|

Dolly'yi kopyalayan ekiple çalıştı ama kadro alamadı

Mehmet Kuran, genetik klonlama yoluyla 'Dolly' adlı koyunu kopyalayan bilimadamlarıyla çalışan tek Türk oldu. Ancak Kuran'ın bu başarısı bile Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden kadro almaya yetmedi.

Yeni Şafak
00:00 - 5/07/2005 Salı
Güncelleme: 13:48 - 29/05/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------
  • ASLIHAN ALTAY KARATAŞ / ANKARA


    Dolly adlı koyunu kopyalayan ekiple birlikte çalışan, bilimsel araştırmaları nedeniyle TÜBİTAK'tan çağrılan Doç. Dr. Mehmet Kuran, bunca başarısına rağmen Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Rektörü Ferit Bernay'dan vize alamadı. Profesörlük kadrosu için 2 yıl bekleyen Kuran, çareyi Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ne geçmekte buldu.

    Doktoralı 80 araştırma görevlisinin üniversiteyle ilişiğini kesen Ferit Bernay'ın, bilimsel çalışmaya verdiği "önem" ortaya çıktı. Fakülteyi 9 yılda bitirenlerin araştırma görevlisi olduğu üniversitede, 'genetik klonlama' yöntemiyle dünyanın ilk kopya koyununu üreten ekipte çalışan Türk bilim adamı Mehmet Kuran'a, OMÜ'de kadro açılmadı.

    'Rektöre oy vermedim'

    Ziraat Fakültesi'ni bitirip yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Aberdeen Üniversitesi'nde doktora yapan Doç. Dr. Mehmet Kuran, 1997'de kopya koyun Dolly'nin üretildiği Roslin Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. Dolly'yi kopyalayan bilim adamı Ian Welmut ve ekibiyle ortak bir projede çalışan Kuran, genetik klonlama konusunda yaşanan bir problemi araştırdı. Yeni Şafak'a konuşan Kuran, "İskoçya'ya burslu gittim. Roslin Enstitüsü'nde 2 yıl embriyolog olarak bu heyetle çalıştım. 1999'da Türkiye'ye dönerek üniversitemde göreve başladım. Profesörlük sürem dolduğu halde 2 yıl kadro bekledim. Ama rektörün yandaşı olmadığım, seçimlerde ona oy vermediğim ve yanlışlarını söylediğim için bir türlü kadro alamadım" diye konuştu.

    TÜBİTAK'tan teklif aldı

    Rektör ile görüşmek için iki kez randevu istediğini, ardından dilekçeyle başvurduğunu anlatan Kuran, bütün girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, dilekçesine yanıt dahi verilmediğini kaydetti. OMÜ'de çalışırken Başkan Danışmanı olması için TÜBİTAK'tan teklif alan Kuran, "Rektör oraya gitmemizi kabul etmedi. TÜBİTAK'a gönderilmeyince ve kadro da verilmeyince, bilimsel çalışmalarımı yürütecek huzurlu ortamı bulamadığım için üniversiteden ayrıldım. Aile düzenimi bozarak Samsun'dan Tokat'a gittim" dedi.

    Haziran ayında OMÜ'den ayrılan Kuran, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ne transfer oldu. Yeni üniversitesine 'profesör' unvanıyla başlayan Kuran, eşinin de OMÜ'den ilişiği kesilen doktoralı 80 araştırma görevlisinden birisi olduğunu ifade etti.

    Bilimsel yayında 25.

    YÖK'ün açıkladığı 2004 yılı rakamlarına göre OMÜ, öğretim üyesi başına 0.56 bilimsel makaleyle 25.sırada yer aldı. Endekslere 332 makaleyle giren OMÜ, yayın sayısı bakımından yapılan değerlendirmede ise 14. sırada bulunuyor.

    Önder: Düpedüz, 'Kadro vermeyeceğiz' dediler

    OMÜ'deki beyin göçünün kahramanlarından biri de 'beyin cerrahı' Doç. Dr. Arif Önder. Üniversitenin sayılı beyin cerrahlarından olan Önder, profesörlük kadrosu alamayınca emekli olmayı tercih etmiş. Şimdi özel bir hastanede çalışan Önder, "2000 yılında profesör olmam gerekirdi, ama beş yıl bekledim, yine olmadı. Bölüm başkanı aracılığıyla bana 'düpedüz kadro vermeyeceklerini' ifade ettiler. Kendi siyasi görüşlerinde olmadığımız için kadro verilmedi" diye konuştu.

    Beyin cerrahisinin akademik kariyer bakımından 'zor bir alan' olduğuna dikkat çeken Önder, "Profesörlük için 1 kadro açtılar. 250-300 puan kadro için yeterliyken, benim bin 100 puanım vardı. Ama benim yerime 800 puanı olan doçent, profesör oldu. Diledikleri gibi jüri kuruyorlar. Jüri de talimat doğrultusunda karar veriyor" dedi. Kadro verilmediği için 53 yaşında emekli olan Önder, "Üniversitede Türkiye'ye güzide insanlar yetiştirmek hayalimdi. Ama maalesef yapamadım" diye dert yandı.

    Dolly nasıl kopyalandı?
    6 Şubat 1997'de İskoçya'daki Roslin Enstitüsü koyun Dolly'i kopyaladı. Koyun kopyalayan ekibin başında Ian Welmut vardı. Kopya koyun olarak dünyaya gelen Dolly dünya kamuoyunun dikkatini 'genetik klonlama' çalışmalarına çekti. Dolly, altı yaşındaki bir koyunun, üçüncü devrede hamileyken meme hücresinin kültür edilip başka bir koyunun içi boşaltılmış yumurtasının füze edilmesiyle meydana gelmişti.


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    19 yıl önce