|

Gelecekte faize yer yok

2008’de küresel finans krizinin ardından katılım finans modeline yönelen ilgi gün geçtikçe büyüyor. Risk paylaşımını esas alan katılım finans, bütün dünyada yükselen trend olarak dikkat çekiyor. Ancak Türkiye’de bu farkındalık hala tam olarak oluşmuş değil. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, bu alanda farkındalığı arttırmak için önemli bir çalışma yapıyor. Çalışmayı yapan Merkez'in Müdürü Doç. Dr. Yusuf Dinç, “Dünyada özellikle batıda faizin neredeyse yeri kalmadı. Ortaklık modelini merkeze çekmek lazım” dedi.

Mesude Demirhan
00:00 - 27/11/2020 Cuma
Güncelleme: 08:21 - 27/11/2020 Cuma
Yeni Şafak
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin hazırladığı “Haftalık Faizsiz Finansal Araçları Performansı”nı artık Yeni Şafak’tan takip edebilirsiniz. Çalışmaya dahil edilen yaklaşık 100 şirketin performansını haftada birgün vereceğimiz tablolarla okuyucularımızın dikkatine sunacağız.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin hazırladığı “Haftalık Faizsiz Finansal Araçları Performansı”nı artık Yeni Şafak’tan takip edebilirsiniz. Çalışmaya dahil edilen yaklaşık 100 şirketin performansını haftada birgün vereceğimiz tablolarla okuyucularımızın dikkatine sunacağız.
2008’de başlayan ve etkileri hala devam eden küresel finans krizinin ardından katılım finans modeline yönelen ilgi gün geçtikçe büyüyor.
Risk paylaşımını esas alan katılım finans, bütün dünyada yükselen trend haline geliyor. Ancak Türkiye’de bu farkındalık hala tam olarak oluşmuş değil.
Türkiye’de henüz yüzde 6,5’lik bir pazar payına sahip olan katılım finansın, daha gidecek çok yolu var.
  • İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ), bu alanda farkındalık oluşturmak için önemli bir çalışma yapıyor.
    Çalışmayı yapan İZÜ Yönetim, Girişimcilik ve Liderlik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin başında ise Doç. Dr. Yusuf Dinç var. İslam Ekonomisi ve Finansı Öğretim Üyesi Dinç ile yürüttükleri çalışmayı ve İslami finansın pazar payını artırmak için neler yapılması gerektiğini konuştuk.

BATIDA FAİZİN YERİ KALMADI

Katılım finans sisteminin sunduğu hizmetin dünyada yükselen bir değer olduğunu belirten Dinç,
“Dünyada özellikle batıda faizin neredeyse yeri kalmadı. Ortaklık modelini merkeze çekmek lazım”
dedi. Dayanışma temelli iktisadi bir model önerdiklerini söyleyen Dinç, İslam ekonomisinin risk transferi, risk ticareti anlamındaki bir finansal model yerine, risk paylaşımı temelinde bir finansal, model ortaya koyduğunu söyledi. Dinç, “Bugün sadece katılım bankacılığı anlaşılıyor olmasını bir kusur olarak görüyorum.
Normalde piyasadaki vadeli satışlar, risk sermayesi, girişim sermayesi, pay piyasası, bunlar hep İslami finansın konusu olan unsurlar. Katılım finansının dünyadaki evrensel ismi İslami finans.
Türkiye’de katılım bankaları peşin alım vadeli satım anlamına gelen murabaha ağırlıklı bir finansman modeli uyguluyor” dedi.

FARKINDALIK ORTAYA KOYALIM

  • Dinç, risk paylaşımı anlamına gelen finansal iş ve modellerin katılım finansının unsuru olduğunu ifade ederek,
    “Piyasadaki vadeli satışlar, katılım bankacılığı, tekafül yani katılım sigortacılığı, pay senedi piyasasını, finansal kiralama, bunun yanında yeni tanıtılan tasarrufa dayalı finans modeli, risk sermayesi, girişim sermayesi, melek yatırımcılık, fiziki teslimatlı türev işlemleri de buraya almak mümkündür. Böyle tarif edince konvansiyonel finansa çok dar bir alan kalmış oluyor” diye konuştu. Yusuf Dinç, Türkiye’de katılım finansını tanıtmak için özellikle son dönemde akademik çalışmalara ağırlık verildiğini aktararak, yeni ürün ve iş modelleri geliştirerek, farkındalık ortaya koymamız lazım”
    çağrısında bulundu.

ORTAKLIK MODELİ MERKEZDE OLSUN

Dinç, sektörde murabaha olarak bilinen peşin alım vadeli satım yönteminin daha çok kullanıldığını anlattı. “Ortaklık modelini merkeze çekmek lazım” diyen Dinç, şunları kaydetti: “Çok kısa süreli mesela bir saatlik ortaklıklar da kurabiliriz. Hatta dünya bu kadar hızlanırken, faizin modelde yerinin kalmayacağını düşünüyorum.
Dünyada özellikle batıda faizin neredeyse yeri kalmadı. Buna karşı iskontolu modeller gelebilir ama onlar bir tarafa, faizin bir takvim gününe ihtiyaç duyması onu gittikçe hızlanan dünyada sistem dışına itecek. Cumhurbaşkanımız son iki günde çok önemli açıklamalar yaptı. Gelecekte faizin yeri yok. Risk paylaşımı finansal mimaride merkeze gelecek.
Ortaklık finansmanı modellerini uzun vadeli değerlendirmemiz doğru fakat çok kısa-kısa-orta vadeli ortaklıkların da bize bir imkân verdiğini anlayabilirsek, o zaman ciddi bir farklılık, ortaya koyabiliriz. Bu tartışmalar, risk paylaşımının risk ortaklığı olarak da ifade edilebileceği, anlamına gelir.”

POTANSİYELİMİZİ YETERİNCE KULLANAMADIK

  • Yusuf Dinç, konunun yeterince bilinmemesini şu nedenlere bağlıyor: “Katılım finansında geliştirdiğimiz kapasiteyi şirketlere de aktarmamız lazım.
    Dünyada İslami finansın büyüklüğünün 3 trilyon dolar civarına ulaştığı tahmin ediliyor. Buradan mesela 200 milyar dolarlık bir pay alabilirsek, Milli gelirimize çok ciddi katkı sağlar. Bu tutarların üzerine çıkmamız da rahatlıkla mümkün. Bu kaynak kendine adresler arıyor. İçerde yeterince uzmanlık kullanılsa böyle kaynaklar, olduğunu ve bunların adres aradığının farkındalığı oluşsa, işletmeler yatırımlarını finanse edecek kaynakları temin etmek için bir kanal açmış olurlar. Türkiye İslami finansal varlıklar özelinde dünyada 8 inci sırada. Sıralamadaki yerimiz iyi görülebilir ama içinden aldığımız payımız düşük. Yüzde 2-3 seviyelerinde paya sahibiz.
    Türkiye, İslami finans tecrübesine ilk başlayanlardan ama getirdiğimiz noktayı henüz yeterli görmüyorum. Kendi potansiyelinden uzağız.”

TASARRUFA DAYALI FİNANSI MERKEZE ALMALIYIZ

Yusuf Dinç, katılım finansı ticari bankadan ayıran en önemli unsurun fon toplama biçimi olduğunu ifade ederek, şu tavsiyelerde bulundu:

  • “Yani faizli mi, faizsiz mi fon toplayacak. Fon toplama tarafındaki pazar payımız yüzde 9’un üzerinde. İnsanların katılım finansa ilgisi çok yoğun.
    Bu ilgiye karşı dinamizm, ürün çeşitliliği sağlanamadı. Diğer bir sorun da kurumların ortaklarından bu ilgiye yeterli karşılık gelmemesi yani yeterince sermaye sağlanamamasıdır. 2025 yılında katılım finans için yüzde 15’lik pazar payı hedefleniyor. Çok geniş kitlelere ulaşabilir. Yüzde 15 ile sınırlandırmayalım. Türkiye’yi merkez olarak konumlandırmak için bize iyi fırsatlar açabilir.
    Bu pazar payı hedeflemesi doğru bir vizyonla ortaya konulmalı. Diğer bir sorun olarak katılım finansında biriken kapasite henüz özel sektöre aktarılamadı. Tasarrufa dayalı finans dediğimiz olgu, küresel ölçekte bir fenomen oluşturabilir.”

Yatırımcıya yol gösteren bir platform

Yusuf Dinç, ‘Faizsiz yatırım’ ismiyle sosyal medyada yeni bir hesap açtıklarından bahsederek, şu bilgileri verdi: “
Faizsiz finansın çevresi ile ilgi farkındalık oluşturmak ve bunların haftalık performansını raporlamak için geliştirildi. Twitter, linked, Instagram platformlarından yararlanıyoruz.
Bu girişimin Türkiye’de günlük olarak raporlanan finansal verilerin, faizsiz versiyonu olarak değerlendirilmesi gerekir. Mevcuttaki şablonda Türkiye’deki sukuk ihraçlarının verimi ve vadesi, katılım hesaplarının haftalık getiri performansı, faizsiz emeklilik sisteminin haftalık getiri performansı ve faizsiz portföy yönetim şirketlerinin de haftalık getiri performansını raporluyoruz.”

NEREYE VE NASIL YATIRIM YAPMALIYIM?

  • Yatırımcılardan gelen ‘Nereye yatırım yapmalıyız? Hangi faizsiz enstrümanlar var?’ şeklinde sorular üzerine böyle bir çalışma yapmaya karar verdiklerini anlatan Yusuf Dinç, haftalık olarak yaptıkları çalışmayı şöyle anlattı:
    “Bunları ilgililerinin bir arada görebilecekleri platformu oluşturup sunmak istedik. Faizsiz yatırımı İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Yönetim Girişimcilik Liderlik Merkezi bünyesinde takip ediyoruz. Faizsiz finansal enstrümanlara yatırım yapmak isteyenlerin, konsolide olarak, hangi yatırım araçlarına başvurabileceğini Haftalık Faizsiz Finansal Araçlar Performans Bülteniyle sunuyoruz.”
#Faiz
#Risk paylaşımı
#Doç. Dr. Yusuf Dinç
3 yıl önce