|

Asistan profesör olmak istiyoruz

YÖK’ün yardımcı doçentliği kaldırdığı yeni düzenlemeyle mevcut sistemin daha kötü hale geleceği ortaya çıktı. "Doktor Öğretim Görevlisi" kadrosunun 'tenzili rütbe' olduğunu belirten akademisyenler, ABD'deki ‘asistan profesör’ gibi bir statüye kavuşmak istiyor.

Yeni Şafak ve
08:00 - 18/01/2018 Perşembe
Güncelleme: 10:08 - 18/01/2018 Perşembe
Yeni Şafak
Uzmanlar, yardımcı doçentlere Amerika’daki gibi asistan profesör gibi bir statü verilmesi gerektiğini belirtti.
Uzmanlar, yardımcı doçentlere Amerika’daki gibi asistan profesör gibi bir statü verilmesi gerektiğini belirtti.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından hazırlanan yardımcı doçentlik taslağı üniversitelerde infiale neden oldu. Yeni düzenlemede sözlü sınavın kaldırılması ve dil barajının aşağı çekilmesi gibi konular olumlu bir hava estirirken, taslağın bütünüyle akademisyenlerin derdine deva olmadığı ortaya çıktı. Sözkonusu taslak yürürlüğe girerse mevcut sistemin daha kötü hale dönüşeceğini savunan uzmanlar, yardımcı doçentlere Amerika’daki gibi asistan profesör gibi bir statü verilmesi gerektiğini belirtti.

AR-GE’DE MİHENK TAŞI

Yardımcı doçentliğin üniversitelerde AR-GE konusunda mihenk taşı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Üniversiteler Arası Kurul’un (ÜAK) yakın zamanda sessizce yaptığı eser değerlendirme kriterlerinde yaptığı değişiklikle doçent olmayı da zorlaştırdığını belirtti.

ADETA TENZİL-İ RÜTBE

YÖK taslağında yer alan Doktor Öğretim Görevlisi statüsünün adeta tenzili rütbe olacağını savunan akademisyenler, doçent, profesör gibi tüm derslere giren, araştırma yapan, öğrenci danışmanlıkları yapan yardımcı doçentlerin, akademik sistemde itibarsızlaşacağını vurguladı. Akademisyenler, YÖK’ün Cumhurbaşkan Erdoğan’ın talimatını yerini getirmiş gibi yaparak aslında eski sistemi daha da olumsuz hale dönüştürdüğü konusunda hemfikir.

ÇİFTE STANDART BİTSİN

Öte yandan akademisyenler, daha önceki sistemde, öğretim üyeleri devamlı statüde çalışırken, sözleşmeli olarak çalışan yardımcı doçentlerin kadro olarak çifte standarda maruz kaldığına işaret etti. Yeni uygulanacak sistemde, devamlı statü imkanı sağlanarak bu uygulamaya son verilmesi talep edildi. Doçentlik atama kriterlerini üniversitelere bırakmayı olumlu bulan uzmanlar, yeni sistemde üniversitelerde oluşacak ‘taraftarcılık’ mekanizmasını engellemek için bir üst itiraz ve denetim mekanizmasının oluşturulmasını talep etti.

  • 100 puan şartı makul hale gelmeli
  • Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Efendioğlu, YÖK’ün düzenlemesinin yardımcı doçentliğin doçentliğin önündeki tek engelmiş gibi bir algı oluşturduğunu belirtti. “Halbuki doçentliğin önündeki en büyük engeller yabancı dil sınavı ve son dönemlerde belirlenen 100 puanlık akademik kriterlerdir” diyen Efendioğlu, düzenleme ile yabancı dil sınavında bir iyileştirme yapılmasına karşın 100 puanlık akademik kriterlerde bir değişiklik olmadığını ve kriter isteme yetkisinin üniversite bölüm başkanına bırakıldığını hatırlattı. Efendioğlu şöyle devam etti: “Mevcut durumda halen doçent ve profesör ünvanlı akademisyenlerin büyük çoğunluğunun bile karşılayamadığı bu kriterler sistemi zorlaştırıyor ve tıkıyor. Doçentliğin önündeki en büyük engellerden olan 100 puanlık akademik çalışma kriterlerinin makul bir seviyeye getirilmesi için gerekli çalışmanın yapılmasını arzu ediyoruz.”
#Üniversite
#YÖK
#Doçentlik
6 yıl önce