|

İslam düşmanlığı küresel tehdit

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslâm düşmanlığının tıpkı kanser hücresi gibi dünyada hızla yayıldığını, bunda 11 Eylül saldırıları sonrası ABD’nin ‘Müslümanları şeytanlaştırma’ stratejisinin tetikleyici işlev gördüğünü söyledi. Erdoğan, “Dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslâm’ın değil, İslâm düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız” dedi.

00:00 - 26/05/2021 Çarşamba
Güncelleme: 05:19 - 26/05/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Ankara ATO Congresium’da düzenlenen “1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu”nda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İslamofobi’nin küresel bir tehdit haline geldiğini belirterek, özetle şunları söyledi:

Karşımızdaki mesele İslamofobi yani ‘İslam korkusu’ değil, düpedüz İslam düşmanlığıdır.
Evet, Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır.
Anadolu’yu ve Kudüs’ü ele geçirme hülyası ile gerçekleştirilen Haçlı Seferleri’nin yol açtığı yıkım dünya tarihinin seyrini değiştirdi.


SİNSİ VE ÖRTÜLÜ YÖNTEMLER

  • Batı, Türklerin şahsında somutlaştırdığı doğulu toplumlara karşı kibrini ve kinini oryantalizm adı altında daima korudu.
    Günümüzdeki İslam düşmanlığı dalgası çok daha sinsi ve örtülü yöntemlerle yürütülüyor. ABD’nin 11 Eylül saldırıları ardından başlattığı Müslümanları şeytanlaştırma stratejisi pek çok toplumun kültürel yapısında var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür.

IRKÇI AKIMLAR SİYASETİN MERKEZİNE YERLEŞTİLER

Azalan nüfus artışı hızları sebebiyle demografik tehditlerle karşı karşıya olan Batı ülkeleri, değişen küresel güç dengelerinin yol açtığı belirsizlikleri, kendi kamuoylarını faşist söylemlerle oyalayarak geçiştirmeye çalışıyor.
Marjinal kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı’nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine, derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir.

SALDIRILAR HİMAYE EDİLMEYE BAŞLANDI

Uzunca bir süre dini özgürlüklerin kalesi olarak kendilerini dünyada seçkin bir konuma oturtanlar, bugün Müslümanlara ait her türlü sembolü yasaklama yarışına girmiştir.
Müslüman kadınların ve erkeklerin kıyafetleri başta dini tercihlerini ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından himaye edilmekte, dolayısıyla desteklenmektedir.

İSTATİSTİKLER VAHİM BOYUTU GÖSTERİYOR

  • İstatistikler sorunun ulaştığı vahim boyutları gösteriyor.
    Batı’da ırkçı ve İslam düşmanı saldırılar son 5 yılda yüzde 250, bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin oranı ise yüzde 700 arttı. Son 5 yıl içinde en büyük 5 Avrupa Birliği ülkesinde sivil toplum kuruluşlarına 15 binin üzerinde İslam düşmanlığı hadisesi bildirildi.
    Bir süre öncesine kadar sadece göz yumulan, sessiz kalınan, polisiye hadiseler seviyesinde tutularak dikkatlerden kaçırılan İslam düşmanlığı, bütün bu faaliyetleri, artık anayasalara ve kanunlara derç edilmeye başlanmıştır.

KENDİ GELECEKLERİNE DÜŞMANLIK EDİYORLAR

Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenen siyasi partilerle polis teşkilatları başta tüm vatandaşların güvenliğini sağlamakla sorumlu kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir.
Halbuki özgürlüklerin ortadan kalktığı bir yerde, refahın da uzun süre varlığını sürdüremeyeceği gerçeğine sırtını dönenler, aslında İslam’a değil, kendi geleceklerine düşmanlık etmektedir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan Yahudi soykırımını kendilerince özel bir paranteze alanlar, bu defa hedef tahtasına Müslümanları yerleştirmişlerdir.


İSLAMOFOBİ KÜRESEL TEHDİTTİR

Erdoğan, “Müslümanlara yönelik bu yeni ırkçılık, Batılıların kendileri tarafından ‘İslamofobi’ adıyla yumuşatılmak istense de biz, gerçekte yapılanın İslam düşmanlığı olduğunu gayet iyi biliyoruz” dedi. Salgınla beraber siyasi ve ekonomik gücü kaybetme kaygısı derinleştikçe, Avrupalıların dengesinin de bozulduğuna işaret eden Erdoğan,
“Bu da modern Avrupalı kimliği, daha doğrusu Avrupalı Birliğini, dini ve kültürel fanatizmin dozunu artırarak koruma refleksinin yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Sürekli güçlenen İslam düşmanlığı akımına karşı yeni ve daha etkili yaklaşımlar geliştirmeliyiz. Her şeyden önce, dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslam’ın değil, İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız. Batının bu tehdidin siyasi, sosyal, psikolojik, ekonomik boyutlarını tartışmak yerine ırkçı ve ayrımcı akımların etkisine girmesi işin kolayına kaçmaktan başka bir şey değildir”
diye konuştu.

Ezana tahammül edemeyenler var

  • Erdoğan, “Batıyı bir yana bıraktık, kendi ülkemizde bile bu hastalığın tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Nüfusunun büyük bir bölümünü Müslümanların oluşturduğu bir ülkede, ezana, camiye, başörtüsüne tahammül edemeyenlere rastlayabiliyoruz.
    Yıllardır süren laiklik tartışmalarının gerisinde, dini özgürlüklerin korunmasından ziyade yasaklanması niyetlerinin yol açtığı gerilimler vardır. Devletle vatandaşını karşı karşıya getiren bu çarpık zihniyet, darbelerin en büyük bahanelerinden biri olarak karşımıza çıktı. Çok partili siyasi hayatımızın kara lekeleri olan 1960 ve 1980 darbeleriyle 28 Şubat müdahalesinin argümanlarına baktığımızda bu gerçeği hep birlikte görüyoruz, görebiliriz.
    Demek ki İslam düşmanlığına karşı yürüteceğimiz mücadelenin stratejisini, içeriği de kapsayacak şekilde belirlememiz gerekiyor” dedi.

Aramızda vahdeti tesis etmeliyiz

Ellerindeki tüm imkanları kullanarak gerçekleri dünyaya anlatmak için çalışmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Dünyanın her yerindeki vicdan sahibi siyasetçileri, aydınları, medya mensuplarını, din adamlarını, bu arada kendi din adamlarımızı, İslam düşmanlığı hastalığına karşı harekete geçirmemiz gerekiyor.
Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek, uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır. İnsanlığın tamamının huzuru ve güvenliği için hayati öneme sahip ‘İslam düşmanlığının önüne geçilmesi çabaları’, oluşturulacak ortak akıl mekanizmaları ile yürütülmelidir.
İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür. Aksi takdirde mevcut kısır döngü hali sürüp gider” uyarısında bulundu.
#Recep Tayyip Erdoğan
#ABD
#Müslüman
#İslam
3 yıl önce