Bingöl’de 2 Ekim’de ekmek parası peşinde koşan Ömer Faruk Kaya ve Emrullah Anşin terör örgütü tarafından şehit edildi. Geride gözü yaşlı eşler, yetimler ve aileler bırakan iki genç sessiz sedasız dünyadan göçüp gitti. Emrullah Anşin 40 yaşındaydı. Sudenur (14), Alper (13), Elif Yağmur (7) ve Yusuf Hamza’nın (6) babası, Hülya Anşin’in kocasıydı. 40 yıla sığan hayatı ‘ekmek kavgası’ olarak özetlenebilecek insanlardandı. 8 yıl Bingöl’de bir toptancının yanında çalıştı, ardından gurbete, Bursa’ya gitti. 8-9 yıl da burada bir fırında çalıştı, ablasının yanında kaldı, evlenmek için para biriktirdi. Gurbet canına tak edince yeniden Bingöl’e baba yurduna döndü. Kuruş kuruş biriktirdiği para ile gönlünü kaptırdığı Hülya Anşin’le evlendi.
ÇOCUKLARINI KOKLAYIP YATTI
İlk göz ağrısı Sudenur oldu, ardından Alper, Elif Yağmur ve Yusuf Hamza aileye katıldı. Dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tanınırdı. En büyük hayali çocuklarını okutabilmek, onların öğretmen, doktor olduğunu görebilmekti. Üç yıl önce Fırat Aksa Elektrik Hizmetleri A.Ş.’de (FEDAŞ) işe girdi. Şehit olmadan bir gün önce de her zamanki gibi Genç ilçesindeki işlerini tamamlayarak Bingöl’e döndü. Çarşıda, oğlu Hamza ve Bursa’dan gelen misafir yeğeni Rıdvan’la buluşarak evine gitti. Üç ay önce anjiyo olduğu için akşamları yürüyüş yapıyordu, o gün de tekrarladı. Misafirlerine ertesi gün gönüllü olarak mesaiye gideceğini, pazar günü birlikte gezebileceklerini söyledi. Misafirler de onay verince çocuklarını koklayarak erkenden yattı. Sabah da hazırlanıp Genç’e gitti…
BABASI VARKEN YETİM BÜYÜDÜ!
Ömer Faruk Kaya ise daha 31 yaşındaydı. Ömrü romanlara sığmayacak acılarla yüklüydü. Annesi 20 yıl önce küçük kardeşini doğurduktan sonda MS hastası oldu. Babası 11-12 yaşlarında iken onları bırakıp kayıplara karıştı. Annesi canını dişine takıp onları büyütmeye çalıştı, ancak hastalığı izin vermedi, yatağa mahkûm oldu. Dedesi, dayısı ve teyzesinin kanatları altında hayata tutunmaya çalıştı. Kardeşine hem ağabey, hem baba oldu. Yatalak annesine de bebek gibi baktı. Hep baba özlemi çekti, imrendiği arkadaşlarından bahsederken ‘Arkalarında dağ gibi babaları var…’ sözü en çok kurduğu cümlelerdendi.
Kalleş tuzak 10.12’de kuruldu
- Mesai arkadaşı olan Kaya ve Anşin, Genç’te birlikte bakkaldan aldıkları zeytin, peynir ve ekmekle kahvaltılarını yaptılar. Tanıdık olan bakkalın anlatımıyla oldukça mutlulardı. Ardından işe gittiler. Görevleri elektrik sayacı takmak, tamir etmek ve arızalara bakmaktı. Mesai başladığında Yolçatı köyünden arıza bildirimi geldi. Araçlarına binerek saat 09.00’da yola çıktılar. Saat 10.12’de araçta bulunan GPS takip sisteminin sinyali kesildi. Durum güvenlik güçlerine bildirilince korkunç gerçek ortaya çıktı. Teröristlerin, yolun kenarına döşediği kilolarca patlayıcıyı Kaya ve Anşin’in geçişi sırasında patlattığı ortaya çıktı. Olay yerine ilk gidenlerin anlatımına göre Kaya ve Anşin olay yerinde şehit düştü. Patlayıcı öyle güçlüydü ki aracın parçaları 500 metrekare alana yayıldı… Şehit yakınlarının feryadı ortaktı, hepsi de evine 200 TL ekmek parası götürmek için mücadele eden iki cana kahpece kıyanlara lanet yağdırdı.
Kız babası olmak istiyordu
Ömer Faruk Kaya, 2015 yılında FEDAŞ’ta işçi olarak işe girdi. Sevdiği Fatma Kaya ile evlenebilmek için yıllarca bekledi. Teyzesi, dayısı ve dedesi ile birlikte ikinci kez istemeye gittiğinde muradına erdi. Sevdiğine kavuştuğuna sevinse de yine babasının yokluğuna günlerce üzüldü. Bundan tam 3 ay önce de mütevazı bir düğünle dünya evine girdi. İki büyük hayali vardı; birisi kız babası olmak, diğeri kardeşine bir gelecek hazırlamaktı. Şehit düşmeden bir gün önce akşam saatlerinde arkadaşı ile çay bahçesinde otururken kayın validesinin hasta olduğunu öğrendi ve kalkıp eşi ile birlikte ‘geçmiş olun’a gitti. Gece evine dönüp yattı. Ertesi gün mesai yaparak 200 lira kazanmak için kalkıp sessizce Genç’e gitti.
