|

Müslüman kadın kendisi ile yüzleşti

YILDIZ RAMAZANOĞLU İLE "KADININ TARİHİ DÖNÜŞÜMÜ"NÜ KONUŞTUK

Yeni Şafak
00:00 - 4/06/2000 Pazar
Güncelleme: 17:54 - 16/05/2017 Salı
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv


--------- Manset fotografi width=200---------
------------------------------ Manset fotografi ------------------------------- ------------------------------------ Manset --------------------------------------
------------------------------------ Manset --------------------------------------

--------------------------------- Spot baslangici ---------------------------------

Müslüman kadın modern süreçleri izleyerek kendisiyle yüzleşme imkanı buldu. Modernlik sürecine katıldı. İnkar etmenin bir yararı yok.

------------------------------------------ Spot sonu ------------------------------------------


------------------------------------------- ara baslik ------------------------------------------


 

"Kadının Tarihi Dönüşümü" adlı kitabın hazırlanma fikri nereden kaynaklandı?

Kitapta yazıları bulunan bütün yazarlar kendi bireysel çalışmalarını yürütüyorlardı ve hepsinin çeşitli eserleri, makaleleri mevcut. Ama bir hoşluk olsun, sesimizi topluca duyuralım, kendi sesimizi de biz tekrardan işitelim diye böyle dostane bir çalışma içine girdik. Belki daha çekici olur, okunma rahatlığı ve kolaylığı olur, hem de daha güçlü daha verimli bir çalışma olur diye düşündük.

Kitap kadının tarihi dönüşümünü sizce doğru bir biçimde ortaya koymayı başardı mı?

Sadece bir başlangıç olarak düşündük bu çalışmayı. Asıl çalışmalar için bir esin kaynağı olmasını diliyorum. Amaç Osmanlı'dan cumhuriyete geçiş sürecinde özellikle Tanzimat'tan 2000 yılına kadarki süreçte nelerin yaşandığını, hangi gerilim alanlarından geçildiğini, bu günlere nasıl gelindiğini biraz olsun ortaya koyabilmekti.

Türkiye'de kadının dönüşümünü nasıl anlamak lazım? Modernliğe mi, yoksa geleneğe doğru bir dönüşüm mü bu? Veya bir üçüncü yol arayışından söz edilebilir mi?

Türkiye'deki kadınları ele aldığımız zaman mecburen bir "milat" gibi Tanzimat'tan başlıyoruz işe. Tanzimat Müslüman kadınlara ya da Osmanlı kadınlarına Batılı kadınların tecrübelerinin yavaş yavaş aktarılmaya başlandığı bir sürecin başlangıcı. Bu yüzden önemli bir zaman dilimi. Bu dönemde ilk defa kadın meselesi gündeme getiriliyor ve Terakki-i Muhaddarat isimli bir gazete ekiyle ilk defa kadın meseleleri tartışılmaya başlanıyor. Bu çok enteresan. Şimdi bu dergiler ya da bu eklerle amaçlanan bir şey var... bir kere mevcut konumdan rahatsızlık var, bir doyumsuzluk; bunu Batılı kültürle karşılaştırarak ve temel referanslarımızı özellikle Asr-ı Saadet ile karşılaştırarak mevcut pozisyonumuzu netleştirmeye, vakıayı tesbit etmeye çalışan bir yaklaşım da var. Bu süreç hâlâ devam ediyor.

Modernleşme, modernlik gibi kavramları çok sık kullanıyoruz. Müslüman kadın için bu kavramlar ne anlam ifade ediyor?

Bu sadece kadınlar açısından ele alınmaması, ortak bir tecrübe olarak düşünülmesi gereken bir şey. Müslüman kadınları bundan ayrı tutmak mümkün değil. Modernleşme ne anlama geliyor Müslüman kadınlar için? Evin dışına çıkabilmek, kendisini özgürce ifade edebilmek anlamına geliyor.

Böylece Müslüman kadın, kendisini görme ve kendisiyle yüzleşme imkanı mı buldu?

Evet, söylediğiniz doğru. Aslında Müslüman kadın modern süreçleri izleyerek kendi kendisiyle yüzleşme ve hesaplaşma imkanı buldu. Ve tabii ki modern söylem içinde kendine bir yer açmaya çalıştı. Modernlik sürecine katıldı. Bunu inkar etmenin bir yararı yok. Çünkü bu bir vakıa. Şu anda Müslüman kadınların duruşu son derece modern bir duruş. Gelenek-modernlik eksenindeki terazide denge, modernlik lehine bozulmuş durumda.

Müslüman kadını gelenekle modernlik arasına sıkıştırmak yerine, tabiiliğini ne kadar ortaya koyduğuna, ne kadar tabii davranabildiğine bakmak daha doğru değil mi? Bence tabiiliğin kaybı gibi önemli bir sorun var ve bu sorun sadece Müslüman kadının değil, Müslüman erkeğin de sorunu.

Haklısınız. Elbette Müslüman kadının tabiiliğinden söz edilebilir ve tabiilik önemli. Zaten şimdi çatışmayı sadece modern ve gelenek ekseni üzerinden yapan klasik söylem, sosyologlar tarafından da artık reddedilen bir söylem. Kendisi adına hareket edebilmek, kendi kararlarını verebilmek... kararlarını vermek için gerekli donanıma sahip olmak. Bu açılardan baktığımız zaman, bunlar hep modern söylemlerle kadına verilen şeyler..

Kur'an Müslüman kadına ne diyor? Müslüman kadının sosyal hayata bir şekilde intikal etmesini tavsiye ediyor mu?

Kur'an'a baktığımda kadının da kesinlikle kulluğunu kimseyle paylaşamıyacağını... kulluğun son derece öznel olduğunu.... bunun birey olarak deruhte edilmesi gerektiğini, hiç kimsenin dolayımından geçirerek Allah'la ilişkisini belirleyemeyeceğini ve Allah'la arasında hiçbir otoritenin yer alamayacağını görüyorum. Bu, koca otoritesi olmuş olsa bile.

Yanlış anlamadıysam, sözlerinize bakacak olursak modernlikle Kur'an-ı Kerim'in Müslüman kadına tavsiyelerinin benzerliğinden söz edebilmek mümkün.

Kur'an-ı Kerim, kadın olsun erkek olsun her insanı teker teker kendisinden ve çevresinden sorumlu tutuyor. Bütün evrenden, evrendeki ahenkten, her şeyden sorumlu müstakil bir insan olarak görüyor. Allah'a kulluk açısından kadın ve erkek mutlak eşit. Herhangi bir fark gözetilmiyor. Hatta erkekler yanlış anlayıp güce başvurarak kadınları daha geri plana atmasınlar diye birçok ayette "mümin kadınlar-mümin erkekler" şeklinde vurgu yapılarak ayrı ayrı sorumluluklar ve haklar sıralanıyor. Şimdi Kur'an'ın öngördüğü kadın, birey olan bir kadın. Ama bireyselleşme ayrı bir şey. Birey olmak noktasında tabii ki modernlikle örtüşüyoruz. Bir yerde aklın yolu bir. Modernleşmeye baktığımızda modernliği üreten insanlar da neticede vahiy almış insanlar. Yani vahiyden uzak tek bir insan bile yok.

İslami kesim modernliği hem eleştiriyor, hem de modernliğin kendilerine çok şey öğrettiğinden söz ediyor. Bu bir çelişki değil mi?

Aslında modernliğe soğukkanlılıkla yaklaşılmadı bugüne kadar. Problem oradan kaynaklanıyor. Serinkanlılıkla yaklaşılmadığı zaman onu sağlıklı değerlendirme imkanımız da olmuyor.

Müslüman gelenekçi kesim ile sözde laik kesim arasında benzerlikler var mı?

Var. Otoriterlik açısından, kadını zaptu rapt altına almak, şekillendirmek, kendi mensup oldukları medeniyeti kadın üzerinden tanımlamak, kadını bir şekilde kendilerini kanıtlamak adına bu medeniyet arenasının vitrinine koymak noktasında çok büyük benzerlikler var. Evet bu iki kesim arasında bir tür paralellik oldu baştan beri. Bir örnek vereyim: 1981'de okuduğum Hacettepe Üniversitesi kapısına başörtüsüyle derslere girme yasağı asıldığı zaman çok iyi hatırlıyorum hem Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarları hem işte dindar kesimin çıkarmış olduğu gazeteler, ikisi de aynı şeyi söylüyorlardı: "Evinize dönün". Ortak bir söylem geliştirmişlerdi.

Müslüman kadının Müslüman erkeğe katkısı oldu mu sizce?

Çok büyük bir katkısı oldu. Müslüman kadınların, erkekleri İslam'ın günümüzdeki pratiklerinin üretilmesi bakımından yeniden yorumlanması, yeniden kendimize dair bir yaşam biçiminin oluşması bakımından dönüştürdüğünü ve bu konuda daha önden gittiğini düşünüyorum.

Müslüman erkek birtakım dayatmalar karşısında çok çabuk şekil değiştirebiliyor. Müslüman kadının böyle bir şansı yok. Bu bir eşitsizlik mi yoksa Müslüman erkeğin zaafı mı ?

Uhrevi kazanımlar açısından bakacak olursak bu kadınlar için bir avantaj. Çünkü kadının kendini, kendi kimliğini olduğu gibi ortaya koymaktan kaçınması diye bir şey sözkonusu olamıyor. Bu bir eşitsizlik yaratıyor aynı zamanda. Baktığımız zaman aynı şekilde aynı yerden çıkmış iki koşucuyu düşünün tabii ki erkek bir şekilde kendini kamufle ederek, saklayarak, gizleyerek, moda deyimle takiyye yaparak yoluna devam edebiliyor. Fakat kadın daha yolun başında engelleniyor ve bu şekilde büyük bir eşitsizlik yaşanmış oluyor. Bu bir yana, Müslüman kadınları en çok üzen ve rencide eden şey, erkeklerin gizli bir horgörüsüne muhatap olmaları. Kendimizle yüzleşmemiz lazım. Kendi beklentilerimizi, kendi isteklerimizi gözden geçirmemiz lazım. Nereden nereye gidiyoruz, nasıl yol alıyoruz, bu süreçler nasıl yaşanıyor, bunları tekrar tekrar düşünmemiz lazım. --------------- imza ve tarih ----------------

 


-------------------------------- yazdir,postala baslangici ----------------------------

#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv
24 yıl önce