|

HDP’nin Üçüncü İttifak Tuzağı

Sol İttifak’ın en güçlü bileşeni olan HDP’nin asıl niyeti Cumhur İttifakı’na karşı oluşabilecek bloğu genişletmektir. Böylece AK Parti’ye sempati duyan kesimleri de Sol İttifak’ın bir parçası yapmaya çalışacaktır.

00:00 - 16/12/2021 Perşembe
Güncelleme: 22:28 - 15/12/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Doç. Dr. Adem Palabıyık

Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi

Her siyasetin doğasında gerilim, müzakere ve ittifak kavramları işlevsel bir bağlama sahipken, bu kavramların farklılaşan siyasi niyetlerle değişen işlevi, siyasetin de doğasını değiştirir. Siyaset, siyasal hasımlık üzerinden yürümez, siyasal zeminde ortaya çıkan rekabet üzerinden kendini kodlar ve bu kodlar siyasal süreç işlevselleştikçe değişir. Başlayan değişim ise siyaset sosyolojisinin önemli bir parçası haline gelir ve sosyoloji, siyasetin alanını genişletir.

Sosyolojide A. Giddens’a ait olan “üçüncü yol” kavramı vardır, bu kavrama göre tercihler net bir bağlama sahip olmasa da olur. Çoğunlukla alternatif bir yol vardır ve siyaset ya da sosyoloji üçüncü yolu benimseyerek varlığını himaye etmeye devam edebilir. Sosyolojiye bir tercih olarak sunulan bu sistem aslında günümüz siyasetini tasvir etmek için önemli dinamikler içermektedir.

CUMHURBAŞKANINA KARŞI SOLU BİRLEŞTİRMEK

Mevcut siyasal tercih içerisinde Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı olarak karşımızda beliren tarihsel bloklar karşısında HDP üçüncü ittifaktan veya sol ittifaktan bahsetmektedir. HDP’nin ısrarla üzerinde durduğu ve bir araya gelmeye çalıştığı EMEP, Halkevleri, Sol Parti, TÖP, TİP ve TKP ve diğer sol bileşenler ile birlikte sol sendikalar (DİSK, KESK, Eğitim Sen, vb.), HDP’nin ikna yapıları arasında yer almaktadır. Hatta EMEP Lideri Ercüment Akdeniz, Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, Sol Partili Önder İşleyen gibi isimler HDP’ye sıcak bakarken; TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ise HDP’siz sol ittifaka vurgu yapmış, Demirtaş’ın bazı ifadelerinden rahatsız olduğunu dile getirmiştir.

Söylemlerin yumuşatılması muhtemelen TKP’yi de HDP’nin başlattığı ve birleştirmeye çalıştığı

sol ittifak ya da üçüncü ittifaka eklemleyebilir. HDP, her ne kadar “sözde demokratik düzlem içinde bu ilişkiler devam edecek” bağlamını savunsa da, Sol İttifak’ı otoriterleştirme mücadelesi vermektedir.

Bununla da yetinmeyen HDP, CHP ile birlikte hareket ediyor. Görünen o ki, birçok Alevi derneğini de saflarına katmayı istiyor. Böylece gücünü perçinleyecek ve Millet İttifakı’na diz çöktürebilme şansına sahip olacaktır. Hedef, Sol İttifak ile yapılmak istenen parçalanmış sosyalist, komünist veya birbirine yakın yapılanmaları bir araya getirmek, Alevi derneklerini ve sendikaları da sürece dahil etmek, ve LGBT gibi oluşumlara öncülük edebilmektir. Aslında buraya kadar yazdıklarımız politik açıdan anlaşılabilirdir, çünkü demokrasinin gereği olarak siyasal arenalardaki bu tür bloklar rekabeti arttıracaktır. Lakin HDP’nin, Sol İttifak ile yapmaya çalıştığı açılım sadece Sol’u bir araya getirmek değil İttifakı ve Sol’u, PKK’ya tabi kılmaktır.

SOL İTTİFAK İLE MİLLET İTTİFAKI’NA DİZ ÇÖKTÜRÜLECEK

Sol İttifak’ın en güçlü bileşeni olan HDP’nin asıl niyeti Cumhur İttifakı’na karşı oluşabilecek bloğu genişletmektir. Böylece AK Parti’ye sempati duyan kesimleri de Sol İttifak’ın bir parçası yapmaya çalışacaktır. Elbette Sol İttifak’ın en büyük bileşeni HDP’nin temel argümanları arasında PKK’nın siyasal alanını genişletmek ve eski gücüne kavuşturma çabası olacaktır. Aslında Alevi derneklerinin, LGBT’nin ve anarşist olmayan Sol’un çıkarları arasında PKK ile bir yakınlaşma yoktur lakin HDP’nin şimdilik saklayacağı kirli yüzü, PKK’yı masanın altına saklamak olacaktır.

HDP’nin mevcut stratejisi ise özellikle tabandaki dindar ve muhafazakâr kesimde ciddi rahatsızlık yaratmış durumda. Dindar muhafazakâr geleneği koruyan ama kimliksel kaygılardan dolayı HDP’ye oy vermek zorunda kalan Kürt vatandaşların, HDP’den beklentileri Sol İttifak’ın kahramanı olmak değil kendileri ile alakalı “iç tedirginliklerine” yönelik çarelerin üretilmesidir lakin HDP, bununla ilgilenmemektedir. Çünkü HDP’nin asıl amacı Kürt kavramı ile alakalı olgusal meselelerden ziyade PKK’nın hem sosyal hem de siyasal alanda yeniden nasıl güçleneceğine dair cevap aramaktır. Bu sebepten HDP tabanında yer alan dindar-muhafazakâr kitlenin karşısında üç temel sorun durmaktadır; bunların ilki PKK sorunudur ve PKK’dan uzak durulması istenmektedir. İkincisi, HDP’nin İslam karşıtı bir tavır sergilemesidir. Üçüncü olarak ise İslam karşısında aksi tavır sergileyen HDP’nin, CHP ve İyi parti ile birlikte LGBT ve TKP gibi yapılarla yakınlaşması yüzünden yaşadığı yapısal çöküştür.

HDP kendi özünden bu kadar kopmuş ve Sol İttifak arayışına girmişken kendisine oy veren muhafazakâr tabanı gözden kaçırmamak gerekir. Çünkü dindar ve muhafazakâr taban, HDP’nin eski iddiaları ile siyaset arenasında yürümediğinin, HDP’nin oy kaygısı kalmadığı için gözden çıkarıldıklarının ve HDP’nin kısır bir siyaset girdabına tutulduğunun artık farkındadır. Buna karşın AK Parti’nin ilk yapması gereken ise bölge politikalarını değiştirmek değil güçlendirmek olmalıdır. Özellikle “büyük çadır” politikasının uygulanması ile tabana yönelik atılacak adımlar, bölge siyasetindeki en güçlü parti olan AK Parti tarafından uygulanmalıdır.

HDP, Kürt halkını tuzağa düşürdü ve Kürt halkı artık bunun farkında. Bu farkındalık ile birlikte Cumhurbaşkanımıza dair güven ve beklenti tüm dezenformasyonlara rağmen üst düzeyde. Kürt halkı hala AK Parti’den beklenti içerisindedir ve sorunların yeniden AK Parti tarafından çözüleceğine inanmaktadır.

Bir sentez olan Sol İttifak ise Kürt halkını temsil etmemelidir.

#HDP
#Cumhur İttifakı
#Millet İttifakı
#EMEP
#Halkevleri
#Sol Parti
#TÖP
#TİP
#TKP
#PKK
2 yıl önce