|

Boğaz erguvanını giydi

Osmanlı döneminde adına bayramlar düzenlenen erguvanlar hâlâ Boğaz'ın vazgeçilmez bir rengi. Yalıların etrafını pembeye boyayan erguvanlar hem gözleri okşuyor, hem de mis kokularıyla insanı rahatlatıyor...

Yeni Şafak
00:00 - 16/05/2003 Cuma
Güncelleme: 17:54 - 22/05/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

İstanbul Boğazı'nın pembe simgesi olan Erguvan, baharın sonlarına gelinen şu günlerde sahil civarını rüya gibi bezedi. Asıl memleketi İstanbul olan bu güzel pembelik için Ahmet Hamdi Tanpınar da, "İklimimizde gülden sonra bayramı yapılacak bir çiçek varsa, o da erguvandır" demişti. Boğaz'ın iki kıyısındaki yalıların etrafını süsleyen Erguvanın Osmanlı tarihinde de adına bayramlar kutlanacak kadar çok değeri vardı. Her yıl nisan ayında çiçek açan Erguvan ağacı, mayıs ayı ortalarına kadar pembe rengini korur. Erguvan'ın en önemli özelliği çiçeklerinin, henüz yaprakları açılmadan açması ve dallar üzerinde değil de, gövdede oluşmasıdır. Yüzlerce yıl yaşayabilen Erguvan ağacı, çiçekleri dökülmeye yakınken yapraklanır ve 10 metreye kadar büyüyebilir. Yüz yıl öncesine kadar Bursa'da bir bahar geleneği olarak Erguvan Bayramı kutlanmaktaydı. Evliya Çelebi'nin de "Erguvan Cemiyeti Faslı" diye söz ettiği bu gelenek, Emir Sultan tarafından başlatılmıştı. Her yıl Nevruz başlarında Anadolu'nun dört bir yanından Bursa'ya gelip Emir Sultan türbe dergâhını ziyaret eden dervişler, sabahlara kadar zikrederlerdi. Tanpınar, Erguvan şenliklerini şöyle anlatıyor:

"Erguvan şenliği, baharın bütün güzelliğiyle kendini gösterdiği erguvanların rengârenk açtığı günlerde Emir Sultan halife ve müridlerinin, Osmanlı ülkesinin dörtbir yanından kalabalıklar hâlinde Bursa'da Emir Sultan dergâhına gelerek, bir hafta boyunca zikr u tevhid icra etmeleri, diğer tekke ve dergâhları ziyaret ederek sohbete katılmalarıdır. Bir hafta süren bu fasıl çeşitli toplantılar, davetler, şehir gezileri ve benzeri cemiyetlerle şenlenir; bu durum, şehirde bolluk, bereket ve meserret olarak algılanırdı."

Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde 'Erguvan Faslı' unvanı altında değindiği bu toplantılara çok sayıda insanın katıldığına tanıklık etmek üzere 'deniz gibi' ifadesini kullanır. Tanpınar'da bundan "Erguvan Bayramı" diye bahseder ve Emir Sultan'ın bu rolünü çok sevdiğini belirtir.

Erguvan şenlendirdi

Öte yandan Erguvan için geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ikinci kez "İstanbul Erguvan Şenliği" düzenlendi. Duatepe Parkı'nda başlayan şenlik, Semiramis Yatı'yla yapılan Boğaz turu ile son buldu. Boğaz turu boyunca, yalıların etrafını pembeye boyayan Erguvanlar seyredildi ve Erguvan'ın hikayesi bilir kişilerin ağzından dinlendi. Şenliklere, Muazzez Ersoy, Erdal Özyağcılar ve Cüneyt Arkın da katıldı.

Hain Yahuda'nın ağacı Erguvan
Erguvan ağacı İngilizce konuşulan ülkelerde, Judas Tree yani Yahuda'nın ağacı olarak bilinir. Efsanelere göre Yahuda, İsa'yı ele verdikten sonra kendini erguvan ağacına asmıştır. Ağacın dallarının çarpık çurpuk biçiminin bu olaydan kaynaklandığı anlatılır. Aynı efsanenin başka versiyonlarında ise, ağacın çiçeklerinin İsa'nın göz yaşlarını, çiçeklerin pembe renginin ise Yahuda'nın ihanetinin utancını yansıtttığı rivayet edilir.


----------------- imza------------------

----------------- imza------------------



#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv
21 yıl önce