|

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: Halkın gücü tankın gücünü yendi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz’un Türk halkının yenilmez ve geçilmez bir güç olduğunun dosta ve düşmana ilan edildiği gün olduğuna vurgu yaparak, “15 Temmuz, Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasıdır. Artık Türkiye’de muhtıralar, darbe teşebbüsleri ve darbeler devri kapanmıştır. Bundan sonra darbe teşebbüsüne niyetlenecek ve kalkışacak hain alçaklar, daima karşılarında Türk halkını bulacaktır” dedi.

Abdullah Sarica
04:00 - 15/07/2022 Cuma
Güncelleme: 22:49 - 13/07/2022 Çarşamba
Yeni Şafak
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, darbeci pilotların F-16’larla üzerinde salvolar yaptığı ve bombaladığı TBMM’de yaptığı konuşmayla akıllara kazınmıştı. Bozdağ, hain darbeci pilotların gazi Meclis’e bombalar yağdırmasına rağmen, kürsüdeki konuşmasına devam etmiş ve “Bomba da atsanız buradayız, ne yaparsanız yapın buradayız. Sizi yargının önüne çıkaracağız, millete hesap vermenizi sağlayacağız” vurgusu yapmıştı. Bozdağ, hain darbe girişiminin 6. yıl dönümünde yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı. Darbe teşebbüsünü evdeyken öğrendiğini belirten Bakan Bozdağ, işin aslını ve neler olduğunu öğrenmek için hemen İçişleri Bakanını, MİT Müsteşarını, Başbakanı ve Cumhurbaşkanını aradığını belirterek şunları söyledi:

HAİN TEŞEBBÜSÜ BÖYLE ÖĞRENDİM

Başbakanımız Binali Yıldırım Bey’in telefonu çaldı ama görüşemedim. Diğer telefonlara ise ulaşılamıyordu. Başbakanımızı aramaya devam ettim. Başbakanımız Binali Yıldırım Bey telefonu açtı ve ben de ‘neler oluyor Başbakanım?’ diye sordum. O da bir kalkışma olduğunu söyledi. Hain darbe teşebbüsünü böyle öğrendim.

HALKIMIZI MÜCADELEYE ÇAĞIRDIM

İlk önce Başbakanımız Binali Yıldırım ile telefonda bir istişare yaptık. Başbakanımıza olup bitenleri herkesin merak ettiğini, halkın bilgilendirilmesini, hükümetin görevinin başında olduğunun ve darbeye teşebbüs edenlere karşı mücadele ettiğimizin açıklanmasını ve bu mücadeleye katılmaya halkımızın davet etmesinin faydalı olacağını, şu ana kadara hükümetin bir açıklama yapmamasının tedirginliği artırdığını söyledim. Başbakanımız da birazdan açıklama yapacağını söyledi ve nitekim bilinen açıklamasını yaptı. Bu konuşmadan hemen sonra basın danışmanım Bilal Bey’i aradım ve ‘Beni hemen televizyonlara bağla’ dedim. 23.14’te ilk televizyon bağlantısını yaptım. Halkımızı bu mücadeleye katılmaya çağırdım.

HSYK TARİHİ KARARLARA İMZA ATTI

Adalet Bakanlığı Müsteşarım Kenan İpek Bey ile yaptığımız istişare sonucunda, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gitmeye ve orada Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile birlikte bu mücadeleyi yürütmeye karar verdik. Kenan İpek Bey, Fahri Kasırga’yı lojmandan almaya gittiğinde, onun hain darbeciler tarafından evinden alındığını ve bir araca bindirilip götürüldüğünü gördüğünü

telefonda bildirdi. Bunun üzerine Külliyeye gitmekten vazgeçtik. O zamanki adıyla HSYK üyeleriyle istişare ve adli süreçleri takip etmek için Kenan Bey Ankara Hakimevi’ne gitti. Nitekim o gece HSYK önemli tarihi kararlara imza attı.

MÜCADELEMİZİ TBMM’DEN SÜRDÜRDÜK

Bu arada Kırıkkale Milletvekilimiz Ramazan Can ve Ağrı eski milletvekilimiz ve halen Ağrı İl Başkanımız olan Halil Özyolcu ile istişaremiz sonucu, Halil Özyolcu’nun bürosunda buluştuk. Burada kısa bir değerlendirme yaptık. Ben, ‘Kızılay’a gidelim, halkla birlikte darbeci hainlere karşı mücadele edelim’ dedim. Halil Bey ve Ramazan Bey, buna itiraz edip dediler ki, ‘Siz bakansınız ve tanınmış birisiniz, Kızılay’a gidersek, darbeciler sizi etkisiz hale getirmek ya da yakalamak isteyebilirler, bu durumda da halk bizden sebep zarar görür’ dediler. Bunun üzerine ben, ‘TBMM’ye gidelim ve mücadelemizi oradan sürdürelim’ dedim ve ardından birlikte TBMM’ye gittik.

BOMBALARA RAĞMEN KONUŞTU

TBMM’ye geldiğimizde, doğruca Genel Kurul salonuna gittik. Soyadı gibi kahraman olan TBMM Başkanımız İsmail Kahraman oturumu yönetiyordu. Kürsüde de bir milletvekilimiz konuşuyordu. Milletvekilimizden sonra konuşmak için Başkandan söz istedim. Başkanın söz vermesi üzerine kürsüye geldim ve konuşmama başladım. Ne kadar süre geçti bilmiyorum, çok büyük bir patlama oldu. Genel Kurul’daki avizeler sallandı, yerden tozlar kalktı. Ama atılan bu bombaya rağmen konuşmamı kesmedim. Bir süre sonra ikinci bir bomba atıldı.

Bu ikinci bomba daha şiddetliydi ve adeta Genel Kurul’a düşmüş gibiydi. Yine konuşmamı kesmedim.

AŞAĞI İNERSEK MİLLET MEYDANA GELMEZ

Fakat bu arada Başkanlık Divanı’nın olduğu yerden gürültüler ve sesler gelmeye başladı. Kulak kabarttığımda bazı milletvekillerinin, Meclis Başkanına, ‘Başkanım, burada duygusallığa yer yok, bir devlet aklına ve sağduyuya ihtiyaç var. Bu bombalar Genel Kurul’a isabet etseydi felaket olurdu. Lütfen, Genel Kurul’u kapatın, sığınağa gidelim’ dediklerini duydum. Bunun üzerine aklımdan, eğer Meclis Genel Kurulu kapatılırsa, halk ‘Meclis korktu’ der, evinde olan sokağa çıkmaz ve meydanda olan da meydanda durmaz. Meclis kapanmamalı düşünceleri içinde konuşmamı kestim, Başkanlık Divanına gittim. Meclis Başkanımıza, ‘Başkanım, burayı kapatıp aşağı inersek bu millet meydana gelmez, bu millet ‘Meclis bunlardan korktu’ der. Bizim burada yapacağımız şey, burada ölmektir. Gitmek isteyenler gidebilir. Lütfen Meclisi kapatmayalım’ dedim.

Meclis Başkanımız, önerimi kabul etti ve Meclis’i kapatmadı. Halkımız gibi Meclisimiz de darbe teşebbüsüne kalkışan FETÖ’cü teröristlere geçit vermedi.

İLK KEZ FETÖ’CÜLER TARAFINDAN BOMBALANDI

Meclisimiz daha önce de darbe teşebbüslerine ve hatta darbelere şahit oldu. Ama hiçbir zaman Meclisimiz bombalanmadı. Savaş yıllarında dahi Meclisimiz bombalanmadı. Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara yakınlarına kadar gelmiş düşmanın dahi bombalamaya cüret edemediği Meclisimizi, darbeye teşebbüs eden FETÖ’cü teröristler bombalamaya cüret ettiler. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan’a ve ona destek veren yedi düvele haddini bildiren Meclisimiz, 15 Temmuz gecesi de hem darbeye teşebbüs eden FETÖ’cü teröristlere hem de onlara destek veren yedi düvele haddini bildirmiştir.

SON GECEM OLUR DÜŞÜNCESİYLE ABDEST ALDIM

Darbe teşebbüsünü öğrendiğimde, belki bu gece son gecemiz olabilir düşüncesiyle önce abdest aldım. Şehit olursak, abdestli iken Rabbim nasip etsin diye dua ettim. Bu gece şehitlik nasip olursa, Rabbimin huzuruna şehit sıfatıyla çıkmak nasip olursa, bu benim için şereflerin en büyüğü olur inancındaydım.

CUMHURBAŞKANIMIZIN KONUŞMASI SEYRİ DEĞİŞTİRDİ

Darbenin seyrini değiştiren pek çok olay var. Bunlardan en önemlisi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamadır. Halkın Cumhurbaşkanımızın çağrısına uyup sokaklara çıkması, hükümetin, Meclisin, yargının darbeye teşebbüs edenlere biat etmemesi darbe teşebbüsünün seyrini değiştirmiş ve başarısızlıkla sonuçlanmasında büyük rol oynamıştır.

YARGI HUKUK KILICINI KUŞANDI

O gece Ankara ve İstanbul Başsavcımız ile görüştük ve darbeye teşebbüs edenlere karşı hukuki süreçlerin başlatılması ve yasal gereklerin yapılması konusunda talimatlar verdim. Başka illerin Başsavcılarıyla da benzer konuşmalar yaptık. O gece Türkiye’nin her yerinde yargı, darbeye teşebbüs edenlere karşı hukuk kılıcını kuşandı ve büyük bir mücadele verdi. O gece darbe teşebbüsüne katılan ve destek veren pek çok FETÖ’cü terörist gözaltına alındı ve tutuklandı.

15 Temmuz gecesi, halkın gücü tankın gücünü yendi. Tarihimizde ilk defa Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türk halkı darbeye teşebbüs edenlere, ölüm kusan uçak, helikopter, tank, bomba ve silahlara karşı ölümüne meydan okudu, mücadele etti ve neticede hem darbeyi önledi hem de darbeye teşebbüs edenler ile onlara destek veren ülkeleri ve karanlık güçleri yendi. 15 Temmuz, Türk halkının yenilmez ve geçilmez bir güç olduğunun dosta ve düşmana ilan edildiği gündür. 15 Temmuz, Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasıdır. Artık Türkiye’de muhtıralar, darbe teşebbüsleri ve darbeler devri kapanmıştır. Bundan sonra darbe teşebbüsüne niyetlenecek ve kalkışacak hain alçaklar, daima karşılarında Türk halkını bulacaktır.

#​Adalet Bakanı
#Bekir Bozdağ
#15 Temmuz
#TBMM
#Binali Yıldırım
2 yıl önce