|

Gelir uçurumu 9,5 kata düştü

1994 yılında beşinci yüzde 20'lik dilimde yer alan en zengin kesim, birinci yüzde 20'ik dilimde yer alan hane halklarının yaklaşık 11,3 katı gelir elde ederken, 2002 yılında 9,5 kata düştü.

Yeni Şafak
01:00 - 8/11/2003 Cumartesi
Güncelleme: 11:50 - 21/06/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

Gelir dağılımı adaletsizliğinin önemli bir sorun olduğu Türkiye'de toplam kullanılabilir gelirden en az pay alan birinci yüzde 20'lik grubun toplam gelir içindeki payı artarken, gelirden en fazla pay alan son yüzde 20'lik grubun toplam gelir içindeki payı azaldı ve gelir dağılımı, 1994 yılına göre düzelme eğilimi içine girdi.

Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 2002 hane halkı bütçe anketi gelir dağılımı sonuçlarına göre, 1994 yılında beşinci yüzde 20'lik dilimde yer alan hane halkları, birinci yüzde 20'lik dilimde yer alan hane halklarının yaklaşık 11,3 katı gelir elde ederken, 2002 yılında 9,5 kata düştü.

Hane halklarının toplam kullanılabilir gelirden aldığı paylar, kentsel ve kırsal yerleşim yerleri bazında incelendiğinde ise kentsel yerlerde ilk yüzde 20'lik dilime giren hane halklarının toplam gelirden yüzde 5,52 oranında, son yüzde 20'lik dilime giren hane halklarının ise toplam gelirden yüzde 50,41 oranında pay aldığı ortaya çıktı.

Girişimcilerin payı da azaldı

Ankete göre müteşebbis (girişimci) gelirlerin, toplam gelir payları incelendiğinde azalman olduğu gözleniyor. Müteşebbis olarak çalışanların toplam yıllık gelirden aldığı pay, 1994 yılında yüzde 42,4 iken, 2002 yılında yüzde 34,5'e geriledi. Mülk gelirleri incelendiğinde; 1994 yılında mülk gelirlerinin toplam net gelirden aldığı pay yüzde 19,3 iken, bu rakam 2002'de yüzde 9,3 olarak tahmin ediliyor.

Prof. Dr. Osman Altuğ

İyileşme alt katlara henüz inmedi

Akademisyenler, ekonomide bazı alanlarda iyileşmeler sağlandığı konusunda görüş belirtirken, "güven ortamının oluştuğu ve istikrarın kalıcılığı" konusunda temkinli konuştular.

Marmara Üniversitesi (MÜ) İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Altuğ ekonomideki güven ortamını çeşitli kesimler yönünden değerlendirmek gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Dolar, faiz ve borsa gibi üst kattakiler açısından güven ortamı var ama alt kattaki işçi, memur, yatırımcı, sokakta yürüyen vatandaş, trafikte giden otomobil için güven ortamı yok. İşsizler bakımından henüz güven ortamı oluşmuş değil. Çünkü güven ortamının oluşabilmesi için iş, gelir dağılımında adaletin sağlanması lazım."

Altuğ, güven ortamının önemli bir kriterinin sabit sermaye yatırımlarının artması olduğunu vurgularken, bir başka önemli kriterinin de işsizliğin giderilmesi olduğunu söyledi. Altuğ, "İşsizliği gideremiyorsanız güven ortamını asla sağlayamazsınız" dedi.


----------------- imza------------------

----------------- imza------------------



#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv
20 yıl önce