Halil, başkent Bangui'yi korumakta yetersiz olan uluslararası güçlerin başka kentleri koruyamayacağını belirterek ''Orta Afrika Cumhuriyeti, Ruanda olma yolunda'' ifadesini kullandı.
Fransa'nın Sangaris operasyonuna katılan askerlerin ve Afrika ülkeleri öncülüğündeki barış gücünün (MISCA) Bangui'deki Müslümanların yaşadığı PK5 mahallesini koruyamadığını vurguladı.
Bangui'ye 500 kilometre uzaklıktaki Bria kentinde onlarca göstericinin cuma günü, silahsızlandırma operasyonu için gelen Sangaris'i protesto ettiğini hatırlatan Halil, bu gösterilerin Fransız güçlerine karşı çıkan ''Müslümanları ve Hıristiyanları'' birleştirdiğini kaydetti.
Sangaris askerleri bir kasaba ya da bölgeye geldiğinde ortamın kötüleştiğini savunan Halil, ''Biz, Müslümanlar ve Hıristiyanlar, barış istiyoruz. 2 bin ev ve 75 cami yıkıldı ancak hiçbir kilise zarar görmedi. Uluslararası kurumlar ne yapıyor? Afrika güçleri bunları engellemek için ne yapıyor? Sangaris ne yapıyor?'' ifadelerini kullandı.
BM'nin ülkeye 12 bine yakın asker ve polis gönderme kararını ''geç'' olarak değerlendiren Halil, bu barış gücünün çözüm sağlamayacağını savundu.
Barış gücünün 5 ay içinde konuşlandırılacağını belirten Halil, ''5 ayda kim güvenliği sağlayacak. Bu süreçte barış düşmanları tüm Müslümanları yok edecek. Bence BM, misyonundan geri adım atmalı ve çözümü bize bırakmalı'' dedi.
Ruanda'da 1994 yılında 100 gün süren soykırımda yarım milyondan fazla Tutsi ile ılımlı Hutu ölmüştü.
Soykırım, Hutu soyundan gelen Ruanda Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana'yı taşıyan uçağın, 1994 yılı nisan ayında Ruanda'nın başkenti Kigali'ye inerken pist kenarından atılan roketle düşürülmesiyle başladı.
Saldırı sonrasında soykırıma girişen Hutu soyuna bağlı ordu, Tutsileri katletmeye başladı. Katliamda ılımlı Hutular da öldürüldü.
