|

Danıştay derslerde müzik dinleyen öğretmeni memur olarak atadı

Danıştay, Antalya'da görev yapan ve derste müzik dinleyen öğretmen ile ilgili ders niteliğinde bir karara imza attı. Lisede görev yapan öğretmenin yetersizliği sebebiyle hizmet sınıfı ve kadro ünvanının değiştirilmesi hukuka uygun bulundu. Danıştay 2. Dairesi'nin 2022/1101nolu kararı ile Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfında görev yapan öğretmen hakkında açılan soruşturma sonucunda görevli öğretmen memur olarak atandı.

09:37 - 19/09/2022 Pazartesi
Güncelleme: 10:57 - 19/09/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Danıştay derslerde müzik dinleyen öğretmeni memur olarak atadı
Danıştay derslerde müzik dinleyen öğretmeni memur olarak atadı

Danıştay'dan dikkat çeken karar: Derslerinde müzik dinleyen, sınıf hakimiyetini sağlayamayan öğretmenin memur kadrosuna ataması uygun bulundu.

Danıştay 2. Dairesi'nin Esas No : 2021/18439, Karar No : 2022/1101nolu kararı ile Antalya ilinde, Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfında görev yapan lise öğretmeni hakkında açılan soruşturma tamamladı.

Derslerde müzik dinleyen ve öğrencilerine verimli olamayan öğretmenin görev yaptığı okuldan alınarak

Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine "Memur" olarak atanmasına karar verildi.

DERSLERDE MÜZİK DİNLİYORDU

İlk derece mahkemesi kararında şu ifadelere yer verildi:

1- Sınıfta kulaklık takarak müzik dinlemek, uyumak ve/veya kafasını masaya koyarak uyur şekilde zaman geçirmek gibi aşırı rahat davranışlarının eğitim-öğretim için gerekli olan sınıftaki psikolojik ortamı, sınıf düzeni ve disiplinini olumsuz etkilediği ve bir öğretmen için kendisinden beklenen öğrencilere olumlu örnek olma, rol- model teşkil etme tutum ve davranışları ile bağdaşmayacağı, davacının kendisine verilen sınıfların derslerini yıllık plan ve öğretim programına göre okutmakla, ders saatlerini olabildiğince etkili ve verimli geçirmekle yükümlü olduğu halde söz konusu görevini tam olarak yerine getiremediği anlaşılmakla,

SINIF HAKİMİYETİNDE BAŞARISIZ

2- Sınıf hakimiyetindeki başarısızlığının ise 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesine göre, öğretmenlik mesleğine hazırlık başlıkları arasında sayılan özel alan bilgisi ve pedagojik formasyon kapsamında olduğu, sınıf yönetimi ve hakimiyeti konusunun özel alan bilgisi, derse hazırlık, planlama, öğrencilerin derse ilgi ve dikkatlerinin çekilmesi, etkili iletişim, uygun öğrenme ortamı hazırlama, araç-gereç getirme, doğru öğretim-yöntem tekniği seçimi gibi süreçleri de içerdiği dikkate alındığında, bu durumun davacının mesleki anlamda yetersizliklerini ve sınıf düzeni/yönetimi ile ilgili görev ve sorumluluğunu yerine getiremediğini göstereceği,

9 YILDIR ÖĞRETMEN OLARAK GÖREV YAPIYORDU

3- Bu durumların davacının aday öğretmen olarak göreve başladığı 2013 yılından bu yana devam ettiği ve kendisine gerek okul müdürü gerekse aday rehber öğretmeni tarafından defalarca rehberlik yapılmasına rağmen bu konuda bir gelişme sağlayamadığı anlaşılmış olup, davacının yürüttüğü hizmetin önem ve özelliği de göz önünde bulundurulduğunda kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetti

… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

SON SÖZÜ DANIŞTAY SÖYLEDİ

Danıştay 2. Dairesi temyiz başvurusunu reddederek verilen kararı onamıştır. Ret kararında şu ifadelere yer verilmiştir;

Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları. ...' düzenlemesi uyarınca; Antalya ili, … Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının, hizmet sınıfı ve kadro unvanı değiştirilerek Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine memur olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemin, yukarıda anılan Kanun'un 46/c maddesinde ifade edilen 'belli bir meslekten çıkarılma sonucunu doğuran işlem' olarak değerlendirilemeyeceği, anılan ifadeden meslek grupları için ilgili hukuki metinlerinde ayrıca düzenlenmiş olan 'meslekten ihraç' veya 'mesleki faaliyetini durdurma' cezalarının anlaşılması gerektiği, bu nedenle kararın temyiz yolu açık olmayan 'kesin' kararlardan olduğu sonucuna varılmakla, temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmadığı ve davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği' yolundaki ayrışık oylarına karşılık, dava konusu uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 46/c maddesi kapsamında, temyize tabi olduğuna oyçokluğuyla karar verilerek işin esasına geçilmiş ve ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu ret kararının uygun olduğunu düşünerek kararı onamıştır.

BU DAVRANIŞLARI KAÇ YIL SERGİLEDİ

Yenişafak yazarı Ahmet Ünlü köşe yazısında şu ifadelere yer verdi;

'Daha önceki yazılarımızda öğretmen alımında Çarşı ve Mahalle Bekçiliği alımı kadar özen gösterilmediğine değinmiştik. Zira Çarşı ve Mahalle Bekçiliğine Giriş Sınavı Yönetmeliği’ne göre sözlü sınav komisyonunda psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu olan bir kişinin olması zorunludur. Maalesef öğretmen alım komisyonlarında bu tür zorunluluklar bulunmamaktadır. Öyle olunca da geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenler arasından sıkıntılı olanlar çıkabilmektedir. Bazı şeylerin telafisi olabilir ama sıkıntılı öğretmenin eğitiminden geçen öğrencilerin geçirdiği sürelerin telafisi olmamaktadır.

Danıştay kararında geçen ifadeler açıkça göstermektedir ki maalesef sistem içerisinde bu tür öğretmenler hala görev yapmaktadır. Bazen iyi niyetle bazen de sorunu başkaları çözsün beklentisi ile müsamaha edilmektedir. Normal şartlar altında sorunlu olan öğretmenleri hem veliler hem de okul idaresi bilmektedir. Nitekim okul müdürlüğü yapan bir arkadaşıma sorunlu öğretmenlerin bilinip bilinmediğini sorduğumda herkesin bildiğini ama çoğu zamanda bir şey yapılamadığını ifade etti. Doğrusu üzüldüm. Getirilecek objektif kriterlerle sorunlu öğretmenlerin hizmet sınıfı değişikliği suretiyle sistem dışına çıkarılması gerekmektedir. Elbette öğretmenlerin de incitilmemesine özen gösterilmelidir.

Sonuç olarak bu öğretmenin kaç yıl sistemde kaldığını bilmiyoruz. Bu öğretmenin derslerine girdiği öğrencilerin kayıp yılları nasıl ve kimler tarafından telafi edilecektir. Belli ki telef olan yılların telafisi oldukça zordur. Bu nedenle Bakanlığın sarraf terazisi hassasiyetiyle hareket ederek öğretmenleri sürekli olarak gözleme tabi tutarak öğretmen olarak kalmalarında sakınca bulunanları itibarlarını zedelemeden hizmet sınıfı değişikliği ile sistem dışına çıkarmalıdır. Kim ne derse desin öğretmenlik en zor mesleklerden birisidir. Zira insanla uğraşıyor ve anne babanın baş edemediği çocukları adeta hamur gibi yoğuruyor. Bunun içindir ki öğretmen alımında ve yetiştirilmesinde gerekli özeni göstermediğimiz takdirde geleceğimiz olan öğrencileri kendi ellerimizle telef ederiz.'


#öğretmen
#memur
#yazar
2 yıl önce