|

Padişahlar kardeşlerini neden öldürdü?

YENİSAFAK.COM.TR
00:00 - 3/01/2014 Cuma
Güncelleme: 15:43 - 3/01/2014 Cuma
Yeni Şafak
Padişahlar  kardeşlerini neden öldürdü?
Padişahlar kardeşlerini neden öldürdü?

Derin Tarih dergisinin 2014 yılı ilk sayısında Osmanlılar'da kardeş katli uygulaması tüm detaylarıyla ele alındı. Konunun uzmanı pek çok isimden de görüş alınan kapak konusunda kardeş katlinin neden yapıldığından, hangi ülkelerde uygulandığına, istisnaî durumlara kadar konu tüm boyutlarıyla incelendi. Hatta kardeşlerini katleden Osmanlı padişahlarının kayıtlara geçen pişmanlıkları bile. I. Ahmed'den sonra hanedanın en yaşlı üyesinin tahta geçme geleneğinin başlamasıyla sona eren kardeş katliyle ilgili her şey Derin Tarih dergisinin Ocak ayı sayısında...

Konuyla ilgili ana makaleyi Abdülkadir Özcan kaleme aldı. Onun bu makalesinden kardeş katli uygulamasının Osmanlı öncesi devletlerde de var olduğunu öğreniyoruz. Eski İran, Roma İmparatorluğu ve hatta Arap İslam devletlerinde hanedan içi öldürmelerin hep olduğunu anlatıyor Özcan. Makalesinde Özcan, Osmanlıda ise hanedan içinde ilk katl hadisesi olarak rivayete göre Osman Gazi'nin sık sık kendisine müdahale eden ve iktidarını kısıtlayan amcası Dündar Bey'i öldürmesini gösteriyor. Sonrasında I. Murad'ın ise devletin selameti için Ahilerin ittifakıyla hükümdar olmuş, Bizans imparatorunun oğlu Andronikos ile birlik olup isyan eden oğlu Savcı Bey ile saltanat davasına kalkışan iki kardeşi İbrahim ve Halil beyleri öldürmek zorunda kaldığını anlatıyor. Sonrasında ise Yıldırım Bayezid saltanatı sonrası yaşanan taht kavgalarına değiniyor.

OĞLU CEM'İN BEŞİĞİNE TEKME ATMIŞ

Abdülkadir Özcan'ın makalesinde esas olarak 14'üncü yüzyılda I. Murad döneminde başlayan kardeş katlinin 17'nci yüzyılın ortalarına kadar devam ettiğini anlatıyor. Bu konunun yazılı bir kanun maddesi haline gelmesi ise Fatih Sultan Mehmet dönemine rastlıyor. Büyük dedesi Yıldırım Bayezid'den sonra yaşanan taht kavgasının ülkeyi çok karıştırdığını gözönüne alınca önce küçük kardeşini boğdurdu, sonra bu usulü Kanunname'ye koydururak kendisinden sonraki padişahlara bıraktı. Özcan, Fatih'in saltanat veraseti meselesine açıklık getirmediğini, bir maddeyle bütün oğullarını saltanatın eşit varisi kıldığını ve diğerlerinin katlini münasip gördüğünü yazıyor. Bu arada Özcan'ın makalesinde Fatih'in oğlu Cem'in doğumuna sevinmediğini hatta gayet öfkeli bir şekilde beşiğine tekme vurup mealen mevcut Bayezid ve Mustafa adlı iki şehzadenin saltanat için yeterli olduğunu söylemek istediğini de öğreniyoruz.

ŞEHZEDELER REHİN BİLE ALINIYORDU

Peki kardeşi katli uygulamasının sebepleri neler? Özcan'a göre bunun üç sebebi var: Birincisi geleneksel 'ülüş' sisteminin getirdiği kötü sonuçlar. Türk-Moğol geleneğinde devlet hanedanının ortak malı olup topraklar hükümdar öldüğünde oğullarına paylaştırılırdı. Bu sistemin İslam öncesi ve sonrası kurulmuş Türk devletinde uygulandığını anımsatan Abdülkadir Özcan, bu durumun devletlerin ömürlerini kısalttığını söylüyor. Tarihte irili ufaklı 100'den fazla Türk devletinin kurulup yıkılmasının bir nedeni de bu uygulama!

İkinci sebebin şehzadelerin dış güçler, özellikle Bizans imparatorları tarafından desteklenmesi ve meşru hükümdarı sürekli tehdit etmeleri olduğunu anlatan Abdülkadir Özcan, hatta bazı şehzadelerin Bizans tarafından rehin alındığını bile söylüyor. Kardeş katlinin son sebebi ise başı şehzadelerin herhangi bir dış gücün tahriki olmadan isyan etmeleri. Özcan "Bu yüzden II. Murad kardeşleri Mahmud ve Yusuf adlı şehzadelerin gözlerine mil çektirerek saltanat iddiasında bulunmalarını önlemek istemiştir" diyor. Özcan son olarak özellikle Fetret Dönemi'nde Yıldırım'ın oğulları arasındaki taht savaşları sırasında binlerce kişinin ölmesinin Fatih'i bu hazin çareye başvurmaya sevk ettiğini; böylece ölüm ve öldürmelerin hanedanın iç meselesi haline getirildiğini söylüyor. Sonuç olarak Osmanlı'nın 'ülüş sistemi'nden ayrılarak hakimiyetin bölünmezlik ilkesini benimsediğini anlatıyor.

ŞER'İ DEĞİL ÖRFİ HUKUK

Abdülkadir Özcan, makalesinde bir başka konuya daha değiniyor. İsyana kalkışan hanedan üyelerinin katlinde tartışma olmadığını, tartışmanın çocuk hatta bebek yaştakilerin katlinde yapıldığını söylüyor. "Bu uygulamaya İslam hukukundan dayanak bulmak mümkün müdür?" diye soran Özcan, yanıtın tabii ki "Mümkün değil' olduğunu dolayısıyla meseleye Şer'i değil Örfi hukuk açısından bakmak gerektiğini anlatıyor: "Zira Osmanlı İmparatorluğu'nda özellikle devlet yönetiminde ve kamuda Örfi hukuk geçerlidir. Şer'i hukukun bilerek boş bıraktığı alanlarda devlet başkanı yasa çıkarabilir ve uygulayabilirdi.(...) Peki kardeş katli uygulaması hukukun neresindedir? İsyan etmiş her şehzadenin katlini devlet başkanına ait ta'zir suçuna dahil etmek mümkündür."

ŞEHZADE KORKUT'UN HİKAYESİ

Dosya için çeşitli yazarlardan görüşler de alındı. Aralarında çok ilginç bilgiler veren isimler bulunuyor. Örneğin İstanbul Şehir Üniversitesi'nden Gökhan Börekçi, I. Ahmed ile ilgili son yıllarda yapılan çalışmayı gündeme getirdi. Börekçi, I. Ahmed'in saltanatı boyunca neden kardeş katli geleneğini tatbik etmediğine dair önemli bulguların mevcut olduğunu belirterek bunları altı maddede ele alıyor. Selçuk Üniversitesi'nden emekli öğretim üyesi Mikail Bayram ise kardeş katli geleneğini Selçuklular döneminden ele alıyor. Hatta Selçuklularda 18 hanedan üyesinden sadece üçünün eceliyle öldüğüne dikkat çekiyor! Ankara Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Ahmet Mumcu da yazısında Orta Asya geleneğinin Osmanlı'da devam ettiğini, ülüş sisteminin onlarda da olduğunu hatta Osmanlı padişahlarının çocuklarını sancaklara vali olarak atamasının kökeninde tahta çıkan Kağan'ın diğer kardeşlerini devletin çeşitli noktalarına yönetici olarak göndermesi olduğunu anlatıyor. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Mustafa Kara ise bu konuya tarihteki ilginç bir karakteri örnek veriyor. O isim Fatih Sultan Mehmet'in torunu, Yavuz Sultan Selim'in kardeşi ve Kanuni Sultan Süleyman'ın amcası olan Şehzade Korkut. Kardeşinin saltanatını tanıyan ve sonra isyan eden bu şehzadenin öyküsü bu konuyu açıklayan bir başka örnek...


10 yıl önce