|

ROJ TV kararı bu yıl verilecek

NATO'nun yeni Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in Özel Kalem Müdürlüğü görevine getirilen Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Jesper Vahr, Roj TV ile ilgili soruşturmanın tamamlanması ve Roj TV'ye herhangi bir ceza verilip verilmeyeceğine dair karara varılması konusunda bu yıl içinde bir sonuca ulaşılabileceğini söyledi.

Aa
00:00 - 3/06/2009 Çarşamba
Güncelleme: 10:13 - 3/06/2009 Çarşamba
Yeni Şafak
ROJ TV kararı bu yıl verilecek
ROJ TV kararı bu yıl verilecek

Yeni görevini, Rasmussen'in de resmen göreve başlayacağı 1 Ağustos'ta üstlenecek olan Büyükelçi Jesper Vahr, Ankara'dan ayrılmadan önce A.A'nın sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin Roj TV'nin kapatılması konusundaki isteğinin hatırlatılması üzerine Vahr, “Danimarka, hiçbir şekilde PKK'ya göz yummuyor. PKK, bize göre bir terör örgütüdür” dedi.

Roj TV konusunun ise daha karmaşık bir konu olduğu görüşünü dile getiren Vahr, Danimarka'nın alacağı siyasi bir kararla bu kanalın kapatılamayacağını, bunun yasal bir süreç olduğunu belirtti.

Büyükelçi Vahr, savcıların ve polisin konuya ilişkin delilleri bir süredir incelemekte olduğunu ve bu inceleme sonucu ceza verilip verilmeyeceği konusunda bir karara varılacağını ifade etti. Vahr, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Danimarkalı ve Türk yetkililer arasında bu konuya ilişkin işbirliği yeni bir seviyeye ulaşmıştır. Çok uzak olmayan bir gelecekte yeterli delilin olup olmadığına ilişkin bir kararın verileceğine eminim. Bu, iyi bir şey. Çünkü, bu konuyu uzatarak, iki ülke ilişkilerinde 'tekrarlanan bir konu' haline getirmemeliyiz.

Soruşturmanın tamamlanması ve herhangi bir ceza verilip verilmeyeceğine dair bir karara varılması konusunda bu yıl sonundan önce sonuca ulaşacağımızı düşünüyorum. Ama tabii sonuca savcılık karar verecek.”

“ROJ TV KONUSU, İLİŞKİLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ”

Roj TV ile ilgili alınacak olası bir kararın bu kadar uzun sürmesinin Türkiye-Danimarka ilişkilerini olumsuz etkileyip etkilemediğinin sorulması üzerine Vahr, “Bence etkiledi. Bu konu, birçok ikili görüşmede konu oldu” dedi. İki ülke arasında birçok konuda iyi ve verimli bir işbirliği olduğunu kaydeden Büyükelçi Vahr, “ancak Roj TV konusunun ilişkileri olumsuz etkilemesinin iki ülke ilişkilerine haksızlık etmek anlamına geldiğini, çünkü ister PKK, isterse El-Kaide olsun terörle mücadelede ülkesinin Türkiye'yi desteklediğini” söyledi.

Büyükelçi Vahr, terörle mücadelede Türkiye ile Danimarka arasındaki işbirliğine dikkati çekerek, bu işbirliğinin hem siyasi hem de operasyonel seviyede olduğunu bildirdi. Vahr, tartışmalı bir konu olan Roj TV'ye yoğunlaşmak yerine, terörle ortak mücadeleye ve bu çerçevede yapılan işbirliğine odaklanılması gerektiğini belirtti.

“TERÖRİZMLE MÜCADELEDE KAPSAMLI YAKLAŞIMA İHTİYAÇ VAR”

Vahr, Türkiye'nin, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle ilişkileri ve irtibatı arttırması konusunda ise “Bunu kesinlikle olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum” dedi.

“Türk yetkililerle, Irak'ın kuzeyindeki yetkililer arasında yakın bağlar kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz” diyen Büyükelçi Vahr, hem siyasi anlamda, hem de yetkililerin temasları düzeyinde “cesur diplomatik çabaların” gerçekleştiğini ifade etti. Bu temasların ve çabaların sorunun çözümüne ve sürdürülebilir bir barışa yönelik çok önemli olduğunu kaydeden Vahr, şöyle konuştu:

“Çünkü terörizmle kapsamlı bir şekilde ilgilenilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin askeri usullerle karşılık vermesi gerekliliğini kabul ediyoruz ama sosyal, ekonomik ve kültürel gibi konulara da değinilmesi gerekiyor. Bunun için de kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç var.”

Büyükelçi Vahr, TRT-6'nın açılmasının da iyi ve olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti.

“ARTIK TÜRKİYE'NİN BAHANELERİ TÜKENİYOR”

Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Vahr, Türkiye'nin AB süreciyle ilgili olarak da “Danimarka, Türkiye'nin AB'ye girme isteğini destekliyor” dedi. AB'nin genişlemesinin, Avrupa'nın barışı, istikrarı ve refahı açısından önemli olduğunu ifade eden Vahr, ancak AB'ye üye olacak ülkelerin bazı şartları yerine getirmesi gerektiğini söyledi.

Büyükelçi Vahr, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecine başlamadan önce bazı reformları gerçekleştirdiğini ancak müzakerelere başlamasından bu yana reform sürecinde bir yavaşlama olduğunu savundu ve şu görüşleri dile getirdi:

“Bu yavaşlamanın bazı sebepleri vardı; 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçimler, AK Parti'nin kapatılması davası gibi ama AK Parti'nin önde gelen bir yetkilisinin bana söylediği bir cümleden alıntı yapmak gerekirse 'Artık Türkiye'nin bahaneleri tükeniyor'. Bence bu aynı zamanda AB'nin de Türkiye'deki reform sürecinin yeniden hız kazanması gerektiğini görmesi anlamına geliyor.” Vahr, Türkiye'nin “tam zamanlı bir AB müzakerecisi” atamasının önemli bir gelişme olduğunu ama bu görevlendirmenin “bir sonu temsil etmediğini”, reform sürecinin hızlanması gerektiğini belirtti. Büyükelçi Vahr bu çerçevede, anayasa değişikliğinin gerekliliğine ve şimdiye kadar yapılan reformların uygulanmasının önemine işaret etti.

Reform sürecinde “zihniyet değişikliğinin” gerektiği görüşünü dile getiren Vahr, özellikle insan hakları alanındaki reformların hayata geçirilmesi ve uygulanması gerektiğini söyledi.

“DANİMARKA'NIN LÜGATINDA 'İMTİYAZLI ORTAKLIK' YOK”

Avrupa Parlamentosunda (AP) bu hafta sonu yapılacak seçimler için düzenlenen kampanyalarda bazı ülkelerin Türkiye'nin AB üyeliğinin tartışma konusu olarak kullanmasının hatırlatılması üzerine Büyükelçi Vahr, seçim dönemlerinde bu tür “popülist eğilimlerin” görüldüğünü ancak adayların kişisel politikaları yerine hükümet politikalarına bakılması gerektiğini belirtti. Bazı AB ülkelerinin Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği yerine, “imtiyazlı ortaklığını” savunduğunun anımsatılması üzerine de Vahr, “Danimarka hükümetinin lügatında 'imtiyazlı ortaklık' kavramı yer almıyor. Şu anda katılım müzakereleri sürdürülüyor” dedi.

“FIRSAT PENCERESİ SONSUZA KADAR AÇIK OLMAYACAKTIR”

“AB'nin Ankara protokolünün uygulanması konusunda Türkiye'den açık bir beklentisi var ve bu AB'nin açık bir şartı” diyen Vahr, Kıbrıs'ta devam eden müzakereler konusunda umutlu olduklarını söyledi. Adada bu yıl içerisinde bir çözüm beklenip beklenmemesi gerektiği konusunda ise Vahr, iki tarafın büyük çabasıyla, ve Türkiye'nin de dahil olduğu ilgili tarafların desteğiyle çözüm konusunda umutlu olduklarını yineledi. Vahr, Kıbrıs sorununun yıllardır devam eden bir sorun olduğunu ve şimdi ortada bir “fırsat penceresi bulunduğunu” kaydederek, “Bu pencere sonsuza kadar açık olmayacaktır. 2009 yılı, bu fırsat penceresinin olduğu bir yıldır” dedi.

“YENİ GÖREVİM KONUSUNDA ÇOK HEYECANLIYIM”

Nisan ayı sonunda NATO'nun yeni Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in Özel Kalem Müdürü olacağı duyurulan ve bu göreve Rasmussen'le birlikte 1 Ağustos'ta başlayacak olan Büyükelçi Vahr, yeni görevi konusunda çok heyecanlı olduğunu söyledi.

1996-2007 yılları arasında bulunduğu görevler dolayısıyla NATO konularıyla yakından ilgilendiğini belirten Vahr, “Dolayısıyla kalbime yakın olan bu alana geri dönmek büyük bir fırsat” dedi.

Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliğine seçimi esnasındaki gerginlikle ilgili olarak da Vahr, “Bazı endişeler olduğundan bahsetmenin adil olduğunu düşünmüyorum çünkü Türkiye diğer bütün NATO ülkeleriyle birlikte Rasmussen'in NATO Genel Sekreteri olması gerektiğine karar vermiştir ve eminim ki Türkiye, Rasmussen görevine başladığında yapıcı bir rol oynayacaktır” diye konuştu.

“İYİ VE YAPICI İLİŞKİLER OLACAK”

Büyükelçi Vahr ayrıca, Rasmussen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son olarak İstanbul'da bir araya geldiğini anımsattı ve “Türkiye'nin NATO'nun yeni Genel Sekreteri olarak Rasmussen'le ilişkiler konusunda bir endişesi olmadığını, iyi ve yapıcı ilişkiler olacağını” söyledi.

Rasmussen'in yardımcılarından birinin Türk olabileceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de Vahr, NATO'daki temsil konusunun, diğer NATO üyesi ülkelerin de yaptığı gibi, zaman zaman Türkiye tarafından da gündeme getirildiğini kaydetti. Üye ülkelerin NATO'da yüksek seviyelerde temsilinin önemli olduğunu bildiren Vahr, Türkiye'nin bu isteğini gayet iyi anladığını ifade etti.

Türkiye, karikatür krizi ve Roj TV gibi konular nedeniyle Danimarka'nın eski Başbakanı Rasmussen'in NATO'nun yeni Genel Sekreteri seçilmesine karşı çıkmış, Başbakan Erdoğan'ın “çekincelerin ABD Başkanı Barack Obama'nın garantörlüğünde çözüldüğü” yönündeki açıklamasıyla Türkiye itirazını geri çekmişti.

YENİ BÜYÜKELÇİ İÇİN ÖNERİ: DANİMARKA'NIN ŞAM BÜYÜKELÇİSİ MIKKELSEN

Vahr ayrıca, Türkiye'de yaklaşık iki yıl kaldığını söyleyerek, ayrılacak olmaktan üzüntü duyduğunu, özellikle insanların misafirperverliğini ve iklimi özleyeceğini ifade etti.

Temmuz ayı ortasında Ankara'dan ayrılacak olan Vahr, Ankara'daki büyükelçilik görevini 10 Ekim 2007'den bu yana sürdürüyordu. Bu arada, Danimarka'nın, yeni büyükelçilik görevi için şimdiki Şam Büyükelçisi Ole Egberg Mikkelsen için Ankara'dan agreman istediği öğrenildi. Konuya ilişkin, Ankara'nın yanıtı bekleniyor.


15 yıl önce