|

Ekonomik istihbarat ve casusluk

Her kadim ulus ve devlet şu gerçeğin farkındadır ki; küresel arenada ayakta kalmanın iki temel koşulu vardır: Güçlü ekonomi ve güçlü istihbarat. Bu iki olgu günümüz jeopolitiğinde eş güdümlü ve senkronize olarak konfigüre edilmektedir.

00:00 - 3/01/2022 Pazartesi
Güncelleme: 22:23 - 2/01/2022 Pazar
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Umut Berhan Şen
/ SASAM Uzmanı-Yazar

Dünya jeopolitiğinde, devlet olma vasfına sahip her toplum ve özellikle de kadim ulus devletler için ekonomik istikrar ve finans güvenliği yaşamsal öneme sahiptir. Kuşkusuz kadim bir ulus ve devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından da bu durum geçerlidir. Her kadim ulus ve devlet şu gerçeğin farkındadır ki; küresel arenada ayakta kalmanın iki temel koşulu vardır: Güçlü ekonomi ve güçlü istihbarat. Bu iki olgu günümüz jeopolitiğinde eş güdümlü ve senkronize olarak konfigüre edilmektedir.

Dünya büyük bir değişimin eşiğine gelmiş durumdadır. Bu değişimin temel dinamiklerini ise; yapay zeka ve uzay çalışmaları, endüstri 5.0 devrimi, bölgesel çatışma ve savaşlar sonucu gerçekleşen göçler, radikalleşme ve şiddet içeren etnik çatışmalar, yeni terör tehditleri, etkinliği gittikçe artan özel askeri şirketler, yeni savaş ve istihbarat uygulamaları oluşturmaktadır. Bunların başında ekonomik savaş ve ekonomik istihbarat kavramları gelmektedir.

GÜÇLÜ EKONOMİ, GÜÇLÜ İSTİHBARAT

Bir istihbaratçı öncelikle “nasıl düşünmek gerektiği” hakkında kafa yormalı ve sonrasında nasıl bir plan yapacağı, icra edeceği, değerlendireceği ve istihbarat toplayacağı konusunda anlayış geliştirmek durumundadır. Aynı durum büyük şirketlerin yöneticileri, ekonomistler ve bankacılar için de geçerlidir. Ekonomik istihbarat uzmanlarının temel görevleri ise ekonomideki muhtemel gelişmeleri ve finansal hareketlerin (dövizin aniden orantısız yükselmesi veya hızla düşmesi, enflasyon, ödemeler dengesinin sağlanamaması vb.) varsayım ve risk algoritmasını analiz edip yön verecek gerekli istihbaratı oluşturup, karar mercilerine iletmektir.

Son yıllarda dünya istihbarat ve casusluk literatürüne yeni bir kavram girmiş bulunuyor: Ekonomik casusluk. Ekonomik casusluk, ticari sırlar ve fikri mülkiyet gibi kritik ekonomik istihbaratın hedeflenmesi ve ele geçirilmesidir. Ekonomik casusluk faaliyetleri, kurumsal anlamda yürütülen espiyonaj faaliyetlerinden şu yönüyle ayrılır: Devlet destekli olması, kâr veya kazanç dışında teknolojik bir boşluğu kapatmayı hedeflemesi ve kapsama alanı açısından oldukça geniş ve multidisipliner bir angaje alanını tutması.

Ekonomik istihbarat yaklaşımını oluştururken vurgulamak istediğimiz temel hipotez şudur; istihbarat servisleri, sadece güvenlik amaçlı çalışan kurumlar değildir. Koordinasyon-hedef-önleyici, yaklaşım-zamanlama denklemi iyi kurulmuş bir faaliyetler bütünüdür. İstihbarat-ekonomi eşgüdümü sayesinde hem ekonomi hem de iç ve dış güvenlik politikalarında karar verici makamların ihtiyaç duyduğu alanlardaki bilgileri, türevsel bir eşgüdüm ve yapılanmayla çalışırlar.

Ekonomik istihbarata örnek olarak; CIA, 1987 yılında yaptığı açıklamada, Japon istihbarat servislerinin yüzde 80 oranında ABD sanayisine ve teknolojisine yöneldiğini ifade etmiştir. Benzer şekilde FBI, 1992 yılında yaptığı açıklamada, Fransız istihbarat servislerinin ABD’deki büyük sanayi ve teknoloji şirketlerini hedef aldığını açıklamıştır. Günümüzde CIA mensupları, lobi firmaları içinde hukuk müşaviri ve halkla ilişkiler uzmanı sıfatıyla dünyanın her köşesinde faaliyet yürütmektedir.

MANİPÜLASYONU ÖNLEMEK

Türkiye’nin yeni bir ekonomik güvenlik konsepti doğrultusunda ihtiyaç duyduğu yeni bilgi ve teknolojileri ülke ekonomisinin motorize gücü haline getirecek, iş istihbaratı, danışmanlık, lobicilik vs. görüntüler altında rasyonel çalışacak bir ekonomik istihbarat yapılanmasına ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye hem kendi ekonomi politikası için ihtiyacı olan istihbaratı üretecek hem de başka ülkelerin sanayi ve teknoloji konusundaki gelişmelerini kendi coğrafyasına entegre edebilecek bir ekonomik istihbarat anlayışı geliştirmek durumundadır.

Ekonomik istihbaratın konfigürasyonu doğrultusunda, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bünyesinde kurulacak bir ekonomik istihbarat dairesi aynı zamanda belirli finans kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, ticaret, sanayi ve meslek odalarıyla koordinasyon halinde çalışarak, yabancı şirket ve yatırımcıların faaliyetlerinin izlenmesi ve bunlara yönelik politikaların belirlenmesinde de oyun kurucu bir role sahip olacaktır. Ekonomik istihbarat dairesi, açık kaynakların yanı sıra, büyük ihaleler, müşteri araştırmaları, ülkelerin uluslararası yatırım ve ticaret görüşmeleri ve gizli anlaşmaları ve en önemlisi ekonomi politikalarına ilişkin önemli kararları da çeşitli istihbari yöntem ve tekniklerle belirleyebilecektir.

İşadamları, şirket Ceo’ları, gazeteci-yazar, hukukçu, bankacı, ekonomist, Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlıklarından ilgili bürokratik temsilciler ve özel analistlerden oluşan bir ekonomik istihbarat kurulunun oluşturulması da elzemdir. Bu kurul MİT’e bağlı görev yapacak ancak ilgili durumlarda tüm ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli çalışacaktır. Ayrıca, Devlet Planlama Yatırım ve Koordinasyon Bakanlığı’nın oluşturulup, Hazine’nin bu bakanlığa bağlanması da yerinde bir karar olacaktır. Zira bu sayede yatırımlar denetlenebilecek ve her türlü manipülasyonun da önüne geçilebilecektir.

#Türkiye Cumhuriyeti
#istihbarak
#casusluk
#MİT
#CIA
2 yıl önce