|

Yaş: Kırım’ı anavatandan koparan antlaşma

Kırım, tarihi “Kıpçak yurdu” olarak adlandırılır. Türkistan’dan Macar ovalarına kadar uzanan Türk bozkırının önemli bir parçasıdır...

00:00 - 10/01/2022 Pazartesi
Güncelleme: 06:37 - 10/01/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Düşünce Günlüğü
Düşünce Günlüğü
Gökhan Gökçek - Tarihçi-Yazar

Kırım, tarihi “Kıpçak yurdu” olarak adlandırılır. Türkistan’dan Macar ovalarına kadar uzanan Türk bozkırının önemli bir parçasıdır. Karadeniz’e olan kıyı şeridiyle ulaşım, ticaret ve savaşlarda önemli roller oynamıştır. Kırım’daki Türk varlığı, İskitler ve Hunlar ile milattan öncesine kadar dayanır. Akabinde Gotlar’ı yerinden eden Hazarlar, Suğdak’ı ele geçiren Türkiye Selçuklu kuvvetlerinden sonra Altın Orda Hanlığı da bölgedeki diğer hakim Türk unsurlar olmuşlardır.

Cenevizliler ile Venediklilerin bölgede ticari koloniler kurmasından sonra Türk hakimiyeti akamete uğrasa da Timur’un 14. yüzyılın sonunda bölgeye yaptığı sefer bütün dengeleri altüst eder. Nihayetinde Fatih Sultan Mehmet, Kefe’den başlayarak Ceneviz kolonilerini fethederek Osmanlı Devleti’ne bağlı Kırım Hanlığı’nı kurar. Kırım’da, 17. yüzyıldan sonra Kazaklar dışında Nogaylar’ın saldırıları ve Rus tehdidi baş gösterir. Son tahlilde merhum Halil İnalcık hocanın deyimiyle “Ortodoks-İstanbul merkezli diriltilmiş bir Bizans hedefi” ilerleyen süreçte Rusların Karadeniz’e, Kırım’a ve Balkanlar’a saldırı sebebi olacaktır. Tedrici bir şekilde Rus işgaline maruz kalan Kırım’ın yeniden anavatana katılma ihtimali Yaş Antlaşması ile tamamen sona erecektir.

KADİM TÜRK YURDU KAYBEDİLDİ

Osmanlı Devleti hakimiyetindeki Kırım, Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) ile bağımsız bir devlet haline gelir. Ruslar nihayetinde iç karışıklığı da bahane ederek 1783’te Kırım’ı işgal edince Osmanlı Devleti de Ruslara savaş ilan eder (1787). Amaç, Kırım’ı Rus işgalinden kurtarmaktır. Avusturya’nın da Rus müttefiki olarak savaşa dahil olması, zaten disiplinsiz ordu ve yetersiz mali güçle boğuşan Osmanlı Devleti’nin aleyhinde ağır sonuçlar doğurur. Özi, Kili, Soğucak gibi kaleler kaybedilirken Osmanlı ordusu, Maçin’de ağır bir yenilgiye uğrar. Rusların daha fazla ilerlemesine mani olmak isteyen İngiltere ve Prusya aracılığıyla 1791’de barış görüşmeleri için ilk temaslar başlar. Sultan III. Selim her ne kadar savaşa devam etme taraftarı olsa da ordu ve bürokrasinin ısrarı neticesinde mütareke imzalanır. Akabinde barış görüşmeleri için müzakereler başlar. Barış antlaşmasının yapılacağı yer olarak işgal edilmiş Eflak bölgesinin Yaş kasabası seçilir.

Barış antlaşması görüşmeleri iki ay süreyle on beş toplantı boyunca sürer. Ancak üçüncü oturumda Rusların sundukları antlaşma taslağı görüşülmeye başlanır. Ruslar; savaş tazminatı, Kuban meselesi ve Garp Ocakları (Cezayir, Fas, Tunus) meselelerinden vazgeçmeyerek müzakerelerin uzamasına neden olurlar. Görüşmelerin kesilmemesi adına tartışmalı maddelerin iki devletin temsilcisi tayin edilen Yusuf Paşa ve Kont Bezborodko temaslarına bırakılması, diğer maddelerin görüşülmesine devam edilmesi kararı verilir.

ANTLAŞMANIN DERİN SONUÇLARI

Kont Bezborodko sınır güvenliğine dair Osmanlı Devleti’nin verdiği teminat sonrası savaş tazminatından vazgeçer. Garp Ocakları meselesinde ise Rus gemilerine yapılacak saldırılardan doğan zararların tazmini noktasında Osmanlı Devleti’nin aracı olacağı gerekirse kendisinin karşılayacağı kararı, maddeye ilişkin çözüm önerisi olarak kabul edilir. Kuban’ın iki devlet arasındaki sınır olmasına dair verilen karar bölge halkının bağımsızlığı temin etmesi ancak Ruslara karşı bir saldırı halinde cezai yaptırımın Osmanlı Devleti eliyle verilmesi, şeklinde düzenlenir. Böylelikle 10 Ocak 1792’de, on beşinci oturumda Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında Yaş Antlaşması imzalanır. Kırım’ın kaybedildiğinin resmi belgesi olan antlaşma, Türkçe ve Rusça metinler halinde tasdik edilir. İki devlet de birbirine elçi gönderme kararı alır. Sultan ile Çar’ın tasdikiyle birlikte Yaş Antlaşması yürürlüğe girer.

Yaş Antlaşması ile Osmanlı Devleti Kırım’ı Ruslara bırakırken, bölgenin yeniden Osmanlı topraklarına katılma ihtimali de tamamen ortadan kalkar. Yine Kafkaslar’da Rusların üstünlüğü kabul edilirken Rus filosunun Karadeniz’deki varlığı ile birlikte bölgedeki gücünün pekişmesi için de adeta yeni bir alan oluşur. Fransız İhtilali’nin de patlak verdiği dönemde gerçekleşen bu savaş ve sonucunda imzalanan antlaşma, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine daha fazla müdahaleyi de beraberinde getirecektir. Yine Yaş Antlaşması ile birlikte ordunun ve maliyenin kötü durumunun farkına varılırken, Nizam-ı Cedid ıslahatların başlangıcı olarak da bu hadise kabul edilir.

#Nizam-ı Cedid
#Kırım
#Türkistan
#Türk
#Hun
2 yıl önce