Moody's'ten Carlson,'Türkiye'nin, Baa3 notu ile derecelendirilmiş birçok ülkeyle kıyasla daha güçlü olduğunu görüyoruz' dedi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Kıdemli Analisti Sarah Carlson, not artış kararında Türkiye'nin yapısal ve kurumsal reformlarının ağırlıklı olarak etkili olduğunu belirtti. Geçen hafta Moody's tarafından Türkiye'nin kredi notunun 'yatırım yapılabilir' seviyeye çıkarılmasının ardından ilk kez açıklamalarda bulunan Carlson, iki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu tarafından 'yatırım yapılabilir' notuyla derecelendirilmesinin yaratabileceği olası güçlü sermaye akışlarının yönetilmesine karşı nasıl bir performans sergileyeceği sorusunu şöyle yanıtladı:
'Türkiye'de uluslararası sermaye akışlarından kaynaklanabilecek olası şoklara karşı kırılganlıkları azaltmaya yönelik, yapısal reformları da içeren dikkate değer kurumsal ilerlemeler gördük. Bu alanda (sermaye akışının yönetimi) zaten gelişmelerin kaydedildiğini görüyoruz. Türkiye'nin yapısal reformları, oluşabilecek sermaye akışından kaynaklı şoklara karşı kırılganlıkları azaltmakta etkili olabilir. Buna rağmen, Türkiye uluslararası sermaye akışı şoklarından muaf değil.'
Moody's tarafından Türkiye'nin kredi notu artırımının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD ziyareti kapsamında ABD Başkanı Barack Obama ile görüştüğü gün açıklanmasına ilişkin olarak, iki konunun birbiriyle bir ilişkisi olmadığını belirten Carlson, 'Biz düzenli olarak Türkiye'nin notunu ve değerlendirmemize etki edebilecek unsurları gözlemiyoruz. Türkiye'nin kredi notunu temel ekonomik ve kamu finansmanı ölçütlerinde gördüğümüz iyileştirmeye dayanmaktadır' dedi.
Türkiye'nin Moody's tarafından 'Baa3' notuyla değerlendirilen birçok ülkeye kıyasla bazı alanlarda ekonomik performansının daha iyi olduğunu vurgulayan Carlson, 'Hali hazırda Türkiye ekonomisinin, ekonomik çeşitlendirmesi ve kamu finansmanı Baa3 notu ile derecelendirilmiş birçok ülkeyle kıyasla daha güçlü olduğunu görüyoruz' dedi.
Türkiye'yi sürekli izliyoruz Moody's'in Türkiye›nin kredi notunun yeniden değerlendirilmesi için bir zaman dilimine sahip olmadığını, notun sürekli olarak değerlendirildiğini belirten Carlson, 'Türkiye'nin kredi notu etkileyebilecek olayları ve unsurları sürekli olarak gözlemliyoruz.' dedi.
Yakın zamanda bütün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinde yer verdikleri çözüm sürecine ilişkin olarak Carlson, şunları kaydetti: 'Çözüm sürecinin Türkiye için pozitif bir gelişme olarak görüyoruz. Biz yaşanan gelişmelerin ve çözüm sürecinin yatırımların bölgeye akışını tetikleyebileceğine inanıyoruz. Çözüm sürecinin Türkiye ekonomisi için son derece önemli olan enerji gibi belirli sektörlerde, bölgelerinde yatırımın artışına neden olabileceğini düşünüyoruz. Buna rağmen, çözüm sürecinin pozitif etkisine rağmen, Türkiye'nin kredi notunda doğrudan bir etkisi bulunmamaktadır.'
