Geçen yıl karşı kaşıya kaldığı kur saldırısını atlatan Türkiye, 4 yıllık bir seçimsiz süreç için ekonomiye odaklanıyor. Yapısal reformlara ilişkin eylem takvimini açıklayan Türkiye’nin, 15 Temmuz zihniyetinin ekonomik ayağının devamı niteliğinde saldırılara maruz kalması dikkat çekiyor. Dört bakanın katılımıyla yapılan ABD ziyaretinin ardından başlatılan algı operasyonunun, batılı yayın organları üzerinden yürütülmesine büyük tepki var. Son olarak, Financial Times gazetesi, Türkiye’nin net rezervlerinin Merkez Bankası’nın açıkladığının aksine 28.1 milyar dolar değil, 16 milyar dolar olduğunu iddia ederek, spekülatif habere imza attı.
BU MİLLİ BİR ÇAĞRIDIR
Öte yandan ilgili yayın kuruluşunun, Türkiye’nin Piyasalarda yaşanabilecek bir krize karşı finansal savunmasının yeterli olmadığı yönündeki iddiaları da tepki çekti. Bu manipülatif yayınlara cevap veren Merkez Bankası yetkilileri ise Merkez Bankası’nın altın dahil brüt rezervleri dikkate aldığını ve bu rezervlerin şu an 97-98 milyar dolar olduğunu ayrıca bunların hepsinin kullanılabilir olduğunu ifade etti. Türkiye karşıtı algı operasyonuna kanmayacaklarını belirten iş dünyası temsilcileri, “ülkemizin ekonomik istikrarına güvenerek yatırımlarımıza devam etmeliyiz” şeklinde kararlı konuşuyor. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, yurt içinde hala Uluslararası Para Fonu (IMF) ile masaya oturulacak manipülasyonu yapılmasının, bu fikrin empoze edilmeye çalışılmasının 15 Temmuz zihniyetin ekonomik ayağının devam ettiğini gösterdiğini kaydetti. Aydın, Türkiye’nin ekonomik istikrarına güvenerek yatırımların devam etmesi çağrısında bulundu.
ALGI OPERASYONLARINA KANMAYIN
15 Temmuz hain darbesi sonrasında Türkiye’ye ekonomisine yönelik saldırılara dikkat çeken Aydın, “IMF Avrupa Masası Direktörü Thomsen’in açık açık Türkiye’ye mali yardımın sağlanması noktasında, hiçbir gayri resmi ve gizli görüşme olmadığını söylemesine rağmen ve Türkiye’nin para politikasını güçlendirecek önemli adımlar attığını vurgulamasına rağmen manipülasyonlar devam ediyor. Kesinlikle bu algı operasyonuna kanmamalı, ülkemizin ekonomik istikrarına güvenerek yatırımlarımıza devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Olumsuz algı yönetimi
- Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) Başkanı Ayhan Karahan, dış basında Türkiye’ye yönelik yapılan olumsuz haberleri “Bu bir aleyhte algı yönetimi” olarak tanımladı. Türkiye’nin ekonomisi üzerindeki kırılgan söylemlerin hoyratça kullanıldığını ifade eden Karahan, ekonomi konusundaki manipülatif haberlere ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Henüz görüşme yapılmadan bile görüşmenin sonucu ile ilgili ifadede bulunmak, ne kadar objektif olunduğunu ortaya koymaktadır. Ekonomi yönetiminden belediğimiz güven ortamının bir an önce oluşması, tedirginliğin ve belirsizliğin ortadan kalkmasıdır. Yurt içinde de yurt dışında şöyle bir algı var. Bak işte biz haklıyız ekonomi ne kadar kötüye gidiyor. Görülen olumsuzlukları bu kadar hoyratça şişirmenin bir anlamı yok.”
- POZİTİF BAKALIM
- Biraz daha iyi tarafından bakıp, süreci daha sağlıklı hale dönüştürmeyi çabalamamız gerektiğini belirten Karahan, “Bunu atlatabilmek adına hangi adımları atabilmeliyiz. Psikolojik sermayemizi yükseltebilmek için, gayret sarfetmemiz lazım” dedi.
Yatırımcı reformlara gelir
Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Yaşar Doğan, “Türkiye hem coğrafi konumu hem son dönemlerde kat ettiği mesafe hem hayata geçirdiği dev projeler itibariyle dünyanın dikkatini çekmeye devam etmekte. Türkiye bölge liderliğine yönelik attığı stratejik adımlarla dünya dengeleri üzerinde etkili olmaya başlamış ve bunun sonucunda da dış kaynaklı iktisadi, siyasi ve finansal operasyonların hedefi haline gelmiş durumda” diye konuştu. Bu tarz operasyonlarda yabancı medyanın da rol aldığını belirten Yaşar Doğan şöyle konuştu: “Bu beklemediğimiz bir durum değil. Bize düşen birlik ve beraberlik içerisinde, yerli ve milli duruşumuzu güçlendirmek, spekülasyonlara kapılmadan işimize konsantre olup üretmeye devam etmek. Yabancı basında çıkan bu tarz haberlerin yatırımcı üzerinde etkisi mutlaka olacak. Fakat gerçek yatırımcı alacağı kararları gazete haberleri üzerinden değil, ülkenin herkese açık olan şeffaf ekonomik verileri üzerinden yapacaktır. Ekonomik sahada hayata geçirilecek yapısal reformlarla birlikte yatırım atmosferinin olumlu gelişeceğine inanıyorum.”
