İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen Risale-i Nur Perspektifinde Hakikat Arayışında Nübüvvetin Rolü Sempozyumu'na 40'ı aşkın ülkeden akademisyen ve din adamı katıldı. Bedizzaman Said Nursi’nin nübüvvet konusuna bakışı hakkında dünyanın farklı ülkelerinde bulunan akademisyenlerin görüşleri şöyle:
Akademisyenler Bediüzzaman'ı anlattı
1/ 24
"BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ PEYGAMBER VARİSİDİR"
Sempozyuma Hindistan Jawaharlal Nehru Üniversitesi’nden katılan Profesor Aslam Islahi, Bediüzzaman Said Nursi’nin bir Peygamber varisi olduğuna vurgu yaptığı tebliğ metninde şu hususlara dikkat çekti:
“Çok karanlık şartlarda Nursi’nin asil ve mantıklı düşünceleri kavurucu çöl sıcağında adeta bir meltem gibi etkisini hissettirdi. Şimdi Türkiye’nin sağduyulu ve hikmetli adamının ektiği tohumların meyvelerini devşirmenin zamanıdır. O bir taraftan ihtiyatlı hizmet anlayışı ile tıpkı peygamberlerin yaptığı gibi, ülkesini iç kargaşa ve kan akmasından korurken diğer taraftan da gerçek İslam’ın tohumunu ektiği görünen bir realite. Öyle bir realite ki, dine ters tüm kuvvetlerin acziyeti artık gözler önünde. Nursi nebevi dine hizmet metodunu anlamış ve ülkesinde uygulamıştır. Bu noktada rahatlıkla şunu söyleyebiliriz; O gerçekten bir peygamber varisidir ve tüm hayatını nübüvvet gölgesinde harcamıştır. Allah gani gani rahmet etsin.”
2/ 24
"MODERN BİR LİDER OLARAK SAİD NURSİ’NİN ÖRNEK ALDIKLARI…"
Modern bir lider olarak peygamber efendimizi, Hz. Ali’yi, Hz. Hüseyin’i örnek aldığına vurgu yapan Singapur Milli Üniversitesi’nden Prof. Farid Alatas tebliğ metninde şu hususlara dikkat çekti:
“Said Nursi’ye göre nübüvvet vazifesi sadece Muhammed Aleyhisselatü Vesselam ile temsil edilmemiş, bu temsil onun Ehl-i Beyti ile devam etmiştir. O şeytanın hilelerini anlatırken Ehl-i Beytin dûçâr olduğu manevi sıkıntıları örnek vermektedir. Said Nursi gibi modern liderler hiç şüphesiz Peygamber Aleyhisselatü Vesselam, Seyyidinâ Ali ve Seyyidinâ Hüseyin gibi örnekleri seçerek, o şekilde bir yaşam sürmeyi hayatlarının gayesi edinirler. Bugünün toplumu Said Nursi’nin bu tavsiyesini ciddiye alarak Peygamber Aleyhisselatü Vesselam ve onun Ehl-i Beyti’ni kendilerine hayatın her alanında örnek edinmeli ve günümüz liderlerinin de bu mühim şahsiyetleri kendilerine model edinmesi için gayret göstermelidir.”
3/ 24
"SAİD NURSİ SADELİKTEN YANA DEĞİL"
ABD The College of Idaho’dan katılan Dr. Denny Clark, Said Nursi’nin Peygamber (sav)’den bahseden ifadelerinin sadelikten yana olmadığına dikkat çektiği tebliğ metninde bilakis, Nursi’nin Peygamber Muhammed (sav)’den bahseden normal konuşmaları dahi azamet ve büyüklük ifade eden maksimalist konuşmalar olduğunu ifade ediyor.
4/ 24
"NÜBÜVVET İLMİNİN SON DÖNEM TEMSİLCİSİ"
Azerbaycan Nahçıvan Devlet Universitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebulfez Ezimli Said Nursi’nin eserlerinden anlaşılan manayı şu sözlerle kaleme aldı:
“Bediüzzaman Said Nursi 20. Yüzyılın kendini kaybetmekte olan zamanın ve günümüzde halen vahdaniyetten uzaklaşmakta devam eden zihinlerin üzerine şimşek gibi çakan mücahit, bütün insanlara necat yolunu gösteren ve insanlık hayatına ışık tutan nübüvvet ilminin son dönem temsilcisi, mütefekkir âlimlerindendir. Said Nursi’nin eserlerinden anlaşılan mana şudur ki; yanlışlardan kurtulmak ancak nübüvvet nurunun görülmesi ile mümkün olur. Nübüvvet öyle bir nurdur ki, bütün yerler ve gökler ona bağlıdır: yerler ve gökler o nurdan uzaklaşanlara karanlık görünür, karanlıkta kalanlar ise bir zerrenin manasını anlamakta bile zorlanırlar. Onun hasretini çekerler ama o zerre onların gözüne görünmez.”
5/ 24
(Prof. Dr. Aslam İslahi, Jawaharlal Nehru Üniversitesi, HİNDİSTAN)
PEYGAMBER GÖLGESİNDE GEÇEN BİR HAYAT
Nursi’nin asil ve mantıklı düşünceleri, kavurucu çöl sıcağında adeta bir meltem gibi etkisini hissettirdi. Şimdi Türkiye’nin sağduyulu ve hikmetli adamının ektiği tohumların meyvelerini devşirmenin zamanıdır! O bir taraftan ihtiyatlı hizmet anlayışı ile, tıpkı peygamberlerin yaptığı gibi, ülkesini iç kargaşa ve kan akmasından korurken diğer taraftan da gerçek İslam’ın tohumunu ektiği görünen bir realite. Öyle bir realite ki, dine ters tüm kuvvetlerin acziyeti artık gözler önünde. Nursi dine hizmette nebevi metodu anlamış ve ülkesinde uygulamıştır. Bu noktada rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: O gerçekten bir peygamber varisidir ve tüm hayatını nübüvvet gölgesinde harcamıştır. Allah gani gani rahmet etsin.
6/ 24
(Doç. Dr. Ebulfez Ezimli, Nahçıvan Devlet Üniversitesi, AZERBAYCAN)
Bediüzzaman Said Nursi, kendini kaybetmekte olan ve vahdaniyetten uzaklaşmaya devam eden zihinlerin üzerine şimşek gibi çakan mücahit, bütün insanlara necat yolunu gösteren ve insanlık hayatına ışık tutan nübüvvet ilminin son dönem temsilcisi, mütefekkir alimlerindendir.
Said Nursi’nin eserlerinden anlaşılan mana şudur ki; yanlışlardan kurtulmak ancak nübüvvet nurunun görülmesi ile mümkün olur. Nübüvvet öyle bir nurdur ki, bütün yerler ve gökler ona bağlıdır: yerler ve gökler o nurdan uzaklaşanlara karanlık görünür. Karanlıkta kalanlar ise bir zerrenin manasını anlamakta bile zorlanırlar. Onun hasretini çekerler ama o zerre onların gözüne görünmez.
7/ 24
(Dr. Rosseni Din, Malezya Devlet Üniversitesi, MALEZYA)
Risale-i Nur bize İslam dünyasının günümüzde boğuştuğu sıkıntılarından kurtulması için bir motivasyon ve temiz bir nefes vermektedir. Buna Rasulullah (sav)’in vefatıyla bizi sallantıda bırakmadığını anlayarak başlıyoruz. O, Kur’ân ve sünnet-i nebevîsine ek olarak bize Ehl-i Beyt’ini de bıraktı. Onların hayatlarını örnek alarak ilerlemek ve ‘geleceğin liderlerini’ bu şekilde yetiştirmek İslam aleminin içinde bulunduğu karışıklıkları çözecek ve yakın zamanda İslam’ı tüm aleme hükümran kılacaktır.
8/ 24
(Doç. Dr. Kadir Canatan, Yıldız Teknik Üniversitesi, TÜRKİYE)
Said Nursi’nin ontolojik yaklaşımına göre, eğer kozmos kocaman bir kitap olarak okunursa, bu okuma biçimi tıpkı İlahi kitapların işlevini görecektir. Bu bakımdan İlahi kitabı tefsir eden dini bilimler ile kitab-ı kebiri inceleyen fen bilimleri aynı gayeye matuf olarak çalışırlar. Bu bakımdan İlahi kitabı okumak ile fen kitaplarını okumak arasında bir fark yoktur. İşte, bu noktada Said Nursi, iki kültür sorununu yaratan düalist yaklaşımların yerine monist (yani tevhidi) bir yaklaşım tarzı koyarak, iki kültürü aşmamızı mümkün kılacak yeni bir bilimsel paradigma sunmaktadır.
Eğer geçtiğimiz yüzyılda yaşadığımız sorunları yeni yüzyılda da yaşamak istemiyorsak, yeniden iki kültür (biri silsile-i nübüvvet ve diyanet, diğeri silsile-i felsefe ve hikmet olan iki cereyan-ı azim) meselesine dönmek ve bu mesele üzerinde kafa yoran insanların önerdiği çözüm yollarına bakmak zorundayız. Şüphesiz ki, bu bağlamda Said Nursi’nin görüşleri dikkate alınması gereken çok önemli bir vizyon sunmaktadır.
9/ 24
(Dr. Denny Clark, The College of Idaho, ABD)
Nursi’nin Hz. Muhammed (a.s.m)’in ‘’kainatın yaratılış sebebi olması’’ iddiasının mantığı, nübüvvetin Allah’ın gayesini insanlık ve kainatın geri kalanı hakkında gerçeğe dönüştürmek için lüzumlu bir hallaki fonksiyona sahip olduğunun tanınmasıyla netlik kazanır.
Said Nursi’nin Peygamber (sav)’den bahseden ifadeleri sadelikten yana değil. Bilakis, Nursi’nin Peygamber Muhammed (sav)’den bahseden normal konuşmaları dahi azamet ve büyüklük ifade eden maksimalist konuşmalar. Nursi, Muhammed (sav)’den bahsederken coşkulu, açık yürekli, samimi ve övgü dolu ifadeler kullanıyor. Ve bu onun için doğru olan bir tarz.
10/ 24
(Prof. Dr. Iain Benson, The Free State Üniversitesi, GÜNEY AFRİKA)
Said Nursi’nin Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki ittifak ve diyaloğun öncülerinden olduğu herkesçe malum bir hakikattir. Bizim dinlerimizin temelinde muhabbet, merhamet, şefkat, hoşgörü ve affetmek vardır.
11/ 24
(Prof. Dr. Bünyamin Duran, Celal Bayar Üniversitesi, TÜRKİYE)
İbn-i Sina ve Nursi nübüvvet müessesesini sosyolojik, psikolojik ve antropolojik çok sayıda argümanla ispat etmişler ve temellendirmişlerdir. Nursi, İbn-i Sina’nın geliştirdiği temel argümanları almış, ancak bunları sadece aktarmakla yetinmemiş, bunları çeşitlendirmiş, detaylandırmış, hatta bunlara yeni argümanlar ilave ederek etkili bir nübüvvet felsefesi inşa etmiştir.
Sünnet kurumu, bitmiş, kapanmış ve tarihe mal olmuş bir stok değil; canlı, aktif, her ortamda kendi kendini yeniden yenileyip üreten bir akımdır. Sünnet bir ilkeli etik sistemidir. Herhangi bir kavmin, sınıfın, zamanın ortaya koyduğu kavim, sınıf, ego ve çıkar merkezli bir sistem değil; tutarlı, zaman ve mekândan bağımsız, sadece ve sadece yüksek evrensel etik ilkelerini içeren bir doğal etik sistemidir.
12/ 24
(Prof. Dr. David Scott, Virjinya İlahiyat Okulu, ABD)
Allah’ın tüm peygamberlerinin insanlığa bildirdiği esas mesaj, Yaratıcının birliğidir. Bütün peygamberler aynı mesajı vermiştir: Yaratıcı birdir ve tektir. Bu mesaj hayatın özüdür. Bu, post modern insanlarla iletişime geçerken yararlanılacak en önemli husustur çünkü bu gibi insanlar hayatın manasını ararlar. Ve mana ve birlik temelde birbirleriyle bağlantılıdır.
13/ 24
(Prof. Dr. Mahmoud Dhaouadi, Emekli Öğretim Üyesi, TUNUS)
Nursi peygamberlik müessesesini insanlığın bir özeti ve insanlık içindeki mükemmelliğin kurucusu olarak görüyor. Nursi’ye göre hakikatin en mükemmel seviyesi peygamberlikte ve peygamberlerin elindedir.
14/ 24
(Nurhidayahti Md Miharja, Singapur Milli Üniversitesi, SİNGAPUR)
Nursi teolojinin sosyal önemine değinerek, Allah’ın birliğine inanmanın, Müslümanın günlük hayatına olumlu bir yansıması olacağını belirtiyor. Bu yansımalardan biri de Müslümanların sosyal adalet farkındalıklarıdır. Risalelerden anladığımız üzere, günümüzün temel sorunlardan biri olan geniş kitlelerin fakirliği iki nedenden kaynaklanıyor. Biri; “Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne,” diğeri; “Sen çalış, ben yiyeyim.”
15/ 24
(Prof. Dr. Iqtidar Mohammad Khan, Jamia Millia Islamia, HİNDİSTAN)
Bediüzzaman’ın nübüvvet hakkındaki görüşleri, diğer İslam filozoflarının görüşlerine kıyasla oldukça nettir. Kur’an’ın mesajını ve nübüvveti anlatırken diğer İslam filozoflarının kullanıldığı karmaşık dilin aksine kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Üstad Bediüzzaman “Kur’an’ın temel gayeleri dörttür; tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ve ibadet” der. Buradan da anlaşılacağı üzere nübüvvet Nursi’nin fikir ve eserlerinde önemli bir yere sahiptir. Nursi, insanlığın nübüvvete olan ihtiyacını yeryüzünün güneşe olan ihtiyacına benzetir. Çünkü peygamberler insanlığın önderleridirler.
16/ 24
(Dr. Mehmet Emin Uludağ, Dicle Üniversitesi, TÜRKİYE)
Said Nursi Hazretleri birçok noktadan olduğu gibi kıssa ve temsil noktasından da Kur’ani bir yolu ve peygamberi bir tarzı takip etmiştir. Zamanın ruhunu okuyarak bunu tatbik eden Nursi, Allah’a ulaşma yolunu insanlığın zihnini yormadan, vahiy hakikatini temsil ve hikayelerin içinde boğmadan doğrudan saf hakikat yoluyla açmıştır.
17/ 24
(Prof. Dr. Marianne Kupin, Community College of Allegheny County, ABD)
Risale-i Nur’da peygamberlik modeli, özellikleri, gerekliliği ve nitelikleri özetlenmektedir. Said Nursi’nin bu verileri üzerine, Hz. İsa’nın kendine özgü niteliği Matta ve Luka İncilerinde çizilmiş şekliyle analiz edilebilir. Hz. İsa, yeteneği sayesinde ebedi temel hakikatleri tarif etmesiyle, şefkatiyle, sosyal adalet duygusu ile, günahların bağışlanması, ve İlahi iradeye teslimiyetiyle Said Nursi’nin peygamberlik tanımlamasına mükemmelce uyuşuyor.
18/ 24
(Robert Owens Scott, Müdür, Trinity Enstitüsü, ABD)
Said Nursi egemenlik, istismar ve şiddet sistemlerine yol açan saptırmalara peygamberliği bir siper olarak görmektedir. Said Nursi’ye göre peygamberler lider ve eğitimcilerdir. Onların rolleri insanları İlahi irade doğrultusunda bir düzene getirmektir.
19/ 24
(Rasim Soylu, Yıldız Teknik Üniversitesi, TÜRKİYE)
Bediüzzaman sevdiğimiz şeylerde gördüğümüz güzellik ve mükemmelliğin, sonsuz güzellik ve kemal sahibi bir yaratıcının güzelliğinin çok perdelerden geçmiş zayıf bir gölgesi, hatta gölgenin gölgesi olduğunu söyler.
20/ 24
(Prof. Dr. Ali Bin Hüseyin Musa, Kral Halid Üniversitesi, Suudi Arabistan)
Üstad Nursi aklî delillerle nübüvveti ispat etti. Bu konuya daha önce âlimler böyle yaklaşmamıştı. Beşeri hayatta birçok ilim vardır; tıp, astronomi gibi ve sair mevcut ilimler. İnsanın bu ilimleri öğrenmeden bilmesi çok zordur. Yani bir rehberden öğrenme olmadan mümkün değildir. Vahiy yoluyla Allah öğretti. O zaman bilim, vahiy ile olur.
Nübüvvet sadece mucizelerden ibaret değildir. Kişisel örnekler ile nübüvvet ispat edilebilir. Yani Hz. Peygamberin yüksek ahlakı, eşsiz kişisel durumu, güzel nitelikleri, iyi davranışları, nübüvvetin doğru olduğunun delillerinden birkaç tanesidir. Üstat şöyle diyor:
“Zâtında gayet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesi ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâyâ-yı gàliyesi ve kemâl-i emniyeti ve kuvvet-i imanını ve gayet itminanını ve nihayet vüsukunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metaneti, dâvâsında nihayet derecede sadık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.”
21/ 24
(Prof. Dr. İmaduddin Khalil, Musul Üniversitesi, IRAK)
Üstad Said Nursi’nin peygamberlerle ilgili önemli bir metodu var. Peygamberlerin hayatlarını biyografik tarzda anlatmak yerine özel durumları seçip onlardan bahseder, sonuçları ve hülasaları Risale’de yazar. Yani bir peygamberin ne zaman doğduğundan bahsetmek yerine onun hayatında önemli sahneleri seçer ve kendi kavmine nasıl davrandığından bahseder ve o dönemdeki yaygın sanat ve ilimden konuşarak bir hikmet çıkarır.
22/ 24
(Prof. Dr. Zeki Sarıtoprak, John Carroll Üniversitesi, ABD): Buradaki amacım peygamber kıssalarındaki geçen tüm detayları ele almak değil, bu kıssalardaki modern bilimsel gelişmelere kaynak ve örnek olmuş unsurları incelemektir. Bu fikir (her bir modern bilimsel buluşun bir peygamberin mucizesi ve Kur’an’daki kıssasından esinlenmiş olması) onu ilk olarak ifade eden Bediüzzaman Said Nursi’ye atfedilmelidir.
23/ 24
(Prof. Dr. Kanibek Kakisov, Cusup Balasagin Kırgızistan Milli Üniversitesi, KIRGIZİSTAN): Risale-i Nur, efendimiz Muhammed (sav)’in sadece Allah’ın resûlü olduğunu ispatlamakla kalmaz. Niçin O (sav)’nun nebî olduğunu da izhar eder. Muhammed (sav)’in peygamberlik vazifesini mükemmel bir şekilde izhar ederek ibadet, edeb, Allah’ın isimleri, ebediyyet ve ahiret cihetinden Allah’ın varlığını gösterir.
24/ 24
Akademisyenler Bediüzzaman'ı anlattı
11 yıl önce