Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya ile diplomatik ilişki kurmasına olanak tanıyacak dostluk paktı anlaşması imzalayacak.
Rus haber ajansları, Devlet Başkanı Medvedev'in bugün imzaladığı iki kararnameyle dışişleri bakanlığına Güney Osetya ve Abhazya ile diplomatik ilişki kurulması, dostluk ve işbirliği anlaşması imzalanması talimatı verdiğini duyurdular.
Medvedev'in imzaladığı kararnamelerde, Rusya Savunma Bakanlığı'na Güney Osetya ve Abhazya ile söz konusu anlaşmalar imzalanıncaya dek bu bölgelerde barışın sürmesine yardımcı olma talimatının da bulunduğu ifade edildi.
Bu arada Medvedev'in Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdığını açıkladığı konuşma metninin tamamı Kremlin'in internet sitesinde yayımlandı.
Açıklamada, Medvedev'in Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlıklarını tanıyan kararnameyi imzaladığı belirtilerek, Rus vatandaşlarına hitaben, televizyonlardan da canlı yayımlanan şu açıklamayı yaptığı kaydedildi:
“Hiç kuşkusuz Güney Osetya'daki trajediyi hepiniz biliyorsunuz. Gürcü askerlerinin Tshinvali'ye gece yarısı ağır silahlarla düzenlediği saldırıda barış içinde yaşayan yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Buradaki kadın, çocuk ve yaşlıları sonuna kadar korumakla yükümlü Rus barış gücü askerleri de öldü.
Gürcü yönetimi BM Şartı'nı, uluslararası anlaşmalar uyarınca taşıdıkları yükümlüklerini ihlal ederek, sağduyusuz bir şekilde hareket ederek sivillerin kurbanı olduğu bir askeri saldırı düzenledi. Benzer bir kader Abhazya'yı da bekliyordu. Tiflis, bütün dünya kamuoyunu bir oldubittiyle karşı karşıya bırakarak ani bir zafer elde etmeyi hesaplıyordu. Amaçlarına ulaşmak için Güney Osetya halkını yok etmek gibi insanlık dışı bir yöntem seçilmişti. Bu ilk girişim değildi. 1991 yılında Gürcistan Devlet Başkanı (Zviad) Gamsahurdiya 'Gürcistan Gürcülerindir' sloganıyla Sukhumi ve Tshinvali'yi işgal emri vermişti. Bu binlerce kişinin ölümü, onbinlerce göçmen ve köylerin talan edilmesiyle sonuçlandı.
Rusya o dönemde Abhazya ve Güney Osetya halklarının yok edilmesini durdurdu. Ülkemiz aracılık ve barış gücü rolünü üstlendi. Siyasi istikranın sağlanmasına katkıda bulundu. Bu arada biz Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü tanımayla yola çıkıyorduk. Gürcistan yönetimi ise değişik bir yol seçti; barış sürecini kesme, varılan anlaşmaları görmezlikten gelme, siyasi ve askeri provokasyonlar, barış güçlerine saldırıların bulunduğu tüm bu hareketler Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve BM'nin desteğiyle çatışma bölgesinde kurulan yönetimi kaba bir şekilde bozdu.
Rusya sabır ve tahammül sergiledi. Biz defalarca görüşmelere yeniden dönülmesi çağrısında bulunduk. Hatta Kosova'nın tek taraflı bağımsızlığını ilan etmesinden sonra bile pozisyonumuzu değiştirmedik. Ancak bizim Gürcistan tarafına Güney Osetya ve Abhazya'ya yönelik güç kullanmaması yönünde ısrarla yaptığımız teklifler karşılıksız kaldı. Maalesef NATO, hatta BM bile bu tekliflerimizi görmezden geldi. Tiflis'in bu sorunu barış yoluyla çözme planının olmadığı şimdi anlaşılmıştır. Gürcü tarafı sürekli savaşa hazırlanırken, dış ülkelerden gelen siyasi ve maddi destek Gürcü yönetiminin cezalandırılmayacağı yönündeki hislerini daha da güçlendiriyordu. Tiflis 8 Ağustos 2008'de tercihini yaptı. Siyasi hedeflerine ulaşmak için soykırım yöntemini seçti. Oset ve Abhazların Gürcülerle bir arada yaşama umutlarını kendi elleriyle öldürdü. Güney Osetya ve Abhazya halkları defalarca yaptıkları referandumlarla bağımsızlıklarının desteklenmesini istediler. Güney Osetya'da meydana gelen ve Abhazya'da planlanan olaylardan sonra bu halklar kendi kaderini çizme hakkına sahiptirler. Güney Osetya ve Abhazya başkanları parlamentolarının aldıkları karar ve referandum sonuçlarını baz alarak Rusya'dan bağımsızlıklarının tanınması ricasında bulundular. Rus parlamentosunun alt kanadı Duma ve Federasyon Konseyi de bu başvurulara destek yönünde oy kullandı.
Durumdan çıkış yolu bulmak gerekiyor. Oset ve Abhaz halklarının özgür isteklerini, BM Şartı'nı, 1970 yılında imzalanan devletlerarası dostluk ilişkileriyle ilgili Uluslararası Hukuk Deklarasyonu'nun ilkelerini, 1975 yılında imzalanan Helsinki Nihai Senedi'ni ve diğer uluslararası belgeleri göz önüne alarak Rusya Federasyonu'nun Güney Osetya ve Abhazya'yı tanıma kararını imzaladım.
Rusya diğer ülkelerden de bu örneği takip etmesini istiyor. Bu zor bir seçim, ancak insanların hayatını kurtaracak da tek şanstır.”
