|

Millet İttifakı’nın dayanılmaz PKK prinzipçiliği

Sosyal bilimlerde “prinzipçilik” kavramı, öncülük etmek veya yol göstericiliğine bürünmek anlamına gelmekte ve birçok ideoloji “prinzip” kavramı ile birlikte işlevsel hale getirilmektedir...

00:00 - 7/10/2021 Perşembe
Güncelleme: 02:04 - 7/10/2021 Perşembe
Yeni Şafak
Düşünce Günlüğü
Düşünce Günlüğü
DOÇ. DR. ADEM PALABIYIK - BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ

Sosyal bilimlerde “prinzipçilik” kavramı, öncülük etmek veya yol göstericiliğine bürünmek anlamına gelmekte ve birçok ideoloji “prinzip” kavramı ile birlikte işlevsel hale getirilmektedir. Prinzip kavramının siyasal bağlamının yanında sosyolojik bir yanının da olduğu bilinir ve bu kavram, kendisinden önce gelen kavramı niteleyerek kullanılır. Kavramsal tartışmayı daha iyi anlayabilmek için prinzip kavramını en somut şekilde PKK-prinzipçiliği olarak kullanabiliriz, çünkü PKK-prinzipçiliği demek aslında PKK’nın yol göstericiliği veya PKK’nın öncülük ettiği anlamına gelecektir. Ülkemizde PKK hangi siyasal yapılanmaya yol göstermektedir diye soracak olursak, verilecek cevabın aslında hikâyesi çoktan yazılmıştır: PKK’nın siyasal alandaki temsilcisi olan tek siyasal yapı, bugün devletin tüm olağan şartlarının karşısında yer almasına rağmen ve CHP-İyi Parti diyalektiği ile “meşru” kabul edilen HDP’dir.

Sosyolojik bağlamda “PKK-prinzipçiliği” olgusu; İslam’a karşı durmak, Kürt halkının çıkarlarını bir kenara bırakmak, Diyarbakır Anneleri’ni görmezden gelmek, barış kavramını kullanarak savaşı meşrulaşmaya çalışmak, sömürge düzenine hizmet etmek, Kürt halkında vatandaşlık bilincinin oluşmasını engellemek, Kürtçülüğü bir savunu ve ideolojik yıkım haline getirmek, anarşizmi benimsetmek ve komün anlayışı geliştirmek, LGBT propagandası yaparak aile düzeni üzerindeki yıkıcı etkisini perçinlemek ve benzeri birçok negatif olgunun toplumsal düzen içinde yer almasına sebep olmak anlamına gelmektedir.

İfade edilenler meselenin sadece sosyolojik boyutudur çünkü tartışmanın askeri ve siyasal boyutu da söz konusudur. PKK’nın yılmaz savunucusu olan HDP’nin mevcut hali ile baş başa kaldığı kapatılma davasının arkasında sosyolojik bağlamda bu nedenler ve daha fazlası da vardır. Sadece söylemler değil eylemlerin de merkezi olan HDP’nin, PKK’ya adam devşirme girişimlerine karşın, Diyarbakır Anneleri’nin canlı tanıklık ettiği ve onurlu bir direniş gerçekleştirdiği “evlat nöbetleri” de unutulmamalıdır. Saydığımız sebepler PKK-prinzipçiliğini ortaya koyarken, HDP’yi de sürecin temel aktörü haline getirmiştir. Mevcut sarmal ilişki biçimine rağmen Millet İttifakı’nın, HDP sempatisi ve taraftarlığını anlamak ise tam anlamıyla anomik bir durumdur ve tek bir cevabı vardır: Erdoğan karşıtlığı…

Erdoğan Karşıtlığı Küpüne Zarardır

Millet İttifakı’nın, Erdoğan karşıtlığı üzerinden bir araya gelme hesapları aynı zamanda HDP’nin sosyolojik misyonunu da sürece dahil etmek anlamına gelecektir. Yukarıda ifade ettiğimiz misyon ne CHP’nin ne de İyi Parti’nin misyonları arasında yer almaz çünkü her iki parti de PKK’nın misyonları ile resmi olarak ilgili değildir lakin illegal anlamda HDP’nin ittifak içindeki varlığı, PKK’nın yol arayışı için kaçırmayacağı fırsatlar arasındadır. Zaten PKK’nın sözde yöneticilerinin “CHP’nin, HDP’ye ihtiyacı var” sözleri de bu fiiliyatı doğrular niteliktedir. Buna rağmen, Millet İttifakı’nın, PKK-prinzipçiliği’ne ortak olduğunu bilmesi ve bunu bile bile siyasetini sürdürmesi kısa bir süre sonra ciddi parçalanmalara sebep olacaktır çünkü MHP içinden evrimleşerek ortaya çıkan İyi Parti’nin, sözde bir koalisyon içinde, PKK-prinzipçi bir siyasal yapılanmanın İyi Parti’nin kararlarına ortak edilmesinin düşünülmesi dahi absürttür. Aynı şekilde PKK-prinzipçi bir siyasal teşkilatın almak istediği bir kararda İyi Parti’nin desteğini beklemesi hayal bile edilemez.

Bunu bir örnekle açıklayalım; ülkemizin güney sınırlarında ve Suriye topraklarındaki PYD/YPG terör yapılanmasının HDP benzeri bir siyasal yapılanma ile İyi Parti arasında nasıl bir düzlemde tartışılacağının olası hali nettir ve eğer İyi Parti, bu olası düzlemde farklı bir tavır takınırsa tabanını kaybedeceğine adı kadar emindir. Aynı gerçeklik HDP için de geçerlidir.

HDP-PKK Denkleminde Millet İttifakı

O halde Millet İttifakı, HDP benzeri PKK-prinzipçi bir yapılanma ile yoluna devam edecekse kısa sürede sahip oldukları ve ürettikleri hiper-gerçekliğin (suni gerçeklik) ortadan kalkacağının farkındadırlar. Olası bir kabul, Millet İttifakı’nı, PKK öncülüğünde politika geliştiren ve PKK’ya mahkûm eden bir siyasal tavra götürecektir. Siyaset bilimi her ne kadar siyasal çıkarın önemli olduğuna dair bir tablo ortaya koymuş olsa da, çıkarın örtüşmediği durumlarda, tarafların ortaklıktan geri çekilecekleri ve uzlaşamayacaklarını da güncellemiştir. Millet İttifakı’ndaki vahim tablonun simüle/yapay bir ittifak olduğu ve siyasal tabanların zıtlığı açısından bir araya gelemeyeceği aşikârken, mevcut durumu olabildiğince zorlamak “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” şiarını akıllara getirmektedir. O halde şu sorunun cevabını bilmek elzemdir: “Sizce yatsıda ilk sönecek mum, hangi yalancının olacaktır”?

#​Millet İttifakı
#PKK
#Recep Tayyip Erdoğan
3 yıl önce