Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD-YPG'nin sözde yöneticileri başta olmak üzere bazı teröristlerin kırmızı bültenden çıkartılması ve bazı FETÖ'cülerin bültene alınmaması da değerlendirildi. Yayınlanan MGK bildirisinde bu durumun, "Küresel ölçekteki terörle mücadeleye ve Interpol'ün kuruluş gayesine büyük zarar verdiğinin değerlendirildiği" belirtildi.
Birçok ülkenin kırmızı bülten talebine olumlu yaklaşan İnterpol, Türkiye'ye karşı izlediği farklı tutumla dikkati çekiyor. En büyük uluslararası adli polis teşkilatı olan İnterpol de ABD ve birçok Avrupa ülkesi gibi FETÖ yöneticileri ve üyelerine kalkan oluyor. İnterpol, FETÖ ile ilgili ilk skandal kararını 2 Ağustos 2016 tarihinde verdi. FETÖ'nün hain kalkışmasının ardından örgüt ile irtibatlı olduğu değerlendirilen kişilerin pasaportları iptal edildi. Ve ardından bu kişilerle ilgili bilgiler, İnterpol Kayıp-Çalıntı Seyahat Belgeleri Veri Tabanı'na (Stolen And Lost Travel Document) yüklendi.
VERİ EKLEME YETKİSİNİ ASKIYA ALDI
Ülkelerin aradıkları şahsa ait pasaport bilgilerini kaydettikleri söz konusu veri tabanına kayıtlı olan pasaport numarası sisteme takıldığı anda İnterpol harekete geçiyor ve kaçak şahıslar için gözetim işlemi yapılıyor. Ancak İnterpol Genel Sekreterliği, Türkiye'de yaşananları "askeri, siyasi suç" kapsamında değerlendirerek sisteme aktarılan 73 bin 732 pasaportu veri tabanından kaldırdı. İnterpol ayrıca Türkiye'nin sisteme yeni veri ekleme yetkisini de askıya aldı. Türkiye, İnterpol'ün bu kararını değiştirmesi için çeşitli temaslarda bulundu.
OYALAMA TAKTİĞİ YÜRÜTÜYOR
Yapılan müzakerelerde Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunulan FETÖ'nün eylemlerinin, "Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi" kapsamında "siyasi" olarak nitelendirilemeyeceği belirtildi. Ancak İnterpol, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili pasaportları sisteme girmeme şartıyla Türkiye'nin veri ekleme yetkisini yeniden açabileceklerini teklif etti. Erişimin şartsız açılmasını talep eden Türkiye, bu süreçte aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bilgi ve belge gönderdi. Ancak İnterpol, 2 Ağustos 2016 tarihinden bu yana Türkiye'yi oyalama taktiği yürütüyor.
ÜLKE ÜLKE GEZMELERİNE GÖZ YUMUYOR
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'nin "dön" çağrısına uymayan askeri ataşe, NATO'da görevli asker, polis, hakim ve savcının aralarında bulunduğu binlerce FETÖ'cünün başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede rahatça yaşamını sürdürdüğü biliniyor. Interpol'ün veri tabanına girmesini engellediği FETÖ'cüler, sistemde pasaportuyla ilgili herhangi bir tahdit görünmediği için yakalanma korkusu yaşamadan rahatça ülke ülke geziyor.
- Yüzlerce başvuru bekliyor
- Türkiye ayrıca, yurt dışında olduğunu değerlendirdiği örgüt üyelerinin yakalanması amacıyla İnterpol'den kırmızı bülten talebinde bulundu. Bu şekilde yüzlerce kişi hakkındaki talep, İnterpol'ün Fransa'nın Lyon kentindeki merkezine iletildi. Türkiye'nin talepleri kabul edilmiş ve bu kişiler hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına karar verilmiş olsaydı İnterpol, kendisine üye 190 ülkeye bunu yayımlayacak ve söz konusu teröristlerin aranmasına başlanacaktı. Ancak İnterpol, "siyasi" suç bahanesiyle söz konusu talepleri beklemeye aldığı için hakkında arama ve yakalama işlemi uygulanmayan yüzlerce örgüt üyesi de bulundukları ülkelerde rahatça yaşamlarını sürdürüyor.
