|

TÜRK HARİCİYESİ

Hasan Ali Yıldırım
00:00 - 3/03/1999 Çarşamba
Güncelleme: 12:47 - 9/11/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
TÜRK HARİCİYESİ
TÜRK HARİCİYESİ

40 yıllık hariciyeci Nihat Dinç, anılarını kitaplaştırdı. Kitap 'Gönüllü Diplomat' adıyla İthaka Yayınları'ndan çıktı. Çeşitli ülkelerde diplomat olarak görev yapan emekli büyükelçi Nihat Dinç, gözlem ve deneyimlerini anlatıyor kitabında. Dinç, hariciye mesleğinin cilvelerini, kurumun içinde bulunduğu sıkıntıları da aktarıyor yer yer. Hariciye mesleği ve Dışişleri Bakanlığı hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için önemli bilgiler veriyor bu kitap. Arkadaşımız Abdullah Muradoğlu yazısında, 'Gönüllü Diplomat'a ve Türk hariciyesine mercek tutuyor.

ABDULLAH MURADOĞLU

Diğer anı kitaplarında olduğu gibi, Dinç'in kitabında da Türk dış politikasının çerçevesi, seyri, önemli antlaşmaların ve ittifakların arkaplanı hakkında da önemli bilgiler ediniyoruz. Örneğin Dinç'in aktardığına göre, Atatürk'ün dış politikada takip edilmesi gereken prensipleri şöyle: Arap dünyasına karışmayacaksınız, emperyalist ve sömürgeci devletlerin ardında görünmeyeceksiniz, Rusları tahrik etmeyeceksiniz".

Kitapta dış ülkelerde görev yapan diplomatların Türkiye'de iç siyasetle ilgili direktiflerle karşılaştıklarını bir misalle anlatıyor: "MİT Müsteşarı Hüseyin Avni Göktürk Bern Büyükelçisi Faik Zihni Akdur'u arayarak, Zürich'de Enstitut International de Presse'nin Türkiye aleyhinde yayın yaptığını, Türkiye aleyhindeki bilgileri Ahmet Emin Yalman'dan aldıklarını tahmin ettiklerini belirterek, bu enstitünün üyesi olan Yalman'ı suçüstü yapacak bilgi bulmalarını istiyor". Dinç, Büyükelçi'nin bu teklifi reddettiği için Kahire'ye atandığını belirtiyor. II. Dünya Savaşı yıllarında Sofya Büyükelçiliği'ne sığınan önemli bir siyasiyi Bulgarlar'a teslim eden Büyükelçi Vasfi Menteş'in, hükümetin prestijini zedelediği gerekçesiyle İsmet İnönü tarafından görevden alındığını da öğreniyoruz.

Faruk Gürler'den 27 Mayıs eleştirisi

Harp Akademileri Başkanı Org. Faruk Gürler'in, 27 Mayıs'tan sonra kurulan İnönü kabinesine İstanbul'dan bir kişinin bakan yapılmasına fena halde içerlediği anlatılıyor. Gürler'in kendisinden istenen raporda, sözkonusu kişinin eşinin azınlık mensubu olduğu ve gece kulübü işlettiğini belirtiyor ve olumsuz görüş belirtiyor. Rapora rağmen sözkonusu kişinin bakan yapılmasına içerleyen Gürler, Dinç'e "Hani temiz bir devre açacaktık. Kim dinliyor? İşte netice" diyor.

Dinç Harp Akademileri'nde CENTO hakkında birifingler verdiğini belirterek, subayların CENTO'nun Türkiye için faydalı bir pakt olduğuna inanmadıklarını yazıyor. Kurmay subaylar CENTO'nun Türkiye'nin çıkarlarından ziyade dış dünyanın istihbarat çıkarlarına hizmet eden bir örgüt olduğu yolunda şüphe duyuyorlar.

Tito İstanbul'da gemi işçiliği yapmış

Dinç, Avrupa Ekonomik Komisyonu Genel Sekreteri Yugoslav Vlamidir Velebit ile görüşmelerinden ilginç anekdotlar anlatıyor. Meğer Tito, İkinci Dünya Savaşı sırasında yakalanmak üzere iken Türkiye'ye sığınmış ve Kasımpaşa doklarında deniz işçisi olarak çalışmış. Tito, Velebit'in hazırladığı bir sahte pasaport ile Türkiye'den çıkıyor. Tito daha sonra Devlet Başkanı olarak Türkiye'ye geldiğinde, bir gün kendisinin izlenmemesini rica ediyor. Tito'nun niyeti, kimseye görünmeden Kasımpaşa doklarına giderek orada çalıştığı yeri görmek ve eğer yaşıyorlarsa arkadaşlarıyla buluşmak.

Osmanlı ruhu Afrika'da

Dinç, Etiyopya Büyükelçiliği görevinde iken Afrika ile ilgili önemli bilgiler veriyor. Dinç, Habeşistan'da (Etiyopya) Osmanlı izlerine değiniyor. Dinç, Habeşistan'da Osmanlılığın çok muteber bir sıfat olduğunu vurgulayarak, Osmanlı döneminde Alman ticaret kervanlarının güvenlik için Osmanlı bayrağı taşıdıklarını söylüyor. Etiyopya inançlarının Hıristiyanlığın Koptik dinine göre şekil aldığını anlatan Dinç, Kızıldeniz'den içerilere doğru Müslüman inancı yayıldığında Ermeni bir rahibin Portekiz deniz gücünü yardıma çağırdığını, Ümit Burnu'nu keşfeden Vasco de Gama'nın oğlu Kristofer de Gama'nın Kızıldeniz'e geldiğini ve burada savaşarak öldüğünü belirtiyor.

II. Abdülhamid Kıpti kilisesini korudu

Dinç, Etiyopya kralı Lij Yassu'nun Müslüman olmak üzere iken hayatını kaybettiği ve karısı Zaiditu'nun uzun bir süre tahtta kaldığı ve daha sonra Habeşistan İmparatoru olan Haile Selasiye ile evlendiğini hatırlatıyor. Kudüs'te Ermeniler'in Kopt Kilisesi'nin zengin bir kitaplığını ve kiliseyi yaktıklarını, Kopt papazlarını zincirle bağladıklarını, Habeşliler'in de Osmanlı'dan yardım istediklerini, bunun üzerine devreye giren Abdülhamit'in Kopt Kilisesi'ni Ermeni zulmünden kurtardığını da Dinç'ten öğreniyoruz.

Etiyopya'da Osmanlı generalleri

İtalya Habeşistan'a saldırdığında Türk generali Vehip Paşa ve iki Türk subayın Habeşliler'e yardım ettiğini öğreniyoruz. İtalyan hücumu dünya kamuoyunda yankı bulunca Türk subayları Habesiştan'a geçiyorlar. Etiyopyalılar askeri savaş tekniklerini Türk subaylardan öğreniyorlar. Dinç, Haile Selasiye'nin bu yardımı unutmadığını belirtiyor. Dinç, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Dışişleri Bakanı Çağlayangil döneminde Habeşistan'a resmî ziyaretten ilginç anekdotlar da anlatıyor.

Habeşistan İmparatoru, daha önce İran Şahı ve Ürdün Kralı'na verilen madalyadan Dinç'e de veriyor. Ancak anlaşılmaz bir tavırla Türk hükümeti reddediyor. Etiyopya bunu bir hakaret olarak telakki ediyor. Dinç, sonraki dönemde Etiyopya'nın Türkiye'deki temsilciliğini kapatmasında bu kararın etkili olduğunu belirtiyor. Etiyopya'da bulunan ve Civet Cat ismiyle bilinen bir kedi türünün Fransız parfümeri endüstrisinde önemli bir yeri olduğunu da Dinç'ten öğreniyoruz. Buna göre, bu kedinin kotuk altlarında toplanan bir sıvı parfümlerin uzun süre canlı kalmasını sağlıyor.

İngilizler'in Kıbrıs tavsiyesi

12 Mart döneminde İngiliz Başbakanı Sir Alec Douglos Hume, Dinç'i Dışişleri Bakanı zannederek şu sözleri söylüyor: "Bakınız bakan bey, biz tarihimizin en büyük hatasını yaptık. Süveyş buhranında işgal ettiğimiz Mısır'dan çıktık. Bunu Amerika'nın baskısı neticesinde ve yarattığı kamuoyu baskısından çekinerek yaptık. O günden bugüne İngiltere artık aynı İngiltere değildir. Küçülmeye başlamamızın ilk işareti böyle verildi. Sakın aynı hatayı işlemeyiniz. Kıbrıs'tan çıkmayınız. Dünya kamuoyunu ileri sürerler, kulak asmayın. Bizim uğradığımız akibete uğrarsınız"

Butto'yu idama götüren sebep

Dinç, Sofya'dan sonra Pakistan'a atanıyor. Butto Başbakan'dır. Bir yemekte ABD Elçisi Henry Byroad, Dinç'e "Eğer Pakistan bu atom konusu ile uğraşmaya devam ederse Pakistan'ın altını üstüne getirceğimi söyleyeceğim" dediğini naklediyor. İngiliz sefiri Bushell, "Biz ilk imparatorluk dağılmasını Hint topraklarında denedik sonra da bu tecrübemizi Osmanlı imparatorluğu üzerinde uyguladık" diyor.

Üçüncü Dünya devletlerini bir araya getirmeye çalışan hareketin öncülerinden olan Butto hakkında Henry Kissinger'in şu sözleri de aktarılıyor. Gazeteciler Kissinger'e soruyor: "Butto eğer Amerika'nın sözünü dinlemeyip atomla uğraşmaya devam ederse ne yaparsanız?" sorusuna, "O zaman Butto'ya hızla yol alan bir trenin raylarına yatmış bir kimse diye bakarsınız" cevabı veriyor. Butto daha sonra devriliyor ve idam ediliyor.

Dinç Hint Okyanusu'nun ucundaki Mauritius adasında İngiliz sömürgesine karşı General Kasım Ali'nin Türk bayrağı ile ayaklandığını ve hapse atıldığını da aktarmadan geçmiyor.


25 yıl önce