|

Denize düşen DAK/SAR'a sarılıyor

Türkiye'nin ilk sivil deniz arama kurtarma timi DAK/SAR "Kıyıdan Ufka Emniyet" sloganıyla beş yıldır denizde can ve mal güvenliği ile ilgili tüm yardım konularında vatandaşın imdadına yetişiyor

Yeni Şafak
00:00 - 29/07/2005 Cuma
Güncelleme: 14:20 - 29/05/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------
  • HURİ YAZICI / İSTANBUL


    Denizciler Dayanışma Derneği'nin bünyesinde kurulan "Deniz Arama Kurtarma ve Su altı Arama" (DAK/SAR) birimi, beş yıldır denizde yardıma ihtiyacı olan herkesin imdadına koşuyor. "Kıyıdan Ufka Emniyet" sloganıyla hizmete giren DAK/SAR bugüne kadar toplam 437 operasyon gerçekleştirerek yüzlerce insanın hayatını kurtardı. Tamamı gönüllülerden oluşan bin 600 üyesiyle 24 saat görev başında olan DAK/SAR timleri, Sahil Güvenlik, Deniz Polisi, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü ile koordineli çalışıyor. DAK/SAR'ın üyeleri arasında, kimyager, turizmci, ekonomist, mimar, mühendis, öğretmen, ev hanımı, deniz kökenli emekli askerler bulunuyor. Kendilerine bağışlanan iki kurtarma botu ve palamar bot ile görev yapan DAK/SAR Tim'i, Fenerbahçe Feneri'nde çizilen 12 mil yarı çapındaki dairenin içinde kalan Tuzla, Adalar ve Boğaz Köprüsü sınırları içindeki en uzak olaya 20 dakika gibi kısa sürede müdahale edebiliyor.
    'Desteğe ihtiyacımızı var'

    DAK/SAR'ın amacını hayat kurtarmak ve denizde meydana gelebilecek zararları azamiye indirmek olarak açıklayan Genel Koordinatör Z. Sevgi Gürlen, kurtarma çalışmalarını hiçbir ücret talep etmeden yaptıklarını belirtiyor. DAK/SAR'ın denizlerdeki ilk sivil arama kurtarma timi olduğunu ifade eden Gürlen, "Deniz, göl, gölet, akarsular ve havuzlarda can ve mal kaybının azaltılmasına yönelik eğitimsel ve çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca, denizleri sosyal ve sportif maksatlarla kullanan ve kullanmak isteyenlere yönelik olarak, denizde can ve mal güvenliği ile ilgili tüm yardımları ücretsiz yapıyoruz" diye konuşuyor. Çalışmaların ciddi harcamalar gerektirdiğini, özellikle kurtarma botlarının yakıtlarını karşılamakta sıkıntı çektiklerini vurgulayan Gürlen, petrol şirketlerinin desteğini beklediklerini belirtiyor. Devlet bütçesine katkı sağladıklarını savunan Gürlen sözlerine şöyle devam ediyor; "Mevcut istasyonda bulunan 3 bot için 24 saat hizmet vermek üzere 12 personel görev yapıyor. Her bir kişinin aylığı bin YTL olsa ayda 12 bin YTL yapar ve yılda 144 bin YTL devlet bütçesinden giderdi. Oysa ki, gönüllüler, enerjilerini ücretsiz devlet için, halkımız için vermektedir." Hizmetlerini yurt geneline yaymak için web sitesi oluşturan DAK/SAR, www.ddd.org. tr sitesinde amatör denizcilere yönelik eğitimler veriyor.

    Hayat kurtarıyorlar

    DAK/SAR'ın teknik konularıyla ilgilenen Kemal Babaali, denizde zor durumda kalan herkese yardım ettiklerini belirterek, çalışmalarına destek istiyor. "İnsan ve eğitim gücümüz var" diyen Babaali, botların sayısının arttırılması gerektiğini ve yakıt ihtiyacının giderilmesi gerektiğini söylüyor. DAK/SAR'ın bir diğer üyesi Aydoğan Aysan kurtarma dalgıcı ve bot kaptanı olarak görev yapıyor. Denizde zor durumda kalan insanlara yardım etmenin dünyanın en güzel olayı olduğunu belirtiyor. Denizciliği DAK/SAR'da öğrendiğini belirten Mihran Kambarizoğlu ise, "Çaresiz bir insanı denizin sularından kurtarıp kıyıya getirmek ayrı bir mutluluk. Bunu kelimelerle anlatılamam" diye konuşuyor. DAK / SAR'ın en genç elemanı unvanına sahip öğrenci Çağlar Ünal, genellikle gece kurtarma operasyonlarına katılıyor. Kurtarılacak kişilerin kendilerini görünce çok mutlu olduklarını belirten Ünal, "Ölümle burun buruna gelen insanlar bizi görünce yeniden hayata dönüyorlar. Çaresiz bir insana yardım etmek tarifi imkansız bir mutluluk" diyor.

    24 saat görev başındalar
    DAK/SAR Eğitim Koordinatörü Melih Sanalan, üyelere denizcilik eğitimi veriyor. Hedeflerinin insanlara deniz bilincini kazandırmak olduğunu ifade eden Sanalan, "İnsanlar denize çıkarken tedbirli davranmıyor. Denizde her an her şey olabilir. Hava patlayabilir, tekne su alabilir. Bu bakımdan, denizin risklerini bilmek gerekiyor. Arızalanan bir tekne uzun süre su üstünde duramaz. Bu bakımdan teknede mutlaka can yeleği bulundurmalı, çevreyi iyi tanımalı, yanında mutlaka telsiz olmalı. 24 saat görev yaptıklarını ve amaçlarının hayat kurtarmak olduğunu söyleyen emekli deniz astsubayı Erol Metin Erdoğan, DAK/SAR'da bot kaptanlığı yapıyor. Kurtarma çalışmaları sırasında yaşadıkları tek sorunun mevki bulmak olduğunu belirten Erdoğan, "Kurtarılacak kişiler, bulundukları mevkiyi bize tam anlamıyla tarif edemiyor ve yanlış yönlendirme yapıyor. Bu durum karşısında onlar da biz de zor durumda kalıyoruz" diyor.


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    19 yıl önce