Dünyanın yeni harikaları arasına seçilemeyen Ayasofya'nın içi ve dışında güvercin gübreleri kirliliğe neden olunca AB'den, ibadet yerleri ve müzelerin temiz tutulması konusunda bilincin artırılması uyarısı geldi.
Ayasofya'nın ayrılmaz parçaları güvercinler, sayıca denetlenemeyecek şekilde çoğalıp gübreleri anıt içinde ve dışında kirliliğe neden olunca Avrupa Parlamentosu'nun gündeminde yer buldu. Kirlilikten şikayetçi olan ve AB Komisyonu'nun Türkiye'ye konuyla ilgili “teknik ve mali yardım” yapmasını isteyen Yunanistanlı vekile yanıt veren AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, “Türkiye'ye gönderilen fonlar inşaat ve tefrişi kapsamıyor, ancak fonlardan kültürel miras bilincini yükseltmek için yararlanılabilir” dedi.
Avrupa Parlamentosu'nun demokratlar grubuna üye Yannis Gklavakis bir süre önce AB Komisyonu tarafından yanıtlanması istemiyle AP Başkanlığı'na verdiği yazılı soru önergesinde Ayasofya'nın “Bizans kültürünün en önemli anıtlarından biri” olduğunu belirtmişti. Milletvekili, “Son yıllarda Ayasofya'nın hem içinde hem de dışında büyük miktarlarda güvercin bulunduğu gözlenmiştir. Metruk ve gayrı sıhhi bir izlenim oluşturmasının dışında, güvercinlerin varlığı anıtın müze ve tapınak olarak karakterine zarar vermektedir” demişti. Gklavakis önergesine şöyle devam etmişti:
“Ancak asıl sorun, güvercin gübrelerinin kilisenin pencere çıkıntılarında, revaklarında, payandalarında, zemin v.s. gibi yerlerindeki aşındırıcı etkisinin giderek yoğunlaşmasıdır.
Türkiye bir AB üyesi olmasa bile Komisyon, kültürel faaliyetleri çerçevesinde, kilisenin uygun bir şekilde korunması için teknik ve mali yardım temin edebilir mi?”
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise önergeye verdiği yanıtta, AB'nin Türkiye'ye yönlendirdiği katılım öncesi fonların, Türkiye'nin AB mevzuatını kabul etmesi ve yerine getirmesine yardımcı olmayı hedeflediğini bildirdi. Fonların “inşaat ve tefriş çalışmaları için öngörülmediğini kaydeden Olli Rehn, “Ancak yetkililer, fonlardan, kültürel mirasın önemi konusunda bilinci yükseltmeyi hedefleyen, araştırma, inceleme, seminer ve diğer etkinlikler için pay ayırabilirler” dedi.
Türkiye'ye verilen katılım öncesi fonların şu anda merkezi olmayan bir sistemle yönetildiğine dikkat çeken Rehn, “Bu, Türk yetkililerin fonlardan yararlanmak için önce uzlaşmaya ihtiyaç duydukları anlamına geliyor” açıklamasını yaptı.
