Gezi olayları, Mısır'daki darbe, çözüm süreci ve Başbakan Erdoğan'a karşı tutumları liberaller arasında tartışma konusu oldu. Liberallerin son günlerde meydana gelen ulusal ve uluslar arası gelişmeler karşısında uç kutuplarda yer almaları üzerine bir araya gelerek tavırlarını gözden geçirdikleri öğrenildi. Liberal Düşünce Topluluğu (LDT) üyelerinin geçen hafta yaptıkları toplantıda, Gezi olayları, Mısır'daki darbe, çözüm süreci ve liberal görüşleriyle bilinen isimlerin Başbakan Erdoğan'a karşı tutumlarını tartışmaya açtıkları ortaya çıktı.
Toplantıda, Gezi'deki olaylara tam destek veren liberallerle, Gezi'nin vesayetçi yapının kalkışması olduğunun savunanlar arasında tartışma yaşandığı öğrenildi. Bazı liberallerin Gezi'nin esas amacının çözüm sürecini ortadan kaldırmak olduğunu savunduğu, bir kısmının ise Erdoğan'ın tek adam refleksiyle hareket ettiği tezine sarıldığı belirtildi. Başbakan Erdoğan'ın, Gezi olayları ve çözüm sürecinde her türlü vesayet karşısında demokrasiye sahip çıktığını savunan üyelerin, Türkiye'nin darbe öncesi dönemlerinde yaşadıklarını hatırlattığı öğrenildi.
Liberal Düşünce Topluluğu üyelerinin tartışmasına Mısır'daki darbenin de damgasını vurduğu öğrenildi. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'ye karşı yapılan askeri darbeye Mısır'daki liberaller destek vermişti. Bu nedenle Liberaller arasında 'Hayat tarzı mı? Demokrasi mi esas alınmalı' tartışması başlamıştı. Liberal Düşünce Topluluğu'nun, 'Yüzleşme ve Tartışma' adını verdiği toplantısına Liberal Düşünce Topluluğu Genel Koordinatörü Özlem Çağlar ile birlikte Tanel Demirel, İhsan Dağı, Berat Özipek ve Atilla Yayla gibi isimlerin katıldığı öğrenildi.
Görüş farklılıklarını Yeni Şafak'a değerlendiren Yazar Berat Özipek, liberallerin homojen olmadığını, süreci herkesin farklı okuyabildiğini belirterek, 'Ama bu farklı okumalar bazı liberalleri zaman içinde birbirinden ayrı genel siyasi pozisyonlara götürebiliyor. LDT'den Harun Kaban'ın 'Liberaller için yol ayrımı' yazısında ifade ettiği gibi. Gezi'ye farklı bakmak herkeste aynı etkiyi yapmadı. Türkiyeli demokratlar bu konuda olgunluk sınavından geçemedi. Bazıları bir daha birbiriyle konuşamayacak hale geldi. Çok azı kendisini bu ruh halinin dışında tutmayı başardı. Ben galiba bunu başaranlardanım' dedi.
Ankara'daki toplantıda birbirlerini dinlediklerini ve argümanlarını paylaştıklarını belirten Yazar Berat Özipek, 'Amaç zaten ortak bir noktada buluşmak değil birbirimizi anlamaktı, buna katkı sağladı diye düşünüyorum. Gayet seviyeli bir tartışma oldu' dedi. 'Liberaller'in kolektif bir özne olmadığını, bu yüzden de 'Ak Parti ile liberallerin ittifakı bitti' veya 'bitmedi' demenin anlamı olmadığını ifade eden Özipek, 'Çünkü böyle bir 'ittifak' yok. Evrensel anlamıyla liberal felsefeye vakıf ve siyasi olarak da onu benimseyen liberallerden söz ediyorum, onlar değerler bazında destek verdiler veya eleştirdiler şimdiye kadar. Bu anlamda yarın Hükümet doğru yaparsa doğru diyecekler, yanlış yaparsa da yanlış.' şeklinde konuştu.
Özipek, 'Yarın anayasa tartışmasında nerede duracağımızı Erdoğan'a olan duygularımız belirlemeyecek: Duygusal tepkiler veren ve toptancı yorumlar yapan bazı arkadaşlar yarın devletin ideolojik tarafsızlığını veya etnik kimliklerden arındırılmış bir anayasa ile eskisi arasında bir tercih yapmak durumunda kaldıklarında ne yapacaklar? Yarın 'Çözüm Süreci' üzerinden AK Parti ile CHP-MHP ekseni arasında bir tartışma yaşandığında ne olacak? 'Ben küstüm, oynamıyorum' mu diyecekler?' ifadelerini kullandı.
Özipek, 'Geçenlerde 'Ben bu hükümete güvenimi kaybettim' diyen arkadaşa verdiğim cevabı da vurgulamak isterim. Hükümetlere, devletlere güvenmek zorunda değiliz. Önemli olan değerler üzerinden bir tercih yapmaktır. Ben kendi gündemimi izliyorum ve bu süreçte birileriyle paralel veya yan yana durabilirim. Bu bir ittifak değildir. AK Parti'yle liberaller arasında Katolik nikahı da yok, varoluşsal bir karşıtlık da. Böyle hissedenler var, ama neyse ki herkes öyle değil.' dedi.
