Dünya merkez bankalarının faiz indirimleri de kar etmedi. Ekonomik saldırıya karşı oluşturulan küresel defans karşısında kriz bu kez işgal planını devreye soktu. Önceki gün Amerikan borsalarında görülen sert satışlar dünyayı hallaç pamuğu gibi bir kenara fırlattı. Amerika'da yaşanan büyük düşüşün temelinde mevduat bankalarında da batıklar olabileceğine yönelik endişeler yer alıyor. ABD kökenli ve uluslararası büyük şirketlerin zorda olduğu belirtilirken yaşanan sıkıntı en açık şekilde borsalarda yansımasını buluyor.
General Motors, Bank of America, Citigroup gibi kuruluşlardaki kötü haberler piyasaların yüreğini ağzına getiriyor. Amerika'nın en köklü şirketlerinden General Motors'un hisse seyrinin yatırımcı için psikolojik anlamı olduğuna dikkat çeken uzmanlar bu konuda önemli bir ayrıntının bulunduğunu söylüyorlar. Amerikan tarihi ile özdeşleşen GM'de, yıllardır “Hisseler 10 doların altındaysa korkmak için geç kalınmıştır” esprileri ile şirketin ABD ekonomisi açısından ne derece önemli olduğu vurgulanmaya çalışılır. Son rakamlara bakıldığında GM hisseleri 4,7 dolara kadar geriledi. Hisseler önceki gün sadece bir işlem seansı içerisinde yüzde 31'den fazla değer kaybetti. En son 1950 yılında bu değeri gören GM, makyajlı kurtarma paketine, merkez bankalarının faiz indirimine rağmen Amerika'ya ilişkin tedirginliğin boyutunu artırdı.
Bilindiği gibi kredi krizinin ilk yıkıcı etkisi, ABD'de mortgage ve yatırım bankaları ile kendini göstermişti. Bir yatırım bankası olan Lehman Brothers'ın batışının ve AIG'in kurtarılmasının hemen ardından Washington Mutual'ın (WaMu) batışı Amerika'da şok etkisi yaratmıştı. Çünkü sorunun yatırım bankacılığında olduğunu düşünen Amerikalılar, WaMu gibi dev bir mevduat bankasının batacağına inanmak istemiyorlardı. WaMu'nun batışı, ABD halkında 'Paramız güvende olmayabilir' korkusuna yol açtı. Mevduat bankacılığında yaşanan sıkıntı Avrupa'da daha keskin şekilde hissedildi. Mevduat bankacılığı alanında faaliyet gösteren Fortis, Dexia'da yaşanan sıkıntılar ve İzlanda'nın en büyük 3 bankasına el konması AB ülkelerini panikletti. Önceki gün ABD piyasalarındaki düşüşün temelinde de mevduat bankalarında 'Yeni el koymalar olabilir' korkusu bulunuyor. Yani kriz artık ne ABD dinliyor ne de AB. Amerika'nın krizi olarak başlayan ve şu an dünya krizi haline gelen süreç uzmanların deyimiyle ne pansuman dinliyor, ne de dikiş tutuyor.
Piyasaların kendine özgü işleyişi bulunduğunu belirten uzmanlara göre bundan sonrası için paketler, faiz indirimleri ve pompalanan paralar fazla bir anlam ifade etmeyecek. Son düşüş dalgasının daha önce yasaklanan ve tekrardan önü açılan açığa satışlar yüzünden abartılı şekilde gerçekleştiğini belirten uzmanlara göre açığa satışlar nedeniyle piyasalara panik havası hakim oldu.
Amerikan Başkanı Bush da bu duruma ilişkin bir açıklama yaptı. Bush, ABD Hazine Bakanlığı'nın, 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma planının en kısa sürede uygulamaya girmesi için çalıştığını hatırlattı ve borsada manipülasyon çabalarının engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmakta olduğunu söyledi. Bush'un bu açıklaması, “Açığa satışlar yeniden yasaklanabilir” yorumlarına neden oldu.
Danimarka, Slovenya, ve İrlanda mevduata tam garanti verdi. İngiltere ise 35 bin sterlinlik mevduat güvencesini 50 bin sterline yükseltirken, Yunanistan Maliye Bakanı George Alogoskoufis, parlamentoya sunulacak değişiklikle 3 yıl için bankalardaki mevduat garantisinin 100 bin euro'ya çıkarılacağını bildirdi.
Ünlü saat firması Swatch'ın Yönetim Kurulu Başkanı Nicolas Hayek, finansal kriz nedeniyle 3,55 milyar dolar kaybının olduğunu belirtti. Hayek, bu durumdan memnun olmadığını ama endişe de duymadığını ifade ederek, Swatch firmasının hala güçlü olduğunu kaydetti. Spekülatif bankacıları 'hiçbir şey yapmadan para kazanma' mantalitesiyle suçlayan Hayek, orta gruba hitap eden saat satışlarının çok yüksek olduğuna söyledi.
Küresel finansal kriz dünyayı etkilemeyi sürdürürken, hükümetler krize karşı çeşitli önlemler alıyor. Hükümetlerin finansal krizin etkilerini azaltmak amacıyla bugün ve daha önce aldığı önlemler şöyle:
Küresel finansal kriz nedeniyle Japonya'da orta ölçekli bir sigorta şirketi iflas etti. İflas eden sigorta şirketi Yamato Life Insurance'ın Başkanı Nakazono, derin üzüntü duyduğunu söyledi. 2,7 milyar dolar borcu bulunan Yamato'nun, bin kadar çalışanı bulunduğu ve bireysel poliçe hesaplarının 10 milyar dolar olduğu belirtildi.
Rusya parlamentosu alt kanadı Duma, mali krizden zarar gören banka ve şirketlere destek sağlanması için önerilen 86 milyar dolarlık paketi onayladı. Öte yandan petrooldeki düşüş nedeniyle Roman Abramoviç, Oleg Deripaska gibi onlarca Rus işadamlarının sahip olduğu dev Rus şirketlerinin kaybının 230 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor. Roman Abramoviç, Evraz Grup, 20 milyar dolar; Lebedev, Oleg Deripaska, Rusal, 16 milyar dolar zararda. Son mali krizden kazançlı çıkanlar da var. Norilsk Nickel'deki yüzde 25'lik hissesini krizden hemen önce 13 milyar dolara Deripaska'ya satan Mihail Prokhorov en fazla kazançlı çıkanlardan. Bunun yanında Bağımsız Devletler Topluluğu küresel finansal krize karşı ortak hareket etme kararı aldı.
Fransa, küresel krizi görüşmek için avro bölgesi ülkelerinin yarın acil bir zirve toplantısı yapacağını açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Paris'te yapılacak toplantıya Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'nin de katılacağı belirtildi. Toplantının avro kullanan 15 ülke arasında "ortak bir eylem planı" oluşturmak için yapılacağı kaydedildi. Fransa, AB dönem başkanı sıfatıyla toplantı çağrısında bulundu.
Piyasalardaki dalgalanma petrolde de kendisini hissettiriyor. Londra'da Brent tipi petrolün fiyatı 75 doların altına indi. Petrol başta olmak üzere, emtia fiyatlarındaki düşüşler doların değer artışına yol açıyor. Petroldeki düşüşün Türkiye'nin cari açığı üzerinde olumlu etkileri bulunduğunu söyleyen uzmanlara göre bu düşüş açığı kısmen hafifletti.
Öte yandan fiyat hareketine bakıldığında, dolar 5 Mart 2007 tarihinden bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Şu anki seviyeler dikkate alındığı 1,45-1,50'lerin görülebileceğini söyleyen Anadolu Yatırım Teknik Analisti Halil Rençber dolarla ilgili tespitlerini şu şekilde açıklıyor: '8 yıl boyunca çok önemli bir geçiş noktası olan 1,35, 1,45-1,50 seviyesine doğru yükselişlerin oluştuğu bir noktaydı. Bu bölgeler şu anlamda kritik; 1,3850 üzerinde kalındığı sürece 1,45'in üzerine yükselme potansiyeli sürecek. Fakat bu trend geçmişle karşılaştırıldığında dolardaki yükseliş eğilimi son 7-8 yıllık döneme göre daha zayıf bir görünüm sergiliyor.