|

Erken seçim isteyen kendi kuyusunu kazar

Erken seçimle DSP-MHP-ANAP hükümetini oluşturan partilerin baraj altında kalmasıyla başbakanlıktan ayrılan Ecevit, erken seçimi gündeme getirmek isteyen muhalefet partilerine tarihi bir uyarıda bulundu.

.
00:00 - 31/12/2005 Cumartesi
Güncelleme: 17:38 - 16/10/2014 Perşembe
Yeni Şafak
Erken seçim isteyen kendi kuyusunu kazar
Erken seçim isteyen kendi kuyusunu kazar

18 Nisan 2002'de yapılan erken seçimle 57'nci hükümeti oluşturan MHP, ANAP ile partisi DSP de baraj altında kalan ve Başbakanlığı kaybeden Bülent Ecevit, erken seçim için bastıran muhalefet partilerine "Erken seçim isteyen kendi kuyusunu kazar" uyarısında bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal'ın bütçe performansını iyi bulmadığını ifade eden Ecevit, CHP lideri için, "Kendisi çok güzel konuşur ama kimse birşey anlamaz" dedi.

ERİCA'NIN YERİNE LAP-TOP

Başbakan Erdoğan'ın 'değişerek geliştim' açıklaması, Ecevit için de geçerli. Gazetecilik ve aktif siyaset döneminde yazılarını, şiirlerini, kitaplarını ve konuşmalarını 'Erica' marka daktilo ile yazan Ecevit de teknolojiye uyum sağladı. Başbakanlık görevinden ayrıldığı dönemlerde Erica'sını ODTÜ'ye bağışlayan Ecevit, şimdi Oran Sitesi'ndeki kütüphane evine kurduğu lap-top bilgisayarı kullanmaya başlamış. Ancak Ecevit'in anlatımına göre, lap-topu kullanmada Rahşan hanım daha seri. Ecevit ise son kitabını bir kişinin yardımı eşliğinde lap-topunda yazıyor.

BAYKAL BOŞ KONUŞUYOR
Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Baykal'ın bütçedeki performanslarını nasıl buldunuz?

Tatmin edici değillerdi. Neler yapılması gerektiğini bilmiyor gibiydiler ya da gerçekten bilmedikleri için konuların üzerinde duramadılar. Geçenlerde de CHP Kurultayı oldu. Kurultay'da Baykal konuştu. Zaten kendisi çok güzel konuşur, uzun konuşur ama boş konuşur, kimse birşey anlamaz. Birşey söylemedi de zaten. Diğer muhalefette de düşünsel boşluk var. Düşünce üreten bir tek DSP var. Ona da büyük medya kapılarını kilitliyor.

Erdoğan ile Baykal'ın üsluplarını nasıl buldunuz?

Tipik bir iktidar-muhalefet tartışması. Düşünce üretimi yok. Şu anda iktidarda da, muhalefette de iş yok.

ERKEN SEÇİME İHTİYAÇ YOK
Bazı partiler erken seçimi telaffuz ediyor. Şu anda erken seçim havası var mı?

Ben erken seçim için hiç bir ihtiyaç olduğunu görmüyorum. Zaten dönemin de sonuna yaklaşıldı. Bir seçimin ardından bile umutsuz olsa da partiler erken seçim derler. Böylece de kendi kuyularını kazarlar. Boş tartışma ve inandırıcı olmayan projelerle olmaz.

Seçim olsa AK Parti ve CHP ne yapar?

Bir erken seçim olsa düşünsel kargaşa iyice artacak. Diğer partilerin de ne yapacağı belli değil. CHP de baskıyla iç muhalefeti bastırdı. Kimlerin yerine kimlerin geleceği de belli değil.

Bizim evde Orhan Pamuk değil tarladaki pamuk konuşulur
Son günlerde Orhan Pamuk davası gündemde. Bu dava ve TCK'nın 301. maddesiyle ilgili olarak neler söyleyeceksiniz?

Hiçbirisiyle ilgilenmiyorum. Çünkü bunlar saçmalık. Pamuk'un Türkiye rejimiyle, devlet yönetimiyle ne ilgisi var? Türkiye'nin gündemine bir yerlerden mesajlar geliyor, sonra da tepkiler gösteriliyor. Benim evimde Pamuk konuşulmaz, konuşmuyoruz. Zaten beni yazar Pamuk değil, köylünün pamuğu ilgilendiriyor. Bizim evde tarladaki pamuk konuşulur. Geleceği pamuğa bağlı çiftçiler perişan oldu. Hayvancılıkta, hububatta fiyatlar düştü. Aydın ilimizin çiftçileri büyük çiftçilerdir. Ama oradaki büyük çiftçiler bile pamuğu bıraktı. Tarladaki pamuk sorunu varken, yazar Pamuk beni ilgilendirmiyor, ben onu düşünmüyorum bile. İlgilenmemek gerekir diye düşünüyorum.

'AB'den gelen müfettişler terörü cesaretlendiriyor'
Terör yine kendini hissettirmeye başladı. terörle mücadele konusunda ne diyeceksiniz?

Terörü ve bölücü akımları sadece güvenlik tedbirleriyle önleyemeyiz. Bizim dönemimizde bölücü ve terör eylemlerinde bir barış sağlanmıştı. Ancak terör şimdi tekrar geri geldi. Bunun sebeplerinden biri bugünkü hükümetin dış ülke maceralarıyla iç sorunları arttırmasıdır. Bölgedeki yarı feodal yapı da terörün artması konusunda etkili. Ayrıca AB'den gelen müfettişler de terörü büsbütün cesaretlendiriyor. ABD'nin açık desteği vardı. ABD'nin himayesinde Kuzey Irak'taki sorunlar arttı. Yeni tedbirler lazım ama sadece iç değil dış tedbirler de lazım. AB ve ABD bölücü teröre verdiği destek ve teşvik nedeniyle biz de ciddi tavır alamayız doğrusu. Diyarbakır'dan başlayarak Anadolu'ya gelen AB müfettişleri Türkiye'de sorun çıkartıyor, sorun olan yerleri de teşvik ediyor. Şu andaki askeri birlikler de terörün önlenmesi konusunda yetmeyebilir. Silahlı kuvvetlerin örgütlenmesi terörle mücadeleye göre değil. Peşmergeler, teröristler yıllarca dağbaşında yaşıyor. Bizim güvenliği sağlayan erler ise 1.5 yılda ne kadar eğitim alıyor, süreleri de doluyor.

Terörle mücadele için özel kuvvetler mi gerekli?

İngiltere de uzun süredir terörle mücadele ediyor. İngiltere bu terörle mücadele konusunda inceden inceye özel olarak eğitilmiş bu kuvvetleri kullandılar. İspanya'da da kullanıyorlar.

'Erdoğan Çankaya Köşkü'ne çıkmaz'
Başbakan Erdoğan 2007 yılında Cumhurbaşkanı olur mu sizce?

O sorunu kendi içlerinde bile çözemediler AKP'liler. ABD devlet başkanlığı gibi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın yetkileri yok. O yüzden de istemeyebilir. Ayrıca aday belirleyecek durumda değiller. Orgeneral Özkök'ün adını ortaya attılar ama engellendi. Başbakan belki çocukluğundan beri Cumhurbaşkanlığını istiyor olabilir ama 'Cumhurbaşkanı olursam partiyi nasıl toparlayabilirim' diye düşünüyor, ama çözüm bulamıyor. AKP'liler Cumhurbaşkanlığının sorun olmayacağını belirtiyorlar ama olur diye düşünüyorum. Devletiyle uyumlu bir Cumhurbaşkanı olmalıdır. Sabretmek lazım, zaten bazı sorunlar da sabırsızlık yüzünden oluyor.

Abdülkadir SELVİ - Erhan SEVEN

18 yıl önce