Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın yargılandığı davada son 24 saatte yapılan savcı değişiminde emrin önce cep telefonu ile geldiği ortaya çıktı. Savcı Akçadırcı'nın da bu durumu yazılı bir dilekçe ile kayıtlara geçirttiği belirlendi.
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karar aşamasına gelen Rektör Yücel Aşkın davasının savcısı, önce sözlü talimatla değiştirilmeye çalışıldı. Aşkın ve arkadaşlarının yargılandığı “çete” davasında hukukçuların “skandal” diye nitelediği olaylar zincirinin arkasında Başsavcılık görevlendirmesinin yattığı ortaya çıktı. Davanın olağan savcısı Akın Karakaş yazılı talimat verilmediği için dosyayı vermeye direnince, dosya Van Cumhuriyet Başsavcısı Yahya Akçadırcı'nın yazılı talimatıyla Rektör Aşkın'ın beraatini isteyen ikinci savcı Sezgin Kanmaz'a verildi. Davanın önceki duruşmalarını takip eden savcısı ve mütalaa için 50 dosyayı okumayı sürdüren Karakaş, kendisini cep telefonundan arayan Başsavcı'nın, dosyayı diğer savcıya vermesi için talimat verdiğini, başsavcı vekilliğine yazdığı dilekçe ile bildirdi. Başsavcı'nın, son gün görevlendirmesi ile 50 dosyayı yaklaşık 22 saatte incelemeyi başaran Sezgin Kanmaz'ın mütalaası ise hukukçuları şaşkına çevirdi.
15 Mart 2007 günü Başsavcı vekili İbrahim Özer'e bir yazı ile birlikte dosyayı teslim eden Karakaş, hukuk komedisi olayın içyüzünü de bildirmiş oldu. Savcı Karakaş yazısında 50 dosyayı Aşkın'ın beraatini isteyen savcıya vermesinin cep telefonu ile Başsavcı tarafından istendiğini belirtti. Karakaş Başsavcı Vekili Özer'e yazıda şöyle dedi: “Cumhuriyet Başsavcısı Yahya Akçadırcı'nın saat 10:55'te duruşmada iken C. Savcısı Akın Karakaş'ı cep telefonundan arayarak Van 3. ACM'nin 2005/221 esas sayılı dosyanın C. Başsavcı vekili İbrahim Özer'e teslim edilmesi yönündeki talimatı doğrultusunda söz konusu dosyanın ekte gönderildiği bilgilerinize arz olunur.”
2 savcıyı karşı karşıya getiren süreç şöyle gelişti: Davanın savcısı Akın Karakaş 50 dosyayı da okuyarak dava hakkında mütalaa hazırlarken, kendisine Cumhuriyet Başsavcısı Yahya Akçadırcı'dan bir telefon geldi. Akçadırcı “Dosyaları İbrahim Özer'e vereceksin” derken, Sezgin Kanmaz, Savcı Karakaş'a gelerek dosyayı istedi. Dosyayı vermeyen Karakaş, “Dosyayı yazılı olarak istersen alabilirsin” dedi. Kanmaz, Karakaş'a ve Özer'e bir yazı yazarak dosyayı istedi. Dosyayı almayı mesai bitimi saatinde başaran Kanmaz, dosyaları aldıktan yaklaşık 22 saat sonra, 16 Mart'ta saat 14:30'da duruşmada mütalaasını mahkemeye sundu ve Rektör Aşkın ve arkadaşlarının beraatini istedi.
Son duruşmanın tutanaklarında 2 savcı çelişkisi de ortaya konuldu. İddia makamı adına 2 savcı da söz alırken, Kanmaz, çıkar amaçlı suç örgütü ve cebir tehdit eylemleri tespiti yapılamadığını belirterek beraat istedi. Davanın olağan savcısı Savcı Akın Karakaş da “Sezgin Kanmaz'ın vermiş olduğu mütaalaya katılamıyoruz. Taslak olarak mütalaamızı tamamlama aşamasına geldiği henüz tamamlanmadığı, bu nedenle tevsii tahkikat ve mütalaa vermemiz hususunda yeniden süre talep ediyoruz” dedi. Kararda ise şöyle denildi: ”C. Savcısı Akın karakaş'ın mütala için kendilerine tevdi edilen yaklaşık 51 klasöre ulaşan dosyada incelemelerini taslak olarak mütalaalarını tamamlama aşamasına gelindiğine dair beyanı nedeni ile tamamlaması için talep üzerine süre verilmesine karar verildi.”
Van Cumhuriyet Başsavcısı Yahya Akçadırcı dün bir açıklama yaparak kendini savundu. Akçadırcı, 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki tüm duruşmalarda cumhuriyet savcıları Karakaş ile Kanmaz'ın görevli ve yetkili olduğunu, teamül olarak, duruşmaya hazırlıklı olan cumhuriyet savcısının çıkması gerektiğini söyledi. Cumhuriyet Savcısı Karakaş esas hakkındaki mütalaasını hazırlamadığı için davanın birkaç celsedir uzadığını, bu nedenle de Kanmaz'ın dünkü duruşmada kendi isteğiyle görev aldığını belirten Akçadırcı, “Savcı Kanmaz, dünkü duruşmadan önce davanın soruşturma, arama aşamalarında görev yaptığını, önceki duruşmalara çıktığını, mahkeme heyetiyle birlikte olay yeri keşfine gittiğini, dosyayı teferruatıyla bildiğini beyan etmesinin ardından dünkü duruşmada görevlendirildi” dedi. Van Cumhuriyet Başsavcılığını Yahya Akçadırcı'dan önce Kemal Kaçan yürütüyordu. Kaçan hakkında, Rektör Aşkın davası ile ilgili basına beyanatta bulunduğu için soruşturma açılmıştı.
Davaya müdahale ederek 1 günde yoğun bir şekilde yaklaşık 25 bin sayfadan oluşan 50 klasör dosyayı okuyarak mütalaa hazırlayan Sezgin Kanmaz, Karakaş'dan dosyayı istediği yazısında, sözlü talebinin dosyayı almak için yeterli olmadığına vurgu yaptı. Kanmaz, Kararkaş'a “Dosyayı yazılı olarak istemem halinde verebileceğinizi belirtmiş olmanız nedeniyle..” dedi. Kanmaz “2007 /330 Muhabere” sayılı yazısında Mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığımıza mütalaa için tevdii edilen ancak Cumhuriyet Başsavcılığında Cumhuriyet Savcılarının katıldığı toplantıda tarafınızdan 16.03.2007 tarihli duruşmada da mütalaa bildirmeyeceğinizin dosyayı incelemek için yeniden süre isteyeceğinizi beyan ettiğiniz Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2005/221 esas sayılı dosyasının sürüncemede kalmaması için tarafımın duruşmaya çıkmakla yetkili ve görevli olduğundan ve mütalaa hazırlayıp sunacağımdan dosyayı tarafıma tevdii etmenizi rica ederim” dedi. Görevlendirme yazısı ise savcılık mahkeme muharebesinde değil. Müdahil avukatlarından Hüsnü Tuna, bu yazıyı mahkeme başkanlığından sorduğunda, kendisine böyle bir yazının bulunmadığı cevabı verildi.
Van'daki davanın müdahil avukatı Hüsnü Tuna, Van Cumhuriyet Başsavcısı Yahya Akçadırcı ve son duruşmaya girerek Rektör Aşkın'ın beraatini isteyen Savcı Sezgin Kanmaz hakkında “Görevi kötüye kullanma” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Tuna, “Adalet Bakanlığı'na ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na başvuruda bulunacağız. Burada elimizde belgeler var. Davanın normal görevli savcısı telefonla yönlendirilmeye çalışılıyor. Yasadışı muamele gerçekleşti” dedi. Kanmaz'ın davaya bugüne kadar niye müdahale etmediğini soran Tuna, ”Konuyu biliyor ama bugün çıkıp beraat istiyor, bu hukuka ne kadar uygun? İstediği duruşmaya isteyen her savcı girer ve beraat isterse hukuk nereye gider? Başsavcı ve davaya müdahele eden savcı görevi kötüye kullanmıştır” dedi.
Van'daki davanın müdahil avukatlarından avukat Mustafa Everdi, son duruşmanın kendileri için “hukuki anlamda şok” olduğunu söyledi. Everdi, bir günde 25 bin sayfa okunmasının fizik olarak mümkün olmadığını belirterek, “Van'daki olayda, hakimler ve savcılar üzerinde baskı olduğu Savcı Ferhat Sarıkaya'nın akıbetininden de belli. Psikolojik baskı Başsavcılığı etkilemiş olabilir. Niğde Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ferhat Ecer, zimmetine para geçirdiği iddiasıyla tutuklandı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu görevden alındı. Bu dosya ikisinden de ağır ama ne YÖK, ne cumhurbaşkanlığı rektörle ilgili harekete geçmiyor. Van, Türkiye'de adalet sisteminin hukukun üstünlüğünün tezahürünü göreceğimiz alan oldu. Duruşmaya katılan savcının çok hukuki olmadığı ortada” diye konuştu.
