İstanbul Kadıköy’de MEB’e bağlı olarak faaliyet gösteren Şöhret Kurşunoğlu Özel Eğitim Meslek Okulu, hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar ile otizmli bireylere eğitim veriyor. 75 öğrencisiyle lise düzeyinde faaliyet gösteren okulda, çocukları hayata hazırlayacak 6 farklı atölye var. Özel çocukların diğer çocuklarla kaynaşarak, sosyal hayatta daha başarılı olabilmesi için İhsan Kurşunoğlu Anadolu Lisesi’yle bir proje geliştiren Okul, Osmanlı Devleti’nde minberlerde, kapı işlemelerinde kullanılan kündekâri sanatını çocuklara öğretmeye başladı. Projeyle çocuklar hem bir sanat öğreniyor hem de birbirleriyle kaynaşma fırsatı buluyor.
Yeni Şafak, çocuklar ve proje yürütücüsü öğretmenlerle mobilya atölyesinde buluştu. Projeye her iki okuldan 12’şer öğrencinin katıldığını belirten Okul Müdürü Zafer Güvenç, “Özel çocukların hayatına dokunmak çoğu kez bir ailenin bir toplumun hayatına dokunmak anlamına geliyor. Onların en ufak başarısı, bir aileye adeta hayat veriyor. Çok temiz, dürüstçe seviyorlar, bunu hissettiriyorlar. Diğer çocuklarla özel çocukların birlikte hareket etmesini sağlayan projeler, aslında çift yönlü yarar sağlıyor. Toplumun da özel çocuklarla yaşamayı öğrenmesi gerekiyor” dedi.
Mobilya atölyesinde konuştuğumuz özel çocuk Aslı Dündar, bu projeyle 'iletişim, arkadaşlık ve dostuk' öğrendiğini söylerken, İhsan Kurşunoğlu Anadolu Lisesi öğrencisi Nehir Kekeç, "Bu tip projeler beni rahatlatıyor, yeni şeyler öğrenip yeni insanlar tanıyorum" diye konuştu.
DAVRANIŞLAR DA YOĞRULUYOR
Seramik atölyesinde bizi öğretmenler Emel Güneş Çelik, Dilber Çelik ve seramik öğretmenleri Feyziye Semerci Oğuz Güner Karabağ karşıladı. Kimi çocuğun okula geldiğinde çamur bile tutamadığını belirten Güner Karabağ, "Aslında dokunmak istiyorlar ama yapamıyorlar. Zaman içinde göre göre çamurdan şekil verebilir hale geliyorlar. Biz onlara bu süreçte destek veriyoruz, farklı aletleri kullanmayı gösteriyoruz" diye konuştu.
Öğretmenler bu atölyelerde çocukların davranış biçimlerinin de şekillendiğini söylüyor. Seramik atölyesinde eğitim alan 18 yaşındaki Yasin Kuş, kahverengi hamurdan kardan adam yapıyordu. Nasıl beyaz olacak diye sorduğumuzda ise, 'pişirdikten sonra beyaza boyarız' yanıtını verdi. Bu tip sanat atölyelerinde öğretmenler çocuklara adeta 'iş koçluğu' yapıyor.
EĞİTİM FIRSATA DÖNÜŞSÜN
Resim atölyesine katılan çocukların iç dünyasını yansıtabildiğini kaydeden Resim Öğretmeni Elif İşgüden, “Çocuklar burada elde ettikleri becerileri, okuldan sonra uygulamayazsa unutur. Bu kazanımların çocukların hayatına maddi manevi katkı sunacak şartlara dönüşmesini arzuluyoruz” dedi. Özel eğitim öğretmeni Meryem Karaağaç, okulumuzda çocukların meslek sahibi olmalarına yönelik atölyeler var. Buradan mezun olduktan sonra çağrı merkezlerinde, mutfaklarda, atölyelerde çalışabilen çocuklarımız var. Şu an eğitim gören çocuklar için de bu imkanların sağlanmasını, özel sektörün bu işe biraz daha duyarlı olmasını istiyoruz” diye konuştu.
HAMUR TUTAMAZKEN KURABİYE YAPTILAR
Yiyecek İçecek Hizmetleri Öğretmeni Anıl Ilgın, “Özel çocukların her gün yeni şeyler öğrendiğini görmek inanılmaz bir his. Akademik olarak MEB müfredatını uygulayıp, çocuklara atölyelerde beceri kazandırmaya çalışıyoruz. Basit tarif ve ölçülerle çok müdahale etmeden yiyecek içecek yapmayı öğrendiler. Buradaki tek amacım çocukları hayata hazırlamak. Biz meslek okuluyuz, 3 yıl içinde çocukları iş hayatına hazırlıyoruz. Okul bittiğinde ben iş yapabilirim özgüvenine sahip olmalarını istiyoruz. Biz çocuklarla birlikte portakal soyup reçel yaptık, kurabiye yapmaya başladık ” dedi.
Özel eğitim hocası Zerrin Güneş ise, bu atölyede çocukların kendi ihtiyaçlarını giderebilir hale geldiğini belirterek, hamur tutamayan çocukların tariflere bakarak kurabiye yapar hale geldiğini aktardı. Atölyede eğitim alan Caner Göç ise, kurabiye yaparken çok mutlu olduğunu söyledi. 7 yaşından sonra görme yetisini kaybeden Doğukan Açık, okulda pek çok proje yapıldığını ve bunun kendilerine büyük yarar sağladığını söyledi. Dimdik bir hayat sürebilmek için çalışacağını anlatan Açık, “Hiçbir yerde görmediğim sosyal ortamı bu okulda gördüm, okul bittiğinde çok üzüleceğim. O yüzden okul sonrasına kendimi hazırlamaya çalışıyorum” dedi.
- Dirençli epilepsi hastası Nazlı'nın annesi Ayşegül Abdik ve down sendromlu İlhan'ın annesi Gülsüm Çelebi de okuldaki eğitim ortamının çocuklara büyük katkı sağladığını söyledi. Veliler, okul bittikten sonra çocukların hayatta var olabilmesi için iş ve eğitim olanağı sunulmasını istiyor.
