Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB Komisyonuyla çeşitli temaslarda bulunmak üzere Brüksel'e gitti.
Hareketinden önce Esenboğa Havalimanında açıklamalarda bulunan Babacan, Brüksel'de, AB müzakere süreci, yeni fasılların açılması ve yeni dönem başkanlığının öncelikleri gibi konularda değerlendirmeler yapacaklarını belirtti.
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve enerjiden sorumlu komiseriyle görüşeceğini ifade eden Babacan, daha sonra Akdeniz için Birlik toplantısına katılmak üzere Paris'e geçeceğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakareci Ali Babacan, Fransa dönem başkanlığında da müzakereleri aynı kararlılıkla ilerletmeyi hedeflediklerini ve mümkün olduğunca çok sayıda fasıl açmayı ümit ettiklerini söyledi.
AB Komisyonuyla müzakere sürecini değerlendirmek, yeni fasıların açılmasıyla ilgili konuları ele almak ve yeni dönem başkanlığının önceliklerini değerlendirmek için Brüksel'e gittiklerini ifade eden Babacan, AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve enerjiden sorumlu komiseriyle görüşmeler yapacağını bildirdi.
Babacan, Brüksel'deki temaslarının ardından Barcelona Süreci Akdeniz İçin Birlik toplantılarına katılmak üzere Paris'e geçeceğini belirtti.
Paris'te yarın bazı ikili görüşmelerde bulunduktan sonra, ertesi gün Akdeniz İçin Birlik Dışişleri Bakanları toplantısına katılacağını, aynı gün öğleden sonra da zirve düzenleneceğini kaydetti. AB ile katılım sürecinde geçen ay içinde Şirketler Hukuku ve Fikri Mülkiyet Hukuku fasıllarının müzakerelerine resmen başladıklarını anımsatan Babacan, bu fasılların ilk kez, açılış kriterlerini karşıladıktan sonra açtıkları fasıllar olduğuna dikkati çekti.
Babacan, farklı fasıllarla alakalı olarak, şu anda TBMM'de 20'nin üzerinde kanun tasarısının görüşülmekte olduğunu bildirdi. Bunlardan en önemlisinin Türk Ticaret Kanunu olduğunu ifade eden Babacan, yaklaşık 1600 maddelik bu kanunun Türkiye'de ticaret hayatını kolaylaştıracak yasal çerçeveyi uluslararası en iyi standartlara yükseltecek bir tasarı olduğunu kaydetti.
Babacan, bunun haricinde de AB sürecini ilgilendiren pek çok tasarının şu anda TBMM'nin gündeminde olduğunu, bunun yanı sıra katılım ortaklığı kapsamında ulusal programın yenilenmesiyle ilgili çalışmaların da son aşamaya geldiğini belirtti.
Kurumların pek çoğundan hazırlıklar ve görüşleri toparladıklarını, şu anda redaksiyon çalışmalarının yapıldığını söyleyen Babacan, 1 Temmuzdan itibaren Fransa'nın AB dönem başkanlığını üstlendiğine dikkati çekerek, “Fransa dönem başkanlığında da müzakerelerimizi aynı kararlılıkla ilerletmeyi hedefliyoruz ve mümkün olduğunca çok sayıda faslı da Fransız dönem başkanlığında açmayı ümit ediyoruz” diye konuştu.
Babacan, Fransa dönem başkanlığının önceliklerini açıkladığını anımsatarak, bunların göç ve iltica politikası, ortak tarım politikası, iklim değişikliği ve çevre, güvenlik ve savunma politikaları olduğunu, bu konuları Türkiye'nin de yakından takip ettiğini ve bunlara önem verdiğini belirtti.
Akdeniz İçin Birlik toplantısında öncelikle bu sürecin temel yapılarını, amaçlarını ve çalışma yöntemlerini ele alacaklarını kaydeden Babacan, aynı zamanda bunun temel amacı olan Akdeniz'de barış, istikrar ve refahın geliştirilmesi ve işbirliğinin artırılması amacıyla somut projelerin hayata geçirilmesiyle ilgili kararlar alacaklarını bildirdi.
Babacan, şöyle devam etti:
“Bu projelerden bazı örnekler vermek gerekirse, Akdeniz'de kirliliğin önlenmesi, deniz ve kara otoyolları, sivil savunma, alternatif enerji kaynakları, Akdeniz'de güneş enerjisi, yüksek öğrenim ve araştırma, Avrupa Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz iş geliştirme gibi projeler gündemde, bunların değerlendirmesi önümüzdeki dönemde yapılacak. Biliyorsunuz, Akdeniz İçin Birlik, Barcelona sürecinin yeni bir aşaması olarak değerlendiriliyor. Barcelona sürecine dahil olmayan 4 ülke artık bu sürece katılmış olacak, pazar günü yapacağımız bakanlar toplantısında bunun kararını almış olacağız. Bu 4 ülke Bosna Hersek, Hırvatistan, Karadağ ve Monaco.”
Türkiye'nin Akdeniz'in en büyük ülkelerinden biri olduğuna dikkati çeken Babacan, Akdeniz'deki stratejik konumu ve bölge ülkeleriyle olan tarihi ve kültürel bağlarının, Türkiye'nin gelecek dönemde Akdeniz'deki oluşumların başarıya ulaşmasına özlü katkılarda bulunmasına destek verecek çok önemli unsurlar olduğunu, Türkiye'nin ayrıca Akdeniz'e en uzun kıyısı bulunan ülke olduğunu belirtti.
Babacan, bu sürecin Türkiye'nin AB sürecine alternatif olmayacak bir süreç olacağının tüm belgeler üzerinde kesinleştikten sonra ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a telefonda ayrıca sözlü olarak da verdiği teminat sonucunda bu sürece katılmaya karar verdiklerini söyledi.
Fikir ilk ortaya atıldığı dönemde hedeflenenle bugün gelinen nokta arasında büyük farklar bulunduğuna dikkati çeken Babacan, bunun, projelerden oluşan, AB kaynaklarının kullanıldığı, ancak Akdeniz'e kıyısı olan diğer tüm ülkelerin de işin içine katıldığı bir süreç olduğunu anlattı.
Babacan, programlarının pazar akşamı tamamlanacağını ve daha sonra Başbakan Erdoğan ile birlikte Türkiye'ye dönmeyi planladıklarını belirtti.
