|

Kıbrıs sorununun çözümünde Anastasiadis şansı

Güney Kıbrıs''ta 13 Şubat''ta yapılacak başkanlık seçiminin en güçlü adayı Anastasiadis''dir. Onun NATO üyeliğinden ve Kıbrıslı Türklere Türkiye''nin garantörlük hakkının devam edebileceğinden hatta uluslararası Kıbrıs konferansından bile söz etmesi, Kıbrıs sorununda çözüm ümidi belirmesine bile yol açtı. Bakalım Anastasiadis iki eski ''hayırcı'' ''sabıkalı muhiplerle'' nasıl bir ortaklık yürütecek…

Mehmet Hasgüler
00:00 - 12/01/2013 Cumartesi
Güncelleme: 23:37 - 11/01/2013 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Avrupa Parlamentosu''ndaki ''Avrupa Halk Partisi'' liderlerinin olağanüstü toplantısı bugün Güney Kıbrıs''ta toplanıyor. DİSİ''nin Cumhurbaşkanı adayı ve parti başkanı Anastasiadis''in daveti üzerine bu toplantı Lefkoşa''da yapılıyor. Önceki toplantının 2 yıl önce Finlandiya''da yapıldığını düşündüğümüzde bu tür toplantıların sık olmadığını ortaya çıkıyor. Toplantıya 40 ülkeden 74 temsilcinin katılması bekleniyordu. Bunlar arasında Almanya Başbakanı Merkel, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Konseyi Dönem Başkanı İrlanda Başbakanı Enda Kenny gibi isimler bulunmaktadır. Avrupa Halk Partisi''nin Türkiye''den gözlemci üye olarak AK Parti bulunmaktadır. Bu toplantıya AK Parti''yi temsilen de katılım yapılması muhtemeldir.

AVRUPA DESTEĞİNİN ANLAMI

Burada ilk göze çarpan bu toplantının AB''nin bu küçük üyesinde 13 Şubat''ta yapılacak seçim öncesi toplanması. Bu toplantı bir anlamda Anastasiadis''in seçim stratejisinin bir parçası olarak da okumak mümkün. Bu konuda Avrupa Halk Partisi Genel Başkanı Wilfried Martens de, işin bu yönünü açıkça ortaya koymaktan geri durmamıştır: ''Kıbrıs''a gelmemiz, ülkeniz ve Anastasiadis için güven göstergesidir.''

Doğrudur. Avrupa Parlamentosu''ndaki etkili grup önce Anastasiadis''e güven duyduğunu sonra da Kıbrıs''a bunun üzerinden sahip çıkılacağını ortaya koyacaklar. Böylece Kıbrıs konusunda sanki 2013''de önemli aktörler Anastasiadis''in üzerinden sahaya ineceklerler gibi…

Burada özellikle böylesi bir destek aslında AB Dönem Başkanlığını yeni devretmiş Kıbrıs''ta Hristofyas ile birliğin özellikle finansal programlar ve kesintiler konularında ciddi krizler yaşandığı malumdur. Hristofyas''ın hem siyaset felefesi hem de kişilik özellikleri bakımından kararsız ve risk almaktan korkan yapısı bu durumda etkili olmuştur.

HRİSTOFYA''LA KAYIP 5 YIL

Bu noktada Güney Kıbrıs''ın fiilen birliğe üyelikte 9 yılın içinde olduğu ve halihazırda sokaktaki ortalama Rum yurttaşın AB ile kriz konusunda iyi bir tecrübesi olmadığını anlamak çok zor değildir. Bununla birlikte AKEL ve Hristofyas''ın Şubat 2008''den günümüze 5 yıllık dönemdeki ekonomik alandaki başarısızlığı ve kararsızlığı da halk tarafından görülmüştür. Bu koşular altında Kıbrıs Vasilou''dan sonra neredeyse 20 yıl sonra ilk kez Anglo-Saksonların açıktan destek verdikleri ikinci bir figür Anastasiadis''tir. Anastasiadis seçim kampanyasına temel argüman olarak ''ekonomik krizden çıkış için güçlü liderlik'' şiarını kullanmaya başladı. Başkanlık seçim propagandalarında Kıbrıs sorunu ekonomik krizin gölgesinde kalmıştır. Dahası Anastasiadis''e Kıbrıs üzerinden bir bakıma da ''evet'' kampanyasından ötürü çeşitli eleştiriler yapılmaktadır.

Lakin başta AKEL ve Hristofyas olmak üzere son 5 yıldaki başarısızlıklar yüzünden çok da etkili oldukları söylenemez. Anastasiadis belli ölçüler içinde hem risk almaya hem de dışarıya karşı açık bir tutum almaya hazır gibi durmaktadır. Hatta dışa açıklığı onu Anglo-Saksonların gözbebeği bile yapmaktadır. Burada illaki yardımlaştığı DİKO ve EDEK''in katı ve skolastik Kıbrıs okuması seçimlerden sonra biraz negatif etki uyandırır ama sonra kendisini toparlar sanırım.

2013''TE ÇÖZÜM HIZLANIR MI

Öyle ki bu iki klasik patronaj partisiyle ilişkilenmeden önce Anastasiadis NATO üyeliğinden ve Kıbrıslı Türklere Türkiye''nin garantörlük hakkının devam edebileceğinden hatta uluslararası Kıbrıs konferansından bile söz etmişti. Bunların her biri Anastasiadis''in esneyebileceği ve müzakerelere asılabileceği görüntüsü oluşturmuştu. Sonradan bunlara ilişkin rezervler ileri sürmedi de değil. Bakalım seçilene kadar Anastasiadis iki eski ''hayırcı'' ''sabıkalı muhiplerle'' nasıl bir ortaklık yürütecek…

Güney Kıbrıs''ta Anastasiadis''in adaylığı veya seçimi kazanmasından daha önemli bir soru da; Kıbrıs Rum seçmeninin 10 yıla yaklaşacak olan AB üyeliğinin toplumsal düzeyde bir normalleşme ve kendine güven duygusu yaratıp yaratmadığıdır. Kıbrıs konusunda yıllardır sağlı sollu Rum siyaseti kısır ve statükoyu korumaya dönük yaklaşımları topluma enjekte ettiler. Toplum da ve tabii ki Kilise de bunları duymak istyordu. Acaba bu streotip yaklaşımlardan siyaset kendisini kısa ve orta vadede kurtarabilecek mi?

DEĞİŞMEDEN DEĞİŞİM ZOR

Avrupalılar Güney Kıbrıs''ın AB içerisinde ırkçılık bakımından hızla muzdarip bir ülke olmasını bir güvenlik endişesi olarak taşıyorlar mı? Anastasiadis ve diğer liderlerin hala Güney Kıbrıs''ta belli gizli-derin ''faşist'' yapılar tarafından tehdit edildiği bir vakıadır. Bugün çok ünlü olmuş Rumlar arasında 8-9 yaşında Pirili (Misket) arkadaşı başka bir ünlü Kıbrıs Türkle ilgili çocukluk anılarını kamuoyu önünde paylaşmaktan korkan bir toplumsal ruh halinden söz ediyoruz. Hala EOKA teşkilatı ruhu ve varlığı Kıbrıs Rumları üzerinde sinik biçimde yaşıyor. Bu başka bir şeye benzemez: Ölüm korkusu. Kıbrıs Rumları üzerinde etkisini her zaman koruyan bu yapının ileride bir çözüme psikolojik bariyer bakımından önemi büyüktür. Üzerinden atlanmayacak kadar önemli bir yapıdır.

Bu ve buna benzer birçok doğru-yanlış algı yeni dönemde Anastasiadis''in güçlü Batı desteğiyle aşılmasını beklemektedir. Bu anlamda Avrupa Halk Partisi''nin toplantısı Anastasiadis''e mutlaka puan kazandıracaktır. Lakin bunun Güney Kıbrıs''taki ortalama yurttaşın tutum ve yaklaşımının Avrupalılaşma hususunda alacağı menzil çok daha önemlidir. Çünkü sorun olan nokta budur. Çünkü sorun olan nokta budur.

Bu konuda Kıbrıs Türkleri 24 Nisan 2004''de onlardan beklenmeyecek bir performansı göstermiş ama AB karar vericilerinin cesaretsizliğinden ötürü hak ettikleri uluslararası muameleye tabi tutulmamışlardı.

11 yıl önce