|

Bu Sayokan da ne ola ki!

TBMM grup toplantısında Başbakan Erdoğan'ı Sayokan (Savaşcının Yolu ve Kanı) Federasyonu yetkilileri ziyaret etti. Ziyaret sırasında milletvekillerinin birçoğu, "Bu Sayokan da ne ola ki" diyerek birbirlerine baktı.

Yeni Şafak
00:00 - 20/05/2005 Cuma
Güncelleme: 16:40 - 27/05/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------
  • ERHAN SEVEN / ANKARA


    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son grup toplantısında ilginç ziyaretçileri vardı. Erdoğan'ı yurdun değişik il ve ilçelerinden gelerek ziyaret edenlere ve getirdikleri yöresel hediyelere şahit olan AK Parti grubu, Sayokan Federasyonu'nun ziyareti ile yeni bir konu ile tanışmanın şaşkınlığını da yaşadı. Sayokan Federsayonu Başkanı Nihat Yiğit'in Başbakan'a hediye ettiği dövüş sporu kıyafeti ile şaşkınlığı artan vekiller birbirlerine "Bu Sayokan da ne acaba?" diye sormaktan kendilerini alamadılar. Daha sonra, Sayokan'ın, özel vuruş teknikleri ile Türkiye özgü bir spor dalı olduğu anlaşıldı.
    Türklerin tek marka sporu

    Başbakan Erdoğan'a kendilerini tanıtan federasyon başkanı Nihat Yiğit, Türklerin tek marka sporu olduklarını ve uzun bir mücadeleden sonra kurulduklarını belirtti. Erdoğan'a kadar ulaşan başkan Yiğit, spor branşıyla ile ilgili olarak Yeni Şafak'a değerlendirmelerde bulundu. Sayokan'ı Uzakdoğu sporları olarak bilinen karate, tekvando, kungfu gibi savunma sporlarına alternatif tek savaş sporu olarak görüldüğünü belirten Yiğit, özellikle son yıllarda giderek artan ve bir türlü önüne geçilemeyen kapkaççılara karşı kendini savunmanın en önemli yolunun da bu spor olduğun kaydetti.

    Özellikle bayanların rahatlıkla yapabileceği bir spor olduğunu belirten Yiğit, Uzakdoğu sporlarını yapanların belirli kalıplara alıştıkları için sokak kavgalarında başarılı olamadıklarını belirterek, "Sokak bir mizansen değil, gerçek dünyadır. Aikidoyu öğrenen bir polis kendini sokakta müdafaa edemez. Bir ordu personeli karateyle, kung-fuyla kendini savunamaz. Oysa Sayokan tıpkı bir matematik gibi. Formülleri var. Yıllarca, kasları çalıştırmaya gerek yok. Haftada iki gün antrenmanla 9 ayda, üç gün antrenmanla 6 ayda Sayokan öğrenilebilir" diye konuştu.

    4 bin sporcusu var

    Nihat Yiğit, Sayokan'ın çok zorlu bir dönemden sonra federasyonlaştığının altını çizerek, 2006 yılında Olimpiyatlara karşılık tüm dünya ülkelerinin sporcularının da katılacağı ve en iyinin belirleneceği "Dünya Kahramanlık Oyunları" katılmayı hedeflediklerini söyledi. Sayokan'ın Türkiye'de başta Ankara, Hatay, Düzce, İstanbul, Muğla, Ordu, İzmir ve Konya olmak üzere toplam 46 kulüpte yaklaşık 4 bin sporcusu faaliyet gösteriyor.

    En önemli vuruşu Osmanlı tokatı

    Orak: Ekin biçmek için yere paralel olarak kullanılan orak hareketinde ya da tekniğinde savaşçı rakibini kolayca yenebiliyor. Kalkan: Bu teknikte dirsek yere, yumruğun tepesi ise yukarıya doğru bir şekil alıyor. Yere dikey bir çizgi oluşturuluyor. Gökkuşağı: El 180 derece açı çiziyor ve sağ-sol sancak teknikleriyle de rakip kontrol altına alınıyor. Sağ sancak: Bu teknikte, Türk bayrağının sağdan sola dalgalandığı yönde bir el hilali çizerken, öbür el yıldızı çiziyor. Sol sancak: Bu teknik ise sağ sancağın tam tersi şeklinde yapılıyor. Osmanlı Eli: Elin tamamıyla vücuttan gelen gücü aktararak rakip etkisiz hale getiriliyor. Önce rakip bir el tarafından yakalanıyor, sonra ense bölümüne tokat atılarak yere düşürülüyor.

    HİLAL TAKTİĞİYLE SAVAŞ
    Nihat Yiğit tarafından geliştirilen Sayokan'ın ünü birkaç yıl içinde Türkiye sınırlarını aşarak ABD'den Pakistan'a, Almanya'dan Rusya'ya kadar pek çok ülkeye yayıldı. Tamamen Türk kültürel özellikleriyle donatılmış bir spor olan Sayokan, 'Savaşçının Yolu ve Kanı' cümlesindeki kelimelerin ilk hecelerinden oluşturulmuş. Selamlar ve karşılaşmalar öncesi okunan sözler Türk-İslam geleneği çerçevesinde belirlenmiş. Sayokan öğrencilerine klasmanlarına göre 'alp, yiğit' antrenöre 'aybar'deniyor. Sayokancıların giydikleri elbiselere de 'aba' ismi veriliyor. Abanın üzerine iki kez dolandırılan özel bir kemer bağlanıyor. Bele ilk dolama Allah'a sadakati, ikinci dolama devlet ve millete duyulan bağlılığı, son olarak kemere atılan düğüm sporcunun bu ilkeleri kabul ettiğini ifade ediyor. Sayokanın bir özelliği de Türklerin tarihi savaş stratejisi olan 'hilal' taktiğini esas alması. Rakibe atılan tekmeler ve yumruklar aynen birer hilal çizecek şekilde savruluyor.


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    19 yıl önce