|

KEI fırsatını kullanamadık

327 milyon üretici kapasitesi bulunan KEİ'ye ciddi manada sahip çıkılmadığını söyleyen MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ömer Bolat "Sahip çıksaydık, Türkiye başka yerde olurdu" dedi.

Yeni Şafak
00:00 - 7/04/2003 Pazartesi
Güncelleme: 13:57 - 20/06/2017 Salı
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) yıllık 309 milyar dolarlık dış ticaret kapasitesi, 327 milyon üretici ve tüketici nüfusu, zengin insan kaynağı ve çok çeşitli ve geniş doğal kaynaklarıyla çok önemli bir işbirliği alanı oluşturmuştu. Türkiye'nin fikir sahipliği ve öncülüğünde 1992 tarihinde Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal'ın önderliğinde kurulan KEİ projesi kısa süre içerisinde ciddi ilerlemeler kaydetmesine rağmen, Özal'ın ölümüyle adeta durdu. Ulaşımdan enerjiye, ticaretten turizme ve tarımdan çevreye kadar geniş işbirliği alanına yayılan 18 çalışma grubu da etkinlerini sürdürmesine rağmen, KEİ bugün kendisinden bekleneni vermekten oldukça uzak görünüyor.

KEİ'le ilgili olarak iş dünyasının iki önemli temsilcisi ile görüştük; İTO Başkanı Mehmet Yıldırım ve MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ömer Bolat...

KEİ, 1992'de kurulmasına rağmen 10 yıl içerisinde istenilen mesafeye ulaşamadı. Ulaşsaydı Türkiye'nin dış ticaret rakamları nasıl olurdu?

YILDIRIM: Doğuda Japon Denizi'nden batıda Baltık Denizi'ne, kuzeyde Kuzey Buz Denizi'nden güneyde Akdeniz'e kadar 19 milyon km2'lik bir alanı kaplayan Karadeniz Ekonomik İşbirliği bölgesi yıllık 309 milyar dolarlık dış ticaret kapasitesi, 327 milyon üretici ve tüketici nüfusu, zengin insan kaynağı ve çok çeşitli ve geniş doğal kaynaklarıyla çok önemli bir işbirliği alanı oluşturmuştur. Bölge, Körfez Bölgesi'nden sonra en geniş petrol ve doğal gaz kaynağına sahiptir. Bu potansiyelin yeterince değerlendirilebildiğini söylemek mümkün değildir. Siyasi istikrarsızlık, sermaye birikimi yetersizliği, piyasa ekonomisinin gerektirdiği kurum ve araçların oluşmaması projenin ağırlaşmasına neden olmuştur.

BOLAT: KEİ ülkelerinin varolan ekonomik potansiyelinin, şimdiye kadar yeterince değerlendirildiğini söylemek mümkün değildir. 327 milyonluk toplam nüfusa, zengin yer altı ve yerüstü kaynaklarına sahip KEİ bölgesi, bir ekonomik entegrasyon için gerekli ekonomik şartları taşımaktadır. Ülkelerin GSYİH miktarlarının ve ticaret hacimlerinin düşük olduğu bir gerçektir. Ancak bir ekonomik işbirliğinden de beklenen, düşük olan bu miktarların yukarı çekilmesidir. Ayrıca Karadeniz'in kendisi, dünyadaki dördüncü büyük iç sudur. 75.000 işçiyi ve 60.000 ton üretimi olan balıkçılık sanayiini besleyebilmektedir. Buna ilaveten, ekonomik yönden deniz taşımacılığında önemli bir rolü olduğu gibi potansiyeli yüksek turizm olanakları da sunmaktadır. Eğer KEİ başarılı olsaydı Türkiye'nin geldiği yer bugünkünden daha farklı olurdu.

Sizce proje neden başarılı gözükmüyor ?

YILDIRIM: Ülkelerin farklı hedeflere yönelmiş olmaları da olumsuz etkilemiştir. Örneği Rusya için BDT, bazı Balkan üyeleri için AB üyeliğinin ön plana çıkması gibi. Siyasi /askeri çatışmaları da dikkate almak gerekir. KEİ'in projeye katılan ülkeler tarafından daha fazla dikkate alınıp sahiplenilmesinde elbette fayda vardır. Ancak önemli olan şu ya da bu ülkenin sahiplenmesi değil tüm ülkelerin KEİ Projesi'ni bir işbirliği aracı olarak kabul etmeleridir.

KEİ'in bekleneni vermesi daha uzun yıllar alır mı? Yoksa şu anda ölümü beklenen bir proje durumunda mı ?

YILDIRIM: Proje içerisinde yer alan bir banka var. Banka 1 milyar SDR (özel çekme hakkı) tutarında sermaye ile kuruldu. Bu bankanın iş dünyasına faydası vardır. Örneğin Azarbaycan'da elektrik şebekesinin geliştirilmesi için kredilendirilecek bir projede gereken teçhizat alımlarının Rusya ve Türkiye'den yapılması öngürülmüştür. Yoğun ticari ilişkilerin zamanla sosyal ve siyasi ilişkilerin gelişmesine de olumlu katkı yapacağı açıktır. Ancak KEİ projesini BM örgütü OPEC gibi görmek yada Arap Birliği teşkilatı gibi şimdilik görmek yanlıştır. Özellikle Irak krizinin KEİ projesini etkileyeceğini de sanmıyorum.

BOLAT: KEİ , Türkiye tarafından da yeterince desteklenmemiştir. Özellikle dışişleri bürokrasisi "Türkiye'nin AB'ye üyelik perspektifi geri plana düşer" korkusuyla siyasi otoritenin KEİ konusundaki iradesine ayak uydurmakta direnç göstermiştir. KEİ'e göre üye diğer ülkeler ise AB ile ilişkileri ön plana alarak KEİ'e yeterince sahip çıkmamıştır. KEİ'in gelecekteki konumu ümit verici görünmüyor.


----------------- imza------------------

----------------- imza------------------



#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv
21 yıl önce