----------------------- Haberler başlangıç---------------------------
Prof. İnam, son günlerde din eğitimi konusunda medyada çıkan tartışmaları Yeni Şafak’a değerlendirdi. Prof. İnam, din eğitimi veren öğretmenlerinin hayata büyük bir sevgiyle, büyük bir teslimiyetle bakabilen, her türlü yıkım ve felaket karşısında sonsuzlukla olan münasebetini hiç kaybetmeyen çok güzel insanlar olması gerektiğini belirtti. Öğretmenlerin öğrencilere “Siz dini öğrenerek güzelleşirsiniz arkadaşlar” diyecek şekilde yaklaşması gerektiğini belirten İnam, “Bu atmosferi vermek lazım. Belki o atmosferi musikiyle verebiliriz, belki o atmosferi filmler yardımıyla verebiliriz. Belki o atmosferi öğrencileri bizim camilerimize götürerek verebiliriz. İslam’ın çok büyük bir tehdit altında olduğu da düşünülürse, Müslümanlar çok akıllı olmalı. Yaratıcı atılımlar, buluşlar yapması lazım, kendi inançlarını ve maneviyatlarını muhafaza etmek için. Bu yapılamaz birşey değildir. Bunun işaretleri yok değildir” dedi.
Dinlerin yaşanmasını da değerlendiren Prof. İnam, “Yahudilik de Hıristıyanlık da çok ayrılamıyor, dünyayı elegeçirmekle ilgili birtakım tasarılarla yaşanıyor. İslam’ın durumu ise birçok açıdan çok üzücü” dedi.
İslamın içinde taşıdığı ulviyeti değişik sosyoekonomik-politik nedenlerle temiz, saf bir Müslümanın çoğu zaman idrak edemediğini belirten Prof. Dr. Ahmet İnam, “Çünkü dünyanın birçok yerinde zaten ekonomik olarak kötü durumdadır, mazlumdur, sinmiştir, korku içindedir. Dolayısıyla o güzelliği, sonsuzluğu, bizi dünyanın ötesine götürebilecek o ilahi güçle karşı karşıya sokabilecek, onla gönül bağı tesis edebilecek gücü tam olarak idrak edememekte ve yaşayamamaktadır” diye konuştu.
Türkiye’de din eğitiminin daha da özgürleşmesi gerektiğini vurgulayan Prof. İnam, “Eğitim alanı özgür olmalı. İslamı tanıtma başarısını elde edemedikçe, korkuların, baskıların ortadan kalkma ihtimali de yoktur. Dindeki manevi aşkı yaşayabilen örnek insanlar bu aşkı gençlere aktaracaklar, örnekleri göre göre iç insan manevi insan sayısı artacak” dedi. Prof. İnam şöyle devam etti: “Türkiye’de din öğretimi ve eğitimi konusunda insanları özgür bırakmak lazım. Kendi çocuğuna bildiği gibi eğitim vermeli. Bundan korkuyoruz. Sanıyoruz ki böyle olursa Cumhuriyet yıkılır. Devletimizin temellerine dinamit konulur. Ben burada bir tehlike görmüyorum. Tehlike tamamen bunun aksini yapmaktır.Çünkü yasakladığınız zaman yer altına giren faaliyetler gizli olduğu için daha tehlikeli olacak.Halbuki bunlar aleni olacaktır. Belki biraz daha düzen verilebilir, denetimden geçirilebilir. Okulda belki bu genel metafizik boyutu kalın çizgilerle anlatılabilir ama İslam’ın kendine özgü ritüelleri, daha ince yanları eğitimde verilebilir. Okulda mana alemini hissettirmek gerek.”----------------------- Haberler son--------------------------