|

Yüzde 24 faiz bırakıp gitti

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Cumhurbaşkanı kararı ile görevinden alındı ve yerine Murat Uysal getirildi. Çetinkaya, yüzde 7,5’tan yüzde 24’e çıkardığı bir faiz tablosunu geride bırakarak başkanlığa veda etti. Çetinkaya, ekonomik riskler konusunda başka kurullarla ortak hareket etmemekle eleştiriliyordu.

Haber Merkezi
04:00 - 7/07/2019 Pazar
Güncelleme: 01:11 - 7/07/2019 Pazar
Yeni Şafak
Murat Çetinkaya
Murat Çetinkaya

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya görevinden alınarak, yerine Başkan Yardımcısı Murat Uysal atandı. Atamaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, Murat Çetinkaya 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 35’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci maddesi gereğince görevden alındı. Boşalan MB Başkanlığına, Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Murat Uysal getirildi.

FİYAT VE FİNANSAL İSTİKRAR VURGUSU

Murat Uysal, 9 Haziran 2016’dan beri Merkez Bankası Başkan Yardımcılığını yürütüyordu. Uysal yaptığı ilk açıklamada, bankamızın kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde temel amacı olan fiyat istikrarını sağlamaya odaklı para politikası araçlarını bağımsız bir şekilde uygulamaya devam edeceğini belirtti. Yeni dönemde fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda uygulanacak politikalar ile ilgili iletişim kanallarının en üst düzeyde kullanılacağını belirten Uysal, bu çerçevede önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı düzenleyecek.

FAİZLERİ YÜZDE 24’TE BIRAKTI

20 Haziran 2016’da görev süresi dolan önceki başkan Erdem Başçı yerine göreve gelen Murat Çetinkaya, üç yılı aşan başkanlığı döneminde faizle mücadele ve fiyat istikrarını sağlama konusunda iyi bir karne alamadı. Görev süresinin dolmasına yaklaşık 10 ay kala görevinden alınan Murat Çetinkaya, yüzde 7,5’tan yüzde 24’e çıkardığı bir faiz tablosunu geride bırakarak başkanlığa veda etti. Merkez Bankası, Çetinkaya döneminde piyasaya borç vermek için kullanılan araç ve kanallar birçok kez değiştirse de faizlerin yükselmesinin önüne geçemediği gibi fiyat istikrarı da sağlayamadı. MB en son Eylül 2018’de politika faizini yüzde 17.75’ten 625 baz puan artışla yüzde 24’e çıkardı ve 10 aydır bu seviyede tutuyor. Dolar/TL kurunun geçen yılın Ağustos’unda 7.2362 ile zirve görmesinin ardından tüketici enflasyonu Ekim 2018’de yüzde 25.24 ile 16 yılın yükseğine tırmandı.

DEĞİŞİMİN ZAMANLAMASI ÖNEMLİ

Sadece Türkiye’de değil; küresel merkez bankacılığında önemli bir makas değişikliği yaşanıyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanlığına IMF Başkanı Christine Lagarde’ın aday gösterilmesi, ABD Başkanı Trump’ın Fed Başkanını değiştirebileceğini dile getirmesi; merkez bankaları başkanları için yeni bir dönemin işareti gibi. Küresel ekonomideki daralma endişesi, ülkeleri bu konuda yeni bir anlayışa zorlarken, merkez bankalarının diğer kurumlarla eş güdüm ve iletişimini zorunlu kılıyor. Türkiye’de de Merkez Bankası Başkanı değişiminin küresel finans krizi sonrası merkez bankalarının misyonlarının değişmeye başladığı bir dönemde denk gelmesi açısından önem taşıyor.

ERDOĞAN İKİ HAFTA ÖNCE SİNYALİNİ VERMİŞTİ

2017 yılında başlayan sıkılaşma dönemi sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Merkez Bankası’nı faizleri yüksek tuttuğu için eleştiriyor. Yatırım, istihdam ve üretimin önündeki engel olarak yüksek faizi gören Erdoğan, yüksek enflasyonun da yüksek faizlerin sonucu olduğunu ifade ediyor. Erdoğan son olarak iki hafta önce yabancı basın mensuplarına Ankara’da verdiği ortak röportajda şu değerlendirmede; başkan değişikliğinin sinyalini vermişti: “Fed faizleri düşürdü ama benim ülkemde yüzde 24’lerde, böyle bir şey olmaz. Bu yüzden çok yakında buna kesin bir çözüm getireceğiz. Bu faiz politikasından Türkiye’nin dikkatli bir dönüş yapması lazım.”

Aynı dili konuşmaları gerekiyor


  • Konuya değerlendiren Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, “Merkez bankacılığında maliye politikaları ve mikro düzeydeki yapısal reformların ön planda olacağı bir süreç yaşanacak. Özellikle maliye politikası ve diğer alanlarda merkez bankalarının ilgili başka kuruluşlarla aynı dili konuşması gerekiyor. Artık siyaset ve jeopolitik gelişmeler, ekonomik parametreleri önemli ölçüde etkiliyor” dedi.
  • KOORDİNASYON ÖNEMLİ
  • Bugünkü koşullarda merkez bankalarının ülke ekonomilerinin sürdürülebilir büyümesine katkılarının sınırlı kaldığını anlatan Aslanoğlu, merkez bankacılığında maliye politikaları ve mikro düzeydeki yapısal reformların ön planda olacağı bir döneme girildiğini söyledi. “Demografik trendler, gelir dağılımı, teknoloji gibi alanlarındaki gelişmelerin ülkelerin ekonomi politikalarını şekillendirdiği bir dünyanın içindeyiz” diyen Aslanoğlu, merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de sıkı para politikaları uygulamaları gerektiğini ancak diğer kurumlarla da koordinasyonun dengeli bir şekilde sürdürülmesinin önemli olduğunu ifade etti.

Murat Uysal kimdir?


İstanbul’da 1971 yılında doğan Uysal, Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (İngilizce) İktisat Bölümünden mezun olan Uysal, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Bankacılık ana bilim dalında yüksek lisans yaptı. Uysal, bu dönemde “Enflasyon Hedeflemesi, Dünyada ve Türkiye’deki Uygulamaları” konulu yüksek lisansını tamamladı. Meslek hayatına 1998 yılında bankacılık sektöründe başlayan Uysal, Döviz ve Para Piyasaları ile Menkul Kıymetlerden Sorumlu Uzman ve Yöneticilik görevlerinde bulundu. Türkiye Halk Bankasında Para ve Sermaye Piyasaları Daire Başkanı olarak 2007-2011 tarihlerinde çalışan Uysal, Kasım 2011-Haziran 2016 döneminde ise Halk Bankasında hazine yönetiminden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Uysal, İngilizce ve Fransızca biliyor.

FAİZ İNDİRİMİNDE YENİ BAŞKANIN ELİ RAHAT

25 Temmuz’da toplanacak Para Politikası Kurulu’nda başkanlık koltuğunda Murat Uysal olacak. Para Politikası Kurulu’nun bu yılki toplantıları 25 Temmuz, 12 Eylül, 24 Ekim ve 12 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek. Enflasyonun yüzde 15,7’ye çekilmesi ve gösterge faizinin de yüzde 19’un altına sarkması Merkez Bankası’nın faiz indirmesi konusunda eline rahatlatan başlıca iki neden olarak görünüyor. Bankanın yıl sonuna kadar gerçekleşecek 4 toplantıda en az 500 baz puan faiz indirmesi bekleniyor.

#​Merkez Bankası
#Murat Çetinkaya
#Faiz
5 yıl önce