Amerika'nın, yeni Başkanı Barack Obama'yla dünyaya değişim ve barış mesajı verdiği bir dönemde Hindistan, kendi 11 Eylül'ünü yaşadı. Önceki gün ülkenin finans merkezi olan ve Batılı turistlerin gittiği Bombay (Mumbai) kentinde 10 ayrı yere birden düzenlenen silahlı ve bombalı saldırılarda ölü sayısı 125'e yükselirken teröristler tarafından rehin alınan onlarca turist de kurtarılmayı bekliyor. Saldırıları adı ilk kez duyulan 'Deccan Mucahidin' adlı örgüt üstlendi. Örgüt önceki gün başlattığı saldırılarda aralarında 5 yıldızlı 2 otel, Amerikan merkezli bir Yahudi kuruluşu, 1 hastane, 1 kafeterya, 1 pub ve 1 tren istasyonunu hedef seçti.
Teröristlerin asıl hedefinde ise yabancı uyruklu turistler vardı. Edinilen bilgiye göre deniz yoluyla kente giren saldırganlar, turistlere tek tek pasaport soruluyor, ABD ve İngiliz pasaportu taşıyanları hedef alıyordu. Saldırılarda ölenlerin 81'inin Hintli, 6'sının ise Japon, Avustralyalı, İngiliz ve İtalyan uyruklu turistler olduğu ifade edildi. 5 yıldızlı Taj Mahal ve Oberoi adlı otellerde kalan müşterileri rehin alan teröristlerden 6'sı ölü, 9'u da yaralı olarak ele geçirildi. Taj Mahal Oteli daha sonra denetim altına alındı ancak Oberoi Otel'de hâlâ çok sayıda rehine bulunuyor.
İsrailli haham Gavriel Holtzberg'in rehin alındığı merkezi New York'ta bulunan Yahudi yardım kuruluşu Nariman House'a da saldırı düzenlendi. Buradaki 3 Yahudi'den Holtzberg'in 2 yaşındaki oğlu ve eşi serbest bırakıldı.
Hindistan Başbakanı Manmohan Singh saldırıyı 'çok iyi planlanmış ve muhtemelen dış bağlantılı' olarak değerlendirirken, Pakistan kendisine yönelik iddiaları yalanladı. Rus istihbaratına göre ise örgüt, El Kaide bağlantılı.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Bülent Aras, Bombay'da yaşanan terörist saldırıyı 'Hindistan'ın 11 Eylül'ü' olarak nitelendirerek şu idafelere yer verdi: “Benim ilk aklıma gelen bunun taşeron bir örgüt olabileceğidir. Bir tarafıyla El Kaide'nin yapmış olduğu terör eylemlerine benziyor. Finans merkezini hedef alması, buradaki Batılıları tespit etmesi. Mesaj bir anlamda küresel kapitalizme. Yahudi propaganda merkezinin hedef alınması, uluslararası sistemin hassas olduğu sinir uçlarına dokunuyor.
Hindistan'daki saldırıda tıpkı 11 Eylül olayında olduğu gibi ABD çıkarları doğrultusunda hareket edilmiş olabileceği de yapılan değerlendirmeler arasında. Buna göre, Obama kısa sürede savaşa son vermeyeceği ve şu aşamada 'Büyük Ortadoğu Projesini' sürdürmek durumunda olduğu için Amerika, böyle bir saldırıyla olası bir yeni savaşa meşru zemin oluşturmaya çalışıyor.
Teröristler tarafından rehin alınanlar arasında Amerikalılar, İngilizler, İtalyanlar, İsveçliler, Kanadalılar, Yemenliler, Yeni Zelandalılar ve bir Singapurlu bulunuyor.
Saldırıyı düzenleyenlerin ABD'deki başkan boşluğu dönemini seçmiş olabilecekleri de ifade ediliyor. Obama önce ABD ile uğraşmak zorunda olduğu için onun bu durumda teröre karşı savaş başlatacağının mümkün olmayacağını düşünüp bu boşluğu kullanmak gibi bir hedefleri olabilir. dahası Obama saldırının ardından kabinesinde değişiklik yapar mı, daha şahin isimleri seçer mi? Bunu ise zaman gösterecek.
Hindistan'daki terör saldırılarında Taj Mahal Otel'de rehin alınan eski Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu'nun oğlu ve gelini serbest bırakıldı. Otelde mahsur kalan kadın Türk'ün akıbeti hakkında henüz bir bilgi alınamadı. Öte yandan teröristlerin Müslüman rehinelere ayrı muamele yaptığı öğrenildi. Bu sayede eski Bakan Ziya Müezzinoğlu'nun oğlu ve gelini de serbest kaldı. Müzezzinoğlu konuyli ilgili şu açıklamayı yaptı: “Kaldıkları otelde dinci bir örgüt tarafından rehin alındılar. Ancak Türk olduklarını öğrenince kendilerini ayrı bir muamele yapıp daha güvenli bir yere koymuşlar. “
