'ın tutumunu övdü. Yenilginin sorumluluğunu tek başına üstlenen Livingstone ise “Bütün sorumluluğu alıyorum ve sizi zafere taşıyamadığım için özür diliyorum” dedi. Liberal demokrat aday Brian Paddick'in üçüncü, Yeşillerin adayı Sian Berry'nin ise dördüncü olduğu seçimin ardından belediye başkanlığını kazanan Johnson'ın Henley milletvekilliği görevinden istifa etmesi bekleniyor. Bu durumda söz konusu bölgede milletvekili seçimi yapılacak.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son İçişleri Bakanlarından gazeteci Ali Kemal'in torunu olan Boris Johnson Londra Belediye Başkanlığı görevini 4 yıllığına üstleniyor. Bu son yerel seçimlerle birlikte iktidardaki İşçi Partisi de muhafazakar parti karşısında son 40 yılın en ağır yenilgisini almış oldu. 5 milyon 419 bin 913 seçmenin kayıtlı olduğu Londra'da sandık başına seçmenlerin sadece yüzde 45.33'ü gitti. 1869 doğumlu olan Ali Kemal, gazeteci, yazar ve siyaset adamıydı. Paris Siyasal Bilgiler Yüksekokulu mezunu olan Ali Kemal, Jön Türkler arasına katılmıştı. Ali Kemal, 31 Mart olaylarından sonra yeniden Avrupa'ya kaçtı. 1919 yılında Damat Ferid Paşa kabinesinde önce maarif, sonra da dahiliye nazırı oldu. Nazırlıktan ayrıldıktan sonra Peyam-ı Sabah Gazetesi'nde ittihatçılığın devamı olarak gördüğü Kuva-yı Milliye ve Kurtuluş Savaşı'na karşı çıktı. Savaşın kazanılmasından sonra İstanbul'da tutuklandı, Ankara'ya yargılanmak üzere götürülürken 1922 yılında linç edilerek öldürüldü.
