AB-Türkiye arasında sivil toplum diyaloğunun önündeki en büyük engel olan vize ve finansman konusunda önemli adımlar atılıyor. Avrupa Komisyonu (AK) Genişleme Genel Müdürlüğü Aday Ülkeler Direktörü Pierre Mirel, AB-Türkiye arasında sivil toplum diyaloğu amacıyla yapılacak etkinliklere gidiş gelişlerde Türk tarafına vize kolaylığı sağlanması için üye ülekeri ikna etmeye çalıştıklarını söyledi. Mirel, Türk halkının Avrupa'da kendini tanıtmasının önemini vurgulayarak sivil toplum diyaloğunun geliştirilmesi için gidiş gelişleri kolaylaştırmak amacıyla vizelerde rahatlama sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. Bu arada Yeni Şafak, AB Komisyonu'nun Türkiye ve AB ülkelerindeki iş dünyası, gazeteci, tarım kesimi gibi sivil toplum örgütlerinin karşılıklı iletişimini sağlamak üzere 44 milyon dolarlık bir tüzüğü görüştüğünü ve tüzüğün Bakanlar Konseyi'nde kabul edilmesi için Türk tarafının çalışma yürüttüğü bilgisine ulaştı.
AK Türkiye Delegasyonu tarafından düzenlenen Katılım Müzakereleri: İlkeler ve Uygulama başlıklı seminerde Türk sivil toplum örgütü temsilcilerinin sorularını cevaplayan Mirrel, 'hazmetme kapasitesi' ile ilgili gelen yoğun eleştirilere, "Türkiye'nin katılımıyla ilgili en önemli konu, mali paket, yani alacağı fonların payı olacaktır. Bu da zaten müzakerelerin bir parçasıdır. Önce müzakereleri tamamlayıp sonra 'kusura bakmayın' demiyoruz'' şeklinde cevap verdi. Polonya, Macaristan gibi tüm aday ülkelerdeki çalışmaları sırasında aynı eleştirilerle karşılaştıklarını belirten Mirel, bunların doğal olduğunu kaydetti.
Avrupa Komisyonu Aday Ülkeler, Türkiye Birimi Başkanı Christian Danielsson ise AB'nin yeni üyeleri hazmetme kapasitesinin önemine işaret ederek hazmetme kapasitesinin hem AB'nin hem de adayın menfaatlerini içerdiğini söyledi. Danielsson, "Avrupa Parlamentosu müzakere masasında olmayacak. Türkiye bir tarafta, üye ülkeler diğer tarafta olacak. Bu noktada kamuoyu önemli, özellikle Türkiye için'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, bu yıl Türkiye'nin Maastricht tanımlı bütçe açığının GSMH'nin yüzde 3'ünün altına ineceğini kaydetti. Babacan, Türkiye'nin 3 Ekim sonrasında AB yolunda kaydettiği gelişmelere değindi.
Babacan, Türkiye'nin Avrupa ve AB için vazgeçilmez bir boyutu olacağını, 20-30 yıl sonra Avrupa ülkelerinin Türkiye'siz bir Avrupa'yı düşünemez noktaya geleceğini söyledi. Maastricht kriterlerine işaret eden Babacan, "Maastricht kriterlerinin ilkini bu yıl yakalayacağız; o da bütçe açığı. Maastricht tanımlı bütçe açığımız bu sene GSMH'nin yüzde 3'ünün altına iniyor. Bu değer ABD'de 2 yıldır yüzde 5 civarında. AB üyesi Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da bütçe açıkları yüzde 3'ün üzerinde" diye konuştu.
Babacan, gelecek yıl borcun Maastricht kriterleri çerçevesinde GSMH'ye oranının yüzde 60'ın altına ineceğini kaydederek, "Önümüzdeki yıl borç açısından para birliği kriterlerini yakalamış bir Türkiye olacak" dedi.
