ABD''nin Kaliforniya eyaletinin başkenti Sacramento''daki evinde 7 Şubat''ta iki çocuğuyla birlikte ölü bulunan Amerikalı eski pilot Phillip Marshall''in bir cinayete kurban gittiği ve en büyük şüphelinin de Amerikan Haberalma Teşkilatı CIA olduğu ileri sürüldü. İddianın sahibi olarak ise, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı eski çalışanlarından Wayne Madsen gösteriliyor.
İran''ın İngilizce yayın yapan yarı resmi televizyonu Press TV''ye konuşan Madsen, Marshall''ın 11 Eylül 2011 saldırılarının Amerikan devleti tarafından yapıldığını ileri sürdüğü kitabı nedeniyle ''susturulmaktan'' korktuğunu belirtti. Madsen, eski pilotun ve çocuklarının CIA tarafından düzenlenen bir cinayete kurban gittiklerini ileri sürdü. Olay yerindeki kanıtların resmi açıklamalardaki gibi bir cinnete değil bir cinayete işarete ettiğini vurguladı.
Marshall''ın ölümünün cinayet olduğunu savunan Madsen, eski pilotun öldürülmesinin sebebinin 11 Eylül hakkında yazdığı kitap değil, CIA ile olan ilişkisi olduğuna dikkat çekti. CIA adına yapılan uyuşturucu kaçakçılığı işlerinde adı sıkça duyulan emekli Yarbay Oiver North ile Marshal''ın birlikte çalıştığını belirten Madsen, ''Cinayetin arkasında bu karanlık ilişkiler olabilir'' dedi. Madsen''a göre CIA, yaptığı kirli işler hakkında bu kadar çok şey bilen bir kişinin bunları açıklama ihtimalini göze alamadı. Madsen bununla birlikte, Marshall''ın yazdığı 11 Eylül kitabının da cinayetle ilgili olabileceği iddialarının tamamen olasılık dışı olmadığını da vurguladı.
''Büyük Aldatmaca: 9/11 ve Teröre Karşı Savaş'' adındaki kitapta ABD''li eski pilot Philip Marshall, 11 Eylül saldırılarının arkasında Amerikan ve Suudi istihbaratının bulunduğunu ileri sürmüştü.
Amerikalı eski pilot Philip Marshall''ın 7 Şubat''taki ölümünü Amerikan basını, cinnet olarak verdi. Basın, 54 yaşındaki pilotun Sacramentodaki evinde önce 14 taşındaki kızı Micalia''yı ve 17 yaşındaki oğlu Alex''i silahla öldürdüğünü ardından da intihar ettiğini yazmıştı. Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı eski çalışanlarından Wayne Madsen ise olayın bir cinet değil cinayet olduğunu savundu.
