|

Türkiye'nin imzaladığı mutabakatlar: İyi yönleri de var eksikleri de

Suriye'nin kuzeyindeki 'terör koridoru' girişimleri şimdilik rafa kalktı. Yeni Şafak, ABD ve Rusya ile imzalanan mutabakatların ardından herkesin merak ettiği 'Ne kazandık, ne kaybettik?' sorularına yanıt aradı. Sürecin henüz bitmediğine işaret eden Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin'e göre Türkiye konjonktüre göre hareket ediyor ve hedeflerini bir şekilde gerçekleştiriyor. Kıran ve Pençe operasyonlarının daha iyi anlaşıldığına işaret eden Pekin, sürecin Türkiye'ye 'terör olayları' olarak dönmesinden endişeli. İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sait Yılmaz ise Türkiye'nin sınırın diğer tarafındaki teröristleri yok etme şansını elinden kaçırdığı görüşünde.

Sertaç Aksan
13:45 - 23/10/2019 Çarşamba
Güncelleme: 15:09 - 23/10/2019 Çarşamba
Yeni Şafak
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, PKK'ye karşı başlatılan Kıran Operasyonu bizzat yerinden yönetmişti.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, PKK'ye karşı başlatılan Kıran Operasyonu bizzat yerinden yönetmişti.

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin belki de en hareketli Ekim aylarından birini yaşıyor.

9 Ekim'de başlayan Barış Pınarı Harekatı, 17 Ekim'de ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Ankara ziyareti, 120 saatlik 'ateş etmeme' emri ve hemen ardından 22 Ekim'deki tarihi Soçi Zirvesi...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Lideri Vladimir Putin'in Soçi'de imza altığın aldığı mutabakatın ardından Türkiye'nin Suriye sınırındaki denklemde yeni bir dönem başladı. Yenisafak.com, ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlarda Türkiye'nin neler kazandığını, hangi avantajlardan yararlanamadığını ve elde edemediği isteklerini iki farklı isimle konuştu.


Türkiye ilk hedefini başarıyla gerçekleştirdi

Genelkurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Türkiye'nin en başından itibaren en temel amacının 'sınırının hemen yanında bir terör koridoruna asla izin vermemek' olduğunu hatırlattı.

"İşler istediğimiz gibi gitmediği için Barış Pınarı Harekatını başlattık" ifadesini kullanan Pekin, "
Burada temel hedefimiz sınır hattı boyunca 30 km derinlikte güvenli bölge kurmaktı. Ancak
konjonktüre ilk etapta ancak bu kadarına izin verdi
" dedi.

Teröristlerin 30 km daha güneye gönderilmesi ile sınırımızda bir terör devleti kurulma ihtimalinin kalktığına vurgu yapan Pekin, şöyle devam etti:

"Ama bu durum hattın 30 km güneyinde bir terör devleti kurulmayacağı anlamına gelmez.

Türkiye, süreci aşama aşama planladı ve ilk kısmı başarıyla bitirdi. Sonraki hedefimiz güneye ittiğimiz terörist unsurların tamamının dağıtılmasını sağlamak.
Burada yaklaşık 40-60 bin arası güçten bahsediyoruz. Ve bu grubun içindekilerden yaklaşık 13 bini, daha önce PKK şemsiyesi altında Türk askeriyle çatışmaya girmiş, Mehmetçik'e silah atmış teröristler.

Gittikleri yerde devlet kurmaya çalışırlarsa Suriye parçalanır

Söz konusu PYD-PKK-YPG unsurları gittikleri yerde bir terör devleti kurmaya çalışırlarsa Suriye yeniden parçalanır. Şimdi ortam müsait değil ancak imkan doğar doğmaz bunları yok etmek gibi bir fikri var Türkiye'nin.

İlk etapta elimizden gelen buydu ve biz de bu kadar yapabildik. Şimdi 30 km güneye gidecek teröristlerin önünde farklı yollar var.
Bir kısmı orada kalabilir, bir kısmı Suriye ordusuna katılabilir, bir kısmı da Irak'ın batısına yerleşebilir, Musul ve Kerkük gibi yerlere.

"Pençe ve Kıran operasyonlarının değeri daha iyi anlaşılıyor"

Pekin, ABD'nin teröristleri güneye ve Irak'a yakın yerlere çekerek İran'ı dengelemek gibi bir niyeti olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"ABD'nin, İran'ın Akdeniz'e çıkışına karşı set hazırlamak gibi gayesi var. Eğer Türkiye burada dikkatli adım atmazsa bu süreç bize terör olayları olarak dönebilir.

İşte tam da bu nedenle Pençe ve Kıran operasyonlarının değeri daha iyi anlaşılıyor. Türkiye sınırını fiilen düzeltiyor ve kendini hazırlıyor.
ABD ve İsrail güneye giden teröristlerle ilgili olarak yine adımlar atacaktır. Onlar boş durmaz, ancak unutulmasın ki onlar durmadığı sürece Türkiye Cumhuriyeti de boş durmayacak.



Türkiye büyük bir fırsatı kaçırdı

İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sait Yılmaz ise sürecin 'kayıpları' doğrultusunda görüşlerini paylaştı.

"Türkiye yanı başındaki teröristleri tamamen yok etmek büyük bir fırsatı kaçırdı" fikrini savunan Yılmaz, şu konulara değindi:

"
Gelinen noktada binlerce YPG'li terörist imhadan kurtuldu. Kobani, Kamışlı ve Haseki gibi Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde Türkiye'nin kontrolünün olmaması sürecin bir başka dezavantajı.

ABD, kendi ajandasına uygun bir şekilde ilerliyor ve İran sınırına kadar olan bölgede Kürt özerk devletinin adımlarını atıyor. YPG-PYD-PKK unsurları buraya silahla geçiyor. Tam da bu noktada ABD Başkanı Trump'ın 'Petrolü kurtardık' lafını hatırlamakta fayda var.

  • 120 saatlik mutabakat: Türkiye alanda kıpırdayan yaprağı dahi takip edecek

Rusya Kürt kartını ABD'nin elinden almak istiyor

2016 yılında Suriye Taslak Anayasası diye bir şey hazırladı Rusya. O metinde özerklikten bahsediliyordu.
Bu adımları, Rusya'nın Kürt kartını ABD'nin elinden almak istemesi olarak değerlendiriyorum.

Mevcut durumda Türkiye dışında YPG-PYD ve PKK'nın hepsine birden terörist diyen sadece Esed rejimi var. Esed'in onlara isteyerek özerklik vermesi imkansız. Ancak Rusya bu noktada ne kadar etkin olacak?


Cenevre'de neler masada olacak iyi takip etmek gerekir

Bu sorunun yanıtına göre, Esed'in Kütleri ne vereceği de netleşmiş olacak. Yerel idare, kendi güvenliğini sağlama, kendi dilini kullanma gibi imkanlar masaya gelebilir. O zaman da Barzani'nin Irak'ın kuzeyinde oluşturduğu yapıya benzer bir yapı o zaman Suriye'de de olacak. Cenevre'de gerçekleşecek tarihi zirvede Kürtlere ne verileceğini iyi takip etmemiz lazım.

Türkiye için mevcut durumda en büyük kazanç; Suriye'nin 2011 yılındaki ulus-devlet yapısına tekrar bir şekilde kavuşması."

#Türkiye
#Suriye
#ABD
#Rusya
#İsmail Hakkı Pekin
#Prof. Dr. Sait Yılmaz
#Sertaç Aksan
4 yıl önce