Eski Sovyet Rusya (SSCB) ülkeleri içerisinde en ünlü mafya liderleri içerisinde gösterilen 75 yaşındaki Aslan Usoyan (Ded Hasan) keskin nişancılar tarafından önceki gün Moskova şehir merkezinde öldürüldü. Saldırı sırasında otuz yaşındaki Maryat Biçkurin'in de yaralandığı ifade ediliyor.
Suikast sonrasında farklı iddialar ortaya atılıyor. En çarpıcı iddiayı İtalyan Corriere della Sera Gazetesi gündeme getirdi.
Rus basınında da çıkan Ded Hasan'ın PKK'ya silah sattığı ve örgüte yardım ettiği iddialarını vurgulayan gazete Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesi ile Moskova'daki cinayetin bağlantılı olabileceğini öne sürdü. Corriere della Sera, bu iddianın doğru olması halinde hem Paris hem de Moskova cinayetlerinin, Türkiye'de başlayan barış sürecini baltalamak isteyen güçler tarafından işlenmiş olabileceğine dikkat çekti.
İddiaya göre, PKK eğer Kalaşnikov ya da rokete ihtiyacı olursa, bunu Ded Hasan'a iletiyordu. O da bunları nakit ya da uyuşturucu karşılığında temin ediyordu. Burada Ded Hasan'ın Gürcistan'da Kürt etnik topluluğu üyesi olarak doğması etkili olmuştu.
Silah satması nedeniyle Ded Hasan'ın askerler tarafından öldürüldüğü iddiası da güçlü. SSCB döneminde kurulan mafya düzeniyle eski KGB ve şu andaki ismiyle FSB arasındaki bağlar göz önüne alındığında istihbaratta bir iç hesaplaşmanın yaşanabileceği de belirtiliyor.
Kürt mafya babası Ded Hasan'ın ölümünden sonra yeraltı dünyasında önemli değişimlerin yaşanabileceği öngörülüyor.
Rus Kommersant gazetesine açıklama yapan eski milletvekili ve emekli polis generali Aleksandr Gurov ise, Ded Hasan'ın Gürcistan kökenli çetelerin çatışması sonucunda öldürüldüğünü iddia etti. Gurov'a göre SSCB döneminden farklı olarak şu anda çeteler arasında 'ideoloji savaşı' yaşanmıyor, çeteler ekonomik çıkarlar sebebiyle karşı karşıya geliyor. Dünya Bülteni'nde yer alan habere göre 28 Temmuz 2009'da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden ünlü mafya babası Vyaçeslav İvankov'un (Yaponçik) avukatlığını yapmış olan Mark Kurter de benzer görüşleri savundu. Kurter'e göre Ded Hasan ve Yaponçik yakın dosttular ve Gürcü kökenli genç çeteler liderlerine karşı çıkıyordu. Gazeteye ulaşan bilgilere göre Ded Hasan saldırısı Kürt mafya liderleri Cemal Mikeladze (Cemo) ve Rövşen Caniyev (Rövşen Lenkeranski) tarafından düzenlendi. Taraflar arasında Rusya'nın güney bölgesinden gelen gelirlerin paylaşılması konusunda sorun yaşandığı belirtiliyor. Uzmanların görüşüne göre Ded Hasan'ın öldürülmesinden sonra, mafya grupları arasındaki çatışmalar daha da büyüyecek. Yetkililer, çatışmaların eski SSCB devletlerine yayılmasından endişe ediyor.
Rusya parlamentosu alt kanadı Duma Güvenlik ve Yolsuzluklarla Mücadele Komisyonu Başkanı İrina Yarovaya, Kürt mafya lideri olarak tanınan Ded Hasan'ın öldürülmesinin sosyal açıdan tehlikeli bir gelişme olduğunu söyledi. Ancak, Yarovaya'ya göre Rusya Federasyonu'nda mafya savaşlarının yaşandığı 1990'lı yıllara dönme tehlikesi bulunmuyor. Ded Hasan'a yönelik suikastın iyi organize edilmiş bir saldırı olduğunu kaydeden milletvekili Yarovaya, 'Ben polisin suçluları bulacağına inanıyorum. Polis, tetikçi ya da arkasındaki yapıyı kısa sürede çözecek. Halkın yaşadığı alanlarda işlenen bu tür saldırılar sosyal açıdan çok tehlikeli' değerlendirmesinde bulundu.
Ded Hasan'a karşı 2010 yılının 16 Eylül tarihinde de silahlı saldırı düzenlenmiş ancak ağır bir şekilde yaralanan mafya babası, kurtarılabilmişti. Bu saldırı sonrasında güvenlik önlemlerini artıran Usoyan dört zırhlı araç eşliğinde onlarca özel eğitimli silahlı kişiler tarafından, ağır silahlarla 24 saat korunuyordu.
Ded Hasan'ın cenazesinin morgdan alındığı belirtilirken, ailesinin Usoyan'ın Gürcistan'a defnedilmesi için Gürcü yönetiminden izin isteyeceği ifade ediliyor. Konuyla ilgili diğer bir iddia ise Usoyan'ın Moskova'da suç örgütü üyelerinin defnedildiği alan olarak bilinen Danilovskoye Mezarlığı'na gömüleceği yönünde.
