DUYGU GÜVENÇ / ANKARA
Öte yandan, toplantıya AB-Türkiye ilişkilerine yine Kıbrıs damgasını vurdu. Troyka toplantısında, Avrupa Güvenliği'nin NATO imkanlarından yararlanması için Türkiye'ye baskısı artınca, Dışişleri Bakanı Gül, KKTC için mali ve ticari tüzüğün çıkarılmasını istedi. AB kanadı ise Rumlar ile Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi konusunda ısrarlı tavır sergiledi.
Troyka toplantısı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ve İngiltere'nin Avrupa İşleri'nden Sorumlu Bakanı MacShane'in başkanlığında dün Ankara Palas'ta yapıldı. Sabah 10.00'da başlaması beklenen Troyka toplantısı, AB'li üç konuğun, İstanbul'da meydana gelen olayları kınamak için kendi aralarında yaptıkları dar kapsamlı toplantı nedeniyle 45 dakika gecikmeli olarak başladı.
AB kanadı, yayınladığı bildiriyle hem polisin, hem de göstericilerin aşırı şiddet kullanmasını protesto ederken, Troyka toplantısının açılışında Asselborn, gösterilere ilişkin eleştirisini dile getirdi. Gergin başlayan toplantıda Bakan Gül de, olaylar üzerine İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yu sabah saatlerinde aradığını ve hukukun izin vermediği şekilde güç kullananlarla ilgili olarak soruşturmanın başlatılmasını istediğini açıkladı.
Bakan Gül, reformların devam edeceğinin altını çizdi. "17 Aralık'tan önce maratonun son metrelerini koşar gibi, adeta kendimize doping yapar gibi çalışıyorduk" diyen Gül, artık önlerinde uzun yıllar olduğunu ve çalışmaların normal hızla ilerlediğini söyledi.
Jean Asselborn ise "Reformların ritminin ve bütünlüğünün muhafaza edilmesinin çok önemli olduğunu" söyledi. Gül'ün "17 Aralık öncesinde adeta doping almış gibiydik" sözlerine atıfta bulunan Asselborn, dopingi hoş görmediklerini belirterek, "Ya doping alıp devam edeceksiniz ya da ayağınız yere değecek duracaksınız, bu da olmaz" dedi. Asselborn, İstanbul'da gösteriler sırasında meydana gelen olaylara ilişkin bir açıklama yaptıklarını da hatırlatarak, "Gösterilerde kadınlara ve gençlere karşı kullanılan şiddeti görünce şoke olduk" dedi. Rehn ise "İstanbul'da yaşanan olaylara ilişkin her türlü şiddeti kınıyoruz" diye konuştu.
Troyka toplantısında Olli Rehn, Türkiye'nin 17 Aralık Zirvesi'ne kadar kritik bir eşiği aşarak geldiğini buna karşın, 3 Ekim'e kadar tüm eksikliklerini tamamlamasının önemli olduğunu, Türkiye için geri dönülmez olarak üyelik sürecinin başladığını vurguladı. AB kanadı, işkenceye sıfır tolerans gösterilmesi, kadın hakları yönünde Medeni Kanun'da yapılacak değişikliğin yanısıra toplumun belinçlendirilmesi, azınlık hakları çerçevesinde, Vakıflar Kanunu'nun biran önce çıkarılması, yayın ve eğitim konusunda atılan adımlara karşın, Kürtçe yayınların kısıtlı kaldığı, eğitim-kültür alanında uygulamaya ağırlık verilmesi gerektiği mesajı verdi. Türkiye'de artık sivil-asker ilişkilerinin tartışılmaya başlandığı belirtilirken, askerin hala otoriter gücünü koruduğu ve toplumda önemli rol oynamaya devam ettiğine işaret edildi. Türkiye'nin bölgesel eşitsizlikleri gidermek için yeterince adım atmadığı, geri dönüşlerin sağlanamadığı belirtildi.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun Ermeni sorununun devletler yerine kurumlar tarafından ele alınması öneresini de Troyka toplantısına taşıdı. Öneriyi desteklediklerini belirten Asselborn, "Sorun BM gibi uluslararası platformlarda ortaya konursa, biz de AB olarak destek oluruz" mesajı verdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, İstanbul'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde açıklama yapmak isteyen gruba polisin müdahalesi ile sonuçlanan olayları soruşturmak amacıyla 2 polis başmüfettişi görevlendirdi. Emniyet yetkilileri, önceki gün Beyazıt Meydanı'nda ve Saraçhane Parkı'nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen gösterinin "izinsiz" gerçekleştirildiğini belirterek, olayların ardından dün sabah 2 polis başmüfettişinin soruşturma amacıyla İstanbul'a gönderildiğini bildirdi. İstanbul Beyazıt Meydanı'nda ve Saraçhane Parkı'nda önceki gün izinsiz gösteri yapan gruplar polisin müdahalesiyle dağıtılmıştı.
Yaklaşık 4 saat süren Troyka toplantısında şu konuların ele alındığı öğrenildi: KIBRIS: Toplantının gündemine, Rum Kesimi'nin uzlaşmaz tutumu damgasını vurdu. Troyka, Türkiye'nin Rum Kesimi ile ilişkilerini normalleştirmeye başlamasını istedi. Rum Kesimi'nin AB üyesi olduğuna dikkat çeken Troyka, tüm tarafların katılacağı bir ilişki sürecinin başlaması gerektiğini belirtti. NATO: Avrupa Güvenliği çerçevesinde, NATO ile iş birliği imkânlarını arayan AB, Türkiye üzerinde baskısını artırdı ve Rumların sadece siyasî konularda NATO-AB ortak operasyonlarına katılmasını önerdi. Özellikle Hollanda, İngiltere, İspanya ve Almanya'nın yaptığı baskıları Asselborn gündeme getirdi ve "NATO'yu AB'den farklı bir örgüt olarak görmeyin. AB'nin uzun vadeli planları çerçevesinde bakın" mesajı verirken, Bakan Gül, "Rum Kesimi'nin NATO'ya stratejik bir katkısı olmayacak, bunu siyasi amaçla gündeme getiriyorlar. Barış İçin Ortaklık Projesine girmediler" mesajı verdi. AB Kanadı, birlikte çalışarak sorunu aşmayı önerirken, Gül, "AB'den beklenen Kıbrıs konusunda adım atmasıdır. Rumları çözüme zorlayacak mali ve ticari tüzüğün çıkması yönünde adım atmanızı bekliyoruz" dedi. Gül, Türkiye'nin yeni kararlara açık olduğunu, buna karşın Rumlar'ın adım atması gerektiğini söyledi. EK PROTOKOL: Türkiye ve AB arasında imzalanacak olan Ankara Anlaşması ek uyum protokolü konusunda iki taraf da taahhüdünü yineledi. Türkiye anlaşmaya çekince koyacağını belirtirken, AB'nin anlaşma yürürlüğe girene kadar geçici uygulama isteğine olumsuz yanıt verildi. Kıbrıs'a endekslenen müzakerelerin mart ayı içerisinde tamamlanması ve daha sonra da belgelerin değişiminin başlaması bekleniyor.
----------------- imza------------------