FETÖ’cü darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı’nın ele geçirilmesi ve komutanların derdest edilmesi eylemlerine ilişkin sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de aralarında bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sincan Cezaevi yerleşkesinde yapılan duruşmada, emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ‘müşteki’ sıfatıyla ifade verdi.
Eski Akıncı Üs Komutanı sanık Hakan Evrim’i üç kez aradığını ve ancak sonuncuda cevap verdiğini aktaran Ünal, “’Bu uçaklar senin mi?’ diye sordum. ‘Benim’ cevabını verince hemen indirmesini söyledim. ‘İndiremem, benim hayatım da sizin hayatınız da tehlikede’ dedi. ‘Uçaklar kalkmayacak’ şeklinde emir verildiğini söyleyince de ‘Talimat öyle kaldırmak zorundaydım’ karşılığını verdi ve telefonu kapattı. Bundan sonra salondaki generalleri topladım ve ‘Birliğinden uçak kalkan divanı harpliktir, engelleyin’ dedim” diye konuştu.
- TERZİ 2 UÇAK TALEP ETMİŞ
- Diyarbakır’daki üstten darbeci general Semih Terzi’ye 2 uçak tahsis edilmesi talebinde bulunulduğunu öğrendiğini kaydeden Ünal, söz konusu 2 uçakla Terzi’nin daha kalabalık bir ekiple Ankara’ya gelerek, darbeye destek vermeyi amaçladığını ve bunu engellediklerini belirtti. Düğün salonuna Arama Kurtarma İhtisas Personellerinin (AKİP) kendisini götürmeye geldiğini anladıktan sonra emir komutayı Mehmet Şanver’e verdiğini söyleyen Ünal, darbecilerin düğün salonuna girdiği anı şöyle anlattı: “Dışarıdan gelen 8-10 kişi çılgınlar gibi ateş ederek, içeriye girdiler. Sadece bağırıyorlardı ve bir ikisinin elinde bir tomar plastik kelepçe gördüm. Başlarındaki binbaşıya, ‘Sakin olun, bu yaptığınız suç’ dedim ama beni dinlemiyordu. Helikopterle Sabiha Gökçen’e indik. Oradan da 01.40’ta Akıncı Üssü’ne indik.”
Avukatının ardından söz alan Akın Öztürk Ünal’ın savcılık ifadesinde, “Akın Öztürk’ün darbe girişiminin içinde olduğunu değerlendiriyorum” sözlerini kullandığını belirterek, emekli Orgeneralin bu kanaate nasıl vardığını sordu. Ünal ise şunları cevabı verdi: “Akıncı’da darbenin en aktif elemanlarına bakıyorum, geçmişte Öztürk’ün genel sekreteri olan Ahmet Özçetin ve Mustafa Azimetli. Dolayısıyla bütün bunlar Akın Paşa’nın ekibi, beni derdest edenler Akın Paşa’dan bana kalan ekip. Akın Öztürk benim telefonlarıma cevap vermedi. Ben Öztürk ile Şanver’in telefonu vasıtasıyla görüştüm. Bana ‘bir olay olmadı’ diyor ancak izinsiz uçuşlar var. Benim dışımda insanlarla irtibata geçiyorsunuz ama benimle iletişime geçmiyorsunuz. Bunlar benim için yeterli.” Mahkeme, Ünal’ın davaya müdahil olarak katılmasına karar verdi.
15 Temmuz gecesi Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi’ni (HKHM) darbecilere karşı etkin hale getirmeye çalıştığını ancak buranın darbeciler tarafından işgal edildiğini öğrendiğini anlatan Ünal, farklı birliklerden yapılacak uçuşları engellemek için 4 astını Eskişehir Birleşik Hava Harekat Merkezi’ne gönderdiğini vurguladı. Ünal, bu 4 generale darbe girişimini engellemeleri emrini verdiğini ve “Gerekirse Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi’ni mezar haline getirin” dediğini aktardı. Abidin Ünal Akın Öztürk’le kol kola yürüdüğü görüntüye ilişkin ise, “Öztürk, Yaşar Güler’le geldik, gidiyoruz’ dedi. Koridora çıkıp yürüdük. Yaşar Güler’i görüp kucaklaştık. Sonra ‘gidiyoruz’ dediler” diye konuştu.
Abidin Ünal, yanına gelen AKİP ekibinden bir astsubayın ağlayarak eline sarıldığını ve “Komutanım bizi affedin, 2 yıldır bizi korkutuyorlar” dediğini dile getirdi. Buna karşılık, “Ancak devlet affeder’ dediğini aktaran Ünal, “Daha sonra kendisine ‘bombalamak kimin aklı’ dedim. O da ‘ortak akıl’ gibi genel bir cevap verdi” diye konuştu.
