Bu el sanatının yaşatılması ve bölgeye has motiflerin kaybolmaması için köy muhtarı önderliğinde köy sakinleri, kilim dokuma kursu açmaya karar verdi.
Kızılırmak Kaymakamlığı desteğiyle eski okul binasında açılan kursta, köyde yaşayan yaşlı kadınlar ile gençler buluşturuldu.
Yaşlı kadınların hafızalarında kalan motifler, desenler, dokuma teknikleri, desenlerin anlamları bu kurs sayesinde genç nesle aktarılıyor.
"Geleneğimizi sürdürmek için elimizden geleni yapacağız"
Köy muhtarı Nevzat Taban, 1830'lu yıllarda Erzurum Horasan bölgesinden iki kardeşin göç ederek bu bölgeye yerleştiğini, Güneykışla ile Kuzeykışla köyünün bu şekilde oluştuğunu söyledi.
Köyün ilk yerleşiminden itibaren geçim kaynaklarından birinin kilim dokumacılığı olduğunu belirten Taban, "Zamanla köyümüzdeki kilim dokumacılığı bitmiş. 2000 yılında biz bu kursu tekrar açmıştık ancak fazla sürmedi. Biz burayı yeniden açmış bulunuyoruz, geleneğimizi sürdürmek için elimizden geleni yapacağız." dedi.
Dokudukları kilimin Türkmen kilimi olduğunu dile getiren Taban, "Bizim burada sadece iki köy yapar bu kilimleri. Kursumuzda 18 kursiyerimiz var ve 3 aydır sürdürüyoruz. İnşallah devam ettirmeye çalışacağız." diye konuştu.
Köy sakinlerinden Yüksel Eşer de köylerindeki bu geleneğin sürdürülmesi için çaba sarf ettiklerini aktardı.
Köylerinde dokunan kilimlerin kendine özgü motifleri olduğunu anlatan Eşer, "Bizim bu yörede akdoğan diye bir kilim motifi vardı. Türkiye genelinde de pek rastlamadık, sadece bu yörede var akdoğan kilim motifi. Biz bunun hikayesini araştırırken Çavdar obasının amblemi olduğunu, akdoğan kuşu motifinin bunun alameti olduğunu anladık. Şimdi hangi eve varsak her evde bu kilimlerin alametleri var. Biz buradan yola çıkarak kilimlerin tarihinin Çavdar obasına dayandığını çıkartıyoruz."
Köy sakinlerinden 77 yaşındaki Şahine Çakır da kilim dokumacılığının köylerinde çok eskiye dayandığına işaret etti.
Etraf köylerden gelenlerle kilim dokuduklarını, bu dokumacılığın köyün mesleği olduğunu ifade eden Çakır, "Bunları genelde gelinlerin çeyizlerine kullanır ya da satarak geçimimizi sağlardık. Şimdi yeniden dokumacılığa başladık. Böyle bir şey yapıldığı için mutluyum, anılarımızı, hatıralarımızı geri getirdik." diye konuştu.
Eskiden koyun yünlerini ip yaparak kilim dokuduklarını anlatan Çakır, kilimlerde dokudukları motiflerin ezberlerinde olduğunu, renkleri ve şekilleri ezberden yaptıklarını kaydetti.
"Desenlerin, motiflerimizin tanıtılması için çalışacağız"
İl Kültür ve Turizm Müdürü Muharrem Ovacıklı da en eski mesleklerden olan dokumacılığın kadınların ellerinde yeniden hayat bulduğunu söyledi.
Köydeki kadınların yetenekli elleriyle kilimlerin gelecek kuşaklara aktarıldığını ifade eden Ovacıklı, şunları kaydetti:
"Gelecek nesiller bu desenlerin, motiflerin, gelenek ve göreneklerin aktarılması amacıyla burada hanımlarımız kurs görüyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kursun devam etmesi için elimizden gelen desteği sağlayacağız malzeme desteği, öğretici desteği konusunda. İnşallah bu desenlerin, motiflerimizin ülkemizde tanıtılması için gerekli çalışmaları yapacağız. Burada doğal kök boyasıyla yünle çeşit çeşit desenler var. Acıyı hüznü, sevinci temsil eden desenlerimiz, ablalarımız tarafından dokunuyor."
