|

Yeni dengeler ve uluslararası sistemde değişim

Güç dengesinde yaşanan değişim, BM sisteminin yapısında bazı değişikliklerin yaşanabileceğine işaret ediyor. Türkiye’nin ‘Dünya Beşten Büyüktür’ politik doktrini ve bu doktrini güçlendiren ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ yaklaşımı uluslararası sistemdeki boşlukları doldurmaya yönelik kritik öneriler sunuyor. Bu anlamda Türkiye’nin hem bölgede ve dünyada artan nüfuzu hem de uluslararası sistemde beliren ihtiyaçları karşılamaya yönelik girişimlerinin dünya siyaseti açısından ehemmiyeti artıyor.

00:00 - 24/06/2022 Cuma
Güncelleme: 17:37 - 23/06/2022 Perşembe
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Mustafa Öztop
Marmara Üniversitesi Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkileri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi

Son yıllarda uluslararası sisteme güven gittikçe azaldı. Uluslararası sistemin temel kurucu aktörü Birleşmiş Milletler sorunları çözemiyor ve krizleri önleyemiyor. Ayrıca tarihe bakıldığında uluslararası sistemin güç dengesinde değişim yaşandığı dönemlerde yeni formlar kazandığı görülüyor. Bu anlamda Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan Milletler Cemiyeti ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletler merkezli uluslararası sistem bugüne ilişkin bazı fikirler veriyor. Dünya savaşları sonucunda ortaya çıkan tabloda güç dengesinde ağırlık merkezi oluşturan ve dünyada nüfuz bakımından öne çıkan güçlerin, savaşların akabinde kurulan uluslararası sistemde merkezde rol aldıkları görülüyor. Milletler Cemiyeti’nde merkezde yer alan güçler ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya olurken Birleşmiş Milletler’de merkezde ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Fransa yer almıştır.

SİSTEMİN DÖNÜŞÜMÜNDE TÜRKİYE VE İNGİLTERE

Tarihte görünen bu tablodan bugüne bakılacak olursa uluslararası zeminde meydana gelen beklentiler, dünyada güç dengesinde yaşanan değişim ve çok kutuplu bir yönelime giren dünya siyaseti, mevcut BM sisteminin yapısında bazı değişikliklerin yaşanabileceğine işaret ediyor. Türkiye’nin uzun süredir gündeme getirdiği ‘Dünya Beşten Büyüktür’ politik doktrini ve bu doktrini güçlendiren ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ yaklaşımı uluslararası sistemde meydana gelen boşlukları doldurmaya yönelik kritik öneriler sunuyor. Bu anlamda Türkiye’nin hem bölgede ve dünyada artan nüfuzu hem de uluslararası sistemde beliren ihtiyaçları karşılamaya yönelik girişimlerinin dünya siyaseti açısından ehemmiyeti artıyor.

Benzer şekilde İngiltere’nin bu süreçte Rusya’yı dizginlemek konusunda Türkiye ile yakınlaşması da İngiltere’nin bölge ve dünya siyasetinde hedeflerini ve gelecek öngörüsünü yansıtan gelişmeler olarak değerlendirilebilir. Ayrıca İngiltere’nin tarihte sömürgecilik dönemi, Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler’in kuruluşları dahil pek çok kırılma döneminde dünya siyasetinin geleceğini iyi okuyarak doğru yerde konumlandığı söylenebilir. Bu anlamda önümüzdeki süreçte güç dengesinde yaşanması muhtemel gelişmeleri öngören İngilizlerin kendi çıkarları doğrultusunda tavır aldıkları düşünülebilir.

ALMANYA VE JAPONYA HAREKETE GEÇİRİLİYOR

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali güç dengeleri bakımından Rusya’nın gardının düşürüldüğü bir zemini meydana getirdi. Bu anlamda ABD merkezli Batı ittifakının Rusya’nın ardından Çin’i dizginlemeye ve dengelemeye yönelik adımlar atma eğilimleri güçleniyor. Bu süreçte Çin’e karşı iki bölgesel güç Almanya ve Japonya’nın harekete geçirilmesine yönelik emareler güçleniyor. Bu iki gücün özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla harekete geçirildiği ve öne çıkarıldığı söylenebilir. Almanya’nın yeniden büyük bir silahlanma sürecine başlaması ve son dönemde Japonya’nın Çin ve Rusya karşıtı politikalarını daha somut bir zemine oturtması bu süreci destekleyen gelişmelerdir.

Diğer taraftan İngiltere’nin geçtiğimiz yıl Almanya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üyeliğine destek açıklaması, dünya siyasetinde güç dengesinin değişimine yön verme çerçevesinde BM’yi dönüştürme girişiminin ön hazırlıklarından biri olarak görülebilir. Benzer şekilde ABD’den geçtiğimiz günlerde Japonya’nın daimi üyeliğine destek açıklaması da bu sürecin bir parçası olarak okunabilir.

FRANSA OYUN DIŞI MI KALACAK?

Bir başka perspektiften dünya siyasetinde ağırlığını kaybetmeye başlayan Fransa’nın bu gelişmelerden nasibini alması muhtemel görünüyor. AUKUS ittifakı ve Ukrayna’nın Rusya’ya karşı hazırlığı konusunda ABD ve İngiltere’nin tabiri caizse oyun dışı bıraktığı Fransa, Macron liderliğinde dünya siyasetinde olan bitenden habersiz aşırılıkçı ve ırkçı yaklaşımların ve İslamofobik siyasetin merkezi haline gelerek içine kapanmış durumda.

GÜÇ DENGESİNDE TERAZİ NASIL TARTIYOR?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile belirginlik kazanan uluslararası sistemde yaşanan değişimde Almanya ve Japonya yeniden kendilerini daha güçlü şekilde göstermeye başladı. Burada İngiltere’nin Almanya’yı hem dünya siyaseti bakımından hem de öncelikli rakibi Rusya’ya karşı bir denge unsuru olarak desteklediği (silahlanmasını sağladığı) ve bu çerçevede BM daimi üyeliği konusunu öne sürdüğü söylenebilir. Benzer şekilde ABD’nin de Japonya’yı hem dünya siyaseti hem de öncelikli rakibi Çin’e karşı bir denge unsuru olarak yanında görmek istediği ve bu çerçevede BM daimi üyeliği konusunu öne çıkardığı değerlendirilebilir.

TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI

Türkiye’nin BM’deki ve dünya siyasetindeki pozisyonuna da bir çerçeve çizmek gerekirse Türk-İslam ülkeleri merkezli, Afrika ülkeleri destekli ve dünyadan Türkiye’ye açık destek veren ülkelerin de katkılarıyla BM’de yaşanacak olası değişime yönelik Türkiye’nin hazırlıklarını hızlandırması ve somutlaştırması gerektiği söylenebilir. Bu noktada İngiltere ile yakınlaşan ilişkiler çerçevesinde İngiltere’den daha somut destek konusunda görüşmeler yapılabilir. Ayrıca mevcut yapının değişimi konusunda harekete geçtiği görülen Almanya ve Japonya ile de daha yakından temas kurmak yararlı olabilir.

Rusya’nın mevcut şartlarda orta ve uzun vadede Türkiye’ye böyle bir konuda destek vermesi mümkün görünüyor. Benzer şekilde Çin de Anglosakson ittifakının Japonya ve Almanya hamlelerine karşılık Türkiye’nin kendine münhasır politika izleme kabiliyetini göz önünde bulundurarak ABD ve İngiltere kanadının hamlelerine karşı bir hamle mahiyetinde Türkiye’nin bu süreçte öne çıkarılmasına sıcak bakabilir. Türk Devletleri Teşkilatı, bazı İslam ülkeleri ve Afrika ülkelerinin Türkiye’nin BM’de alması gerektiği rolü dile getirmeleri de Türkiye’nin uluslararası sistemdeki konumunu güçlendirecektir.

#BM
#Almanya
#Fransa
#ABD
#Rusya
#Ukrayna
#AUKUS
2 yıl önce