TBMM Başkanı Mustafa Şentop, geçtiğimiz günlerde Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Buric'e mektup göndererek, Konseyin Kapsayıcılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Birimi'nin başlattığı, başörtüsü takan kadınlara yönelik ayrımcılıkla mücadele kampanyasının, Fransa'nın itirazları üzerine sonlandırılmasından duyduğu rahatsızlığı iletti.
Şentop, son yıllarda özellikle Avrupa'da başörtüsü takan Müslüman kadınların, İslamofobi'nin ve yabancı düşmanlığının tetiklemesiyle gerek kamu kurumları gerekse kişiler ve özel kuruluşlar tarafından çeşitli nedenlerle ayrımcılığa ve kimi zaman nefret suçu derecesine ulaşan haksız uygulamalara maruz bırakıldığının gözlemlendiğini aktardı.
"Sonlandırılması şoke edici"
Din ve inanç özgürlüğünün Avrupa'da sahip olduğu koruma düzeyi noktasında haklı endişeler doğuran bu yadsınamaz olgu karşısında, Avrupa Konseyinin Kapsayıcılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Birimi'nin başlattığı başörtüsü takan kadınlara yönelik ayrımcılıkla mücadele kampanyasının, çok değerli bir girişim olduğunu vurgulayan Şentop, Avrupa Konseyinin temelini oluşturan insan haklarının korunması ve geliştirilmesi adına takdiri hak eden bu girişimin, Avrupa Konseyine ev sahipliği yapan Fransa'da bazı siyasetçilerin dile getirdiği politik mülahazalar üzerine sonlandırıldığını anımsattı.
"Utanılacak bir hadise"
Mektubunda, Birleşmiş Milletler Din ve İnanç Özgürlüğü Özel Raportörü'nün, kısa süre önce yayımlanan Din ve İnanca Dayalı Ayrımcılığın ve Hoşgörüsüzlüğün Sonlandırılması İçin İslamofobi ve Müslüman Karşıtı Nefretle Mücadele Raporu'nda, başörtüsü takan Müslüman kadınların Avrupa ülkelerinde yaşadığı ayrımcılığın çarpıcı şekilde ortaya konulduğunu aktaran Şentop, şöyle devam etti:
"Projeyi sonlandırmak gibi bir niyetim yok"
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Buric, bir süre önce Meclis Başkanı Şentop'un mektubuna cevap yazdı.
Avrupa Konseyinin, kendini tüm Avrupalıların düşünce özgürlüğü, vicdan ve din de dahil insan haklarını ve temel özgürlüklerini korumaya, bu hak ve özgürlüklerden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi doğrultusunda, ayrımcılık olmaksızın her koşulda yararlanılmasına adadığını belirten Buric, "İnsan hakları için yapabiliriz" adlı projenin, Avrupa Konseyi değerleri ile uyumlu olan bir amaç, yani bir kişi veya gruba karşı nefret ve ayrımcılığı teşvik eden ifadelerle mücadeleye kapsamlı bir yaklaşım güttüğünü bildirdi.
Proje çalıştaylarından birinde katılımcıların, dini kıyafetler giyilmesi suretiyle dini kimliğin ifade edilme özgürlüğü üzerine odaklanmayı tercih ettiklerini, bilhassa birçok kez ayrımcılığa uğrayan İslami başörtüsü takan Müslüman kadınların klişeleştirilmelerine ve damgalanmalarına karşı çıkmak adına mesajlar üretmeyi arzu ettiklerini aktaran Buric, şunları kaydetti: