İç Hastalıkları ve Diyabet uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kanat, diyabet tedavisinde kullanılan insülin ilaçları konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Tip 2 diyabet hastaları için kullanılan insülinin yüzde 90’ının gereksiz yere hastalara verildiğini söyleyen Prof. Kanat, bu durumun tehlikelerine dikkat çekti. Diyabet hastalarının tedavilerinin uygun şekilde yapılamadığını söyleyen Kanat, bu hastaların kalp ve damar hastalıkları nedeniyle kaybedilmesinin önüne geçilemezken, sağlık harcamalarının da gereksiz yere arttığını anlattı. Diyabet konusundaki uzmanlığını Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi’nde yapan Prof. Kanat, dünyada diyabet tedavilerinin değiştiğini, insülin kullanımının çok gerilere düştüğünü de belirtti.
Diyabetin tedavisi var mı?
Bu sorunun cevabı hem evet, hem de hayır. Tedavisi var ama radikal bir tedavi yani hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yok ve maalesef diyabet ilerleyen bir hastalık. Bir ilaçla başlıyoruz sonra ikinci ilaç, üçüncü ilaç ardından insüline başlıyor hastalar. Çok ciddi maliyeti olan bir hastalık aynı zamanda.
Yazılan insülinlerin yüzde 90'ı gereksiz
Her hafta 10-15 kişinin insülinini kestiğini söyleyen Kanat, yazılan insülinlerin yüzde 90'ının gereksiz olduğunu ifade etti.
"Türkiye’de reçete edilen insülinlerin belki yüzde doksanı gereksiz yazılıyor. Hastaya faydadan çok zarar verebilir. Tabi bu hastadan hastaya değişebilir. Kişiye özel karar vermek lazım. Altını çiziyorum, Tip 1 diyabet hastaları sadece insülinle tedavi ediliyor. Tip 1’lerden değil Tip 2 diyabet hastalarından bahsediyoruz. Tip 2 diyabet hastaları için şu anda ülkemizde kullanılan insülinlerin yüzde 90’ı gereksiz yazılıyor."
10 yıl önce pahalı bir ilaçtı. Her ilacın patent hakkı var. Patent hakkı dolduktan sonra ilaçların fiyatları dramatik olarak azalıyor. 10 yıl önce bu ilaç pahalı olduğu için böyle bir yasa konulmuş şimdi hala devam ediyor. Bu ilaç hem şeker kontrolünü sağlıyor hem de insülin fabrikalarını koruyor. Fakat bunu aile hekimliği yazamıyor. Bu işin sadece dâhiliye uzmanına, endokrinoloğa yıkılması da hastaların kontrolü açısından çok zor bir şey. Aile hekimliğinde işin önemli bir kısmının bitmesi lazım. Sekiz milyon hasta yükünden bahsediyoruz.