İzmir'de “dur” ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle uyarı ateşi açılması sonucu Baran Tursun'un ölümüne neden olduğu gerekçesiyle yargılanan polis memuru Oral Emre Atar'a 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi.
Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, annesi Berrin Tursun, kardeşi Şelale Tursun, delilleri gizlediği iddiasıyla yargılanan 9 polis memuru ile avukatlar katıldı.
Baran Tursun'u öldürdüğü iddiasıyla yargılanan polis memuru Oral Emre Atar ile delilleri gizlediği iddiasıyla yargılanan 1 polis memuru duruşmaya katılmadı.
Mehmet Tursun, duruşmada, Türkiye'de polisin karıştığı adam öldürme olaylarında polislerin delilleri gizlediğini, yalan beyanlarda bulunduğunu öne sürdü.
Tursun, şunları söyledi:
“Hastanede Baran'ın kafasından o kurşun çıkmasaydı belki oğlumuzun trafik kazası sonucunda öldüğünü sanıyor olacaktık. Tüm planlar olayı kaza sanmamız üzerine yapılmıştı ancak kurşun çekirdeği oğlumuzun öldürüldüğünü ortaya çıkardı. Sanık polis memuru Oral Emre Atar önce 'Düştüm' dedi sonra 'Lastiğe ateş ettim' diyerek ifade değiştirdi. Deliller gizlenmeye çalışıldı. Sanıkların cezalandırılmasını istiyoruz. Oğlumuz kabahat sayılabilecek bir şey işledi ona hayatıyla ödettiler. Sanık polis memuru Oral Emre Atar da bir hata yaptı, o hatanın cezasını çeksin istiyoruz.”
Tursun ailesinin avukatlarından Nezahat Paşa Bayraktar, sanığın doğrudan ateş ederek Baran Tursun'un ölümüne neden olduğunu belirterek, “kasten adam öldürme” suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Tursun ailesinin avukatlarından Aysu Koç ise delilerin gizlendiğini, sanıkların aşamalarda birbiriyle çelişen ifadeler verdiğini öne sürdü. Sanık avukatlarından Muammer Yurdakul ise olayın gerçekleştiği dönemde “çok gizli” ibareli yazılarla terör olaylarına karşı daha uyanık olunması konusunda İçişleri Bakanlığının emniyeti uyardığını, İzmir'de terör örgütü İBDA-C'ye yönelik operasyonda da terör saldırısı planlarının ele geçirildiğini bildirdi.
Olayın her iki taraf için üzücü sonuçlar doğurduğunu belirten Yurdakul, şöyle konuştu:
“Dur ihtarına uyulmamış, polisin üzerine cip sürülmüştür. Doğrudan tehlike söz konusudur. Bu nedenle müvekkilimizin davranışının haklı savunma olarak değerlendirilmesini, öncelikle beraatini talep ediyoruz. Ancak mahkeme heyeti bu görüşte değilse müvekkilimize görev sırasında taksirle ölüme neden olma suçundan ceza verilebileceğini düşünüyoruz.”
Avukat Tolga Yurdakul ise olayın ardından İçişleri Bakanlığının soruşturma başlattığını ancak oğlunu kaybeden Mehmet Tursun'un yargıyı etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğunu söyledi.
Tursun'un Başbakanlığa gönderdiği dilekçenin Adalet Bakanlığına havale edildiğini kaydeden Yurdakul, haklarında soruşturma sürmesine rağmen delilleri gizledikleri iddiasıyla 10 polis memuru hakkında dava açıldığını bildirdi.
Yurdakul, şöyle konuştu:
“Bu olayda görevliler hukuka uygun olarak yapmaları gerekeni yapmış, delilleri toplamıştır. Oral Emre Atar 'Hiç silah kullanmadım' diyebilir, bu dava bu noktaya gelmeyebilirdi ancak kendisi samimi bir şekilde olayı anlatmıştır. Bize göre olay açıktır. Baran Tursun'un kafatasından çıkarılan bir mermi çekirdeği parçası vardır. Bu çekirdek ancak sert bir cisme çarptığında parçalanması mümkündür. Muhtemelen de asfalta çarpmıştır.”
Yargılama sonunda mahkeme heyeti, sanıklardan Oral Emre Atar'ın “öldürme eylemini silah kullanmaya ilişkin kanun hükmünü yerine getirmede kasıt olmaksızın sınır aşarak işlediği” kanaatine vardı.
Sanığa TCK'nın 85/1 maddesi gereğince “taksirin yoğunluğuna, kullandığı silahın tehlikeliliğine göre” önce 3 yıl hapis ceza verildi. Sanığın eylemini kasıt olmaksızın, sınırı aşarak işlediğine karar veren mahkeme heyeti, bu cezada 1/6 oranında indirime gitti ve cezayı 2 yıl 6 aya indirdi.
Heyet, sanığın duruşmalardaki saygılı davranışı nedeniyle bu cezada da indirim uyguladı ve sanığa 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi.
Delilleri gizledikleri iddiasıyla yargılanan polis memuru sanıklar Veysel Aydın, Salih Tokucu, Aytekin Altınışık, Tayfun Kazıcı, Bahadır Aksoy, Hasan Taşan, Murat Masat, Kenan Duman, Hacı İsa Onur ve Aycan Bastur beraat etti.
Bayraklı'da 25 Kasım 2007 tarihinde polis ekiplerinin “dur” ihtarına uymadığı için takibe aldığı Baran Tursun yönetimindeki 35 AL 9207 plakalı araç, ağaçlara ve elektrik direğine çarpmıştı.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan ve başının arkasında kurşun yarası tespit edilen Tursun, bir süre yaşam destek ünitesine bağlı kaldıktan sonra hayatını kaybetmişti.
Kovalamaca sırasında uyarı ateşi açtığı iddiasıyla tutuklanan polis memuru Oral Emre Atar, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Olaya müdahale eden 10 polis hakkında “suç delillerini gizledikleri” iddiasıyla dava açılmıştı.
Esas hakkındaki görüşünü mahkemeye sunan cumhuriyet savcısı, “olası kasıtla adam öldürme” suçundan hakkında dava açılan polis memuru Atar'ın bu suç yerine “kanunun emrini yerine getirirken görev sınırını kasıt olmaksızın aşarak öldürme” suçundan TCK'nın 24/1, 27/1, 85/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını, diğer polis memurlarının ise beraatini istemişti.
